rakibine yunanistan'da 2-1 yenilen fenerbahçe istanbulda maçı 1-0 alarak o zamanki kurallar gereği play-off maçı oynamaya kazanmıştır. o maçı da kazanıp türkiye'ye ilk "avrupa" kupasını kazandırmıştır.
not: balkan kupası uefa nezdinde düzenlenmediği için avrupa kupası olarak değerlendirilmemektedir. ama o zamanki koşullar göz önüne alınırsa öyle düşünülebilir. balkan kupası daha sonradan samsunspor ve sarıyer tarafından da ülkemize kazandırılmıştır.
fenerbahçe sk istanbul (ıgnace molnar) : yavuz şimşek, özcan köksoy (levent engineri), numan okumuş, selim soydan, ercan aktuna, yılmaz şen, ogün altıparmak, fuat saner, nedim doğan, can bartu, yaşar mumcuoğlu
türkiye'de sivil toplum ve milliyetçilik kitabında yer alan, tanıl bora'nın "türkiye'de futbol ve milliyetçilik" başlıklı yazısından;
(...)
1950'lerde ve esas itibarıyla 1960'larda, türk milliyetçiliğinin faşizan ve muhafazakâr bir renge bürünmesi, diğer yandan yayılmacı (pan-türkist) bir karakter kazanmasa bile dışa dönük ilgilerinin yoğunlaşması, futboldaki uluslararası karşılaşmalara bakışa da yansır. 1950'lerden itibaren şovenist kampanyalara -örneğin rum azınlığa karşı linç seferberliğine- neden olan kıbrıs ihtilâfı, futbol alanında da bir türk-yunan çatışmasını yerleşikleştirir. 1967-68'de basının "kıbrıs'ın hıncı" misyonunun gölgesine soktuğu aek atina-fenerbahçe maçı, bu tırmanmanın doruğudur. (o tarihlerden itibaren uefa'nın türk takımları ile yunan takımlarının kuralarda eşleşmemesine 'özen gösterdiği' bilinmektedir.) futbolun bu gibi kampanyalarda rol üstlenmesi, kuşkusuz türkiye'nin "kitle toplumu" özellikleri kazanmasıyla, tribünlerin 'nezih' eğlence yerleri olmaktan çıkıp "güruh"un (mob) boygösterdiği "arena"lara dönüşmeye ve futbol ortamının pop kültür mekanizmalarıyla mitoslaştırılıp 'fanatize' edilmeye başlamasıyla da alâkalıdır.
25.10.1967 - 49 sene önce bugün, balkan kupası finalinde, ilk maçı atina'da 2-1 kaybeden fenerbahçe, inönü stadı'nda 42.181 kişinin 531.690 lira ödeyerek izlediği rövanş maçında yunanistan'ın a.e.k. takımını ercan aktuna'nın 48.dakikada penaltıdan attığı golle 1-0 mağlup etmeyi başardı.
takımlar sahada şu kadrolarla mücadele ettiler:
fenerbahçe: yavuz şimşek - ercan aktuna, numan okumuş - selim soydan, yılmaz şen, özcan köksoy - ogün altıparmak, fuat saner, nedim doğan, can bartu, yaşar mumcuoğlu (dak.46 levent engineri).
süper lig bu yıl lefter küçükandonyadis adıyla oynanacakmış (λευτέρης αντωνιάδης). lefter kadar bunu hak eden az futbolcu vardır. lefter'in hayatı çok kişinin malumu. ben kısaca başka bir rum futbolcudan bahsetmek istiyorum: alekos sofyanidis (αλέκος σοφιανίδης).
(...)
neyse gelelim esas konumuza… 1967 yılında balkan kupası'na türkiye'den fenerbahçe katılır ve fb, aek'le karşı karşıya gelecektir. 25 ekim 1967'de istanbul'da oynanacak rövanş maçı öncesinde kıbrıs gündemi ve ilk maçta fb'nin yenilgisi yüzünden maç bir "milli mesele" halini alır.
o kadar ki aek'e (athlitiki enosis konstantinupoleos), türk basınında isminin açılımından ötürü "enosis" denmeye başlanır. kıbrıs gündeminin gayet sıcak olduğu o günlerde bu sözcüğün ilk yaptığı çağrışım "enosis" olarak adlandırılan kıbrıs'ın yunanistan'a ilhakı politikasıydı.
bunu ilk maçı izlemek için atina'ya giden halit kıvanç da bir yazısında dile getirir: "önce 'enosis' deyimini yadırgadık ama bu kelimenin yunancada 'birlik' anlamına geldiğini öğrenince rahatladık. aek, 'istanbullu sporcular birliği' olarak kurulmuştu yıllar önce…"
aek'in kadrosunda sofyanidis'e ek olarak bir de beykoz spor'dan aek'e transfer olan ve yordan olarak anılan aleko yordan (alekos yordanu αλέκος ιορδάνου) da vardır. atina'da ilk maçın öncesinde ve sonrasında sofyanidis ve yordan fb'lilerle yakından ilgilenirler.
atina'da oynanan ilk maçı aek, 2-1 kazanmıştır. gollerden birini atan da müdafaada oynamasına rağmen sofyanidis'tir. rövanş istanbul'da oynanacaktır ve aek'in "sol beki" olan (evet, mevkisi değişmiştir) sofyanidis de kendi şehrine gelecektir.
türkiye'den ayrılışı bir hayli tartışmalı olan sofyanidis'in maç için istanbul'a dönecek olması da gidişi kadar tartışma yaratır. basın, maça bir iki gün kala sofyanidis'in "asker kaçağı" olduğunu keşfeder. sofyanidis, türkiye sınırlarına girdiğinde askere alınacaktır.
sofyanidis, bu durumda istanbul, gözünde tütmesine rağmen artık gelmesinin imkansız hale geldiğini belirten demeçler verir. sofyanidis, bu hayhuy içinde türk vatandaşlığından çıkarılır. akşam gazetesi böyle duyurur haberi...
1955 sonrası yunanistan'a göçen pek çok istanbul rumunun başına gelen sofyanidis'in başına biraz göz önünde, medyatik bir şekilde gelmiştir 1967'de. 2010 yılında atina'da kanserden ölen alekos sofyanidis, milli formasını giydiği anavatanının vatandaşlığını işte böyle kaybetmişti.