ilk basımı 1998 yılında olan mehmet cengiz'in "kayserispor tarihi" kitabından;
7. haftada elde ettiği antalyaspor galibiyeti ile ligde 8 puanla 12.'lik basamağına yükselen kayserispor şampiyonlar liginde dört gün sonra paris saint germain'i ağırlayacak olan rakibi beşiktaş'a tarihi bir ders verdi.
mkekela'nın golü ile beşiktaş'ı kayseriden 1-0'la uğurlayan kayserispor bu galibiyetle 8. haftayı 9. sırada, bir sonraki haftada da şekerspor'u deplasmanda yine aynı skorla yenerek 9. haftayı da 14 puanla ve yine 9. sırada geçti. 10. haftada elde ettiği ezeli rakibi gençlerbirliği galibiyeti ile (2-0) tarihinin en parlak birinci lig konumuna gelen ve 7. saraya yerleşen kayserispor'da teknik direktör gigi multescu, yönetim kurulu ve genç futbolculara basın tarafından methiyeler dizilmeye başladı.
ilk basımı 1998 yılında olan mehmet cengiz'in "kayserispor tarihi" kitabından;
20 ekim pazartesi hürriyet - işin sırrı oktay ensari;
sezon başında ilk düşecek takımlar arasında gösterilen kayserispor'u, bir kenarda içten içe kıs kıs gülerek, leş kargası gibi av bekleyen sözde futbol adamlarına, yönetimin içinde başka hesabı olanlara üzerine basa basa duyurulur.. bu kayserispor'da hayat var. 1. lig'de üst üste dört maç kazanan futbol takımının tüm bireyleri ayakta alkışlanır, baştacı edilir. hele hele yıllardır kendi evinde yenemediğiniz gençlerbirliği gibi futbol ustaları topluluğunu eli boş gönderip, şeytanın bacağını kırarsanız.
dün oynanan kayseri-g. birliği maçından çok; ev sahibi ekibin bu sezonki futbol anlayışına bir göz atmak gerekir. yoksa, kayserispor'un kocaeli ile başlayan antalya, beşiktaş ve şekerspor'la ve son olarak g.birliği ile devam eden sırat köprüsündeki galibiyetler serisine bakarsanız yanılırsınız.
kayseri işi daha başlarda gigi multescu ile bitirdi. ateşli, hırslı futbol hedefi büyük, ofansif, kaliteli, ilkeli, yıldızdan çok takım ruhuna ve paylaşımcılığa inanan romen çalıştırıcı ile lig maratonuna girdi. hakemlerle yıldızı barışmayan, çalışma delisi bu romen teknik direktör, m. ali çınar, mustafa uğur ve adnan öztekin gibi medyatik olmayan sessiz ve inançlı bir kurmay teknik kadroyla yola çıktı. multescu'ydu bu adam. bir ara sigortası attı, gitmeye kalkıştı. üç-beş yönetici evine gitti ve sabaha kadar konuştu. ikna ettiler. bıkmadan usanmadan hedeflerini yol ayrımında anlattı. yönetime ise sabır gösterdi. kayseri, g.birliği maçı sonrası puan cetvelinde g. saray ile aynı puana sahipse bunu tekniğin, taktiğin, fiziki güçle birleşmesi, yönetimin kadronun işine burnunu sokmaması, para dopingi, taraftar ve medya bütünleşmesine borçludur. siyasette, ekonomide, odalar savaşında, rant kavgasında birbirine yiyen, kayserilinin tek birleşip, bütünleştiği ortak dava; kayserispor davasıdır. bu kayseri artık büyük düşünmelidir. avrupa'yı hedeflemelidir. inatçı, ben bilirim havası bir kenara atılmalı, dolmuşa binmeden akılcı davranılmalıdır. sırp sledan alındı diye kızanlar, hasan hüseyin gibi harika bir liberoyu yarattı diye düşünmeli, kayserispor'da defansa yabancı oyuncu isteyenler şimdilerde bize yabancı bir forvet daha lazım diye bakmalıdır. gazeteci ustam mahmut sabah hep söyler ve yazardı ."sabırla koruk, helva olur11.. ne haklıymışsın be usta. bak; bize öğrettiğin gibi, 4 meçhul yabancı, 2 asker futbolcu, 2 ameliyatlı sporcu, 3 takıma sonradan katılan kayserili gençlerin oluşturduğu kayserispor koruğu, baldan tatlı helva oldu.