ingiltere: henry edward hibbs ''harry'', roy frederick goodall, ernest blenkinsop "ernie'', alfred henry strange, ernest arthur hart, errington ridley liddell keen "eric", samuel dickinson crooks "sammy", david bone nightingale jack, james hampson "jimmy", william henry walker (kaptan), william eric houghton
avusturya: josef rudolf hiden, karl rainer (kaptan), karl sesztak "sesta", walter nausch, josef smistik, karl gall, karl zischek, friedrich gschweidl "fritz'', matthias sindelar, anton schall, adolf vogl "adi''
goller: 1-0 dk. 5 james hampson "jimmy" 2-0 dk. 27 james hampson "jimmy" 2-1 dk. 51 karl zischek 3-1 dk. 77 william eric houghton 3-2 dk. 80 matthias sindelar 4-2 dk. 82 samuel dickinson crooks "sammy" 4-3 dk. 87 karl zischek
8 kanunuevvel (aralık) 1932 tarihli cumhuriyetten;
ingiltere: 4, avusturya: 3
bütün dünyanın merakla beklediği futbol maçı dün yapıldı
futbol, isminden de anlaşıldığı gibi, ingiltere'de icat olunmuş bir oyundur. bunun için ingiliz futbolcuları kendilerini şimdiye kadar bu işin üstadı addetmekte ve bütün dünya takımlarına ulu orta meydan okumakta idiler. son zamanlarda avusturya futbolcuları ortaya «biz ingiliz'leri yeneriz» diye bir lâkırdı attılar. tabiî, futbolun mucidi olmakla mağrur ingiliz’ler bu iddiayı reddettiler ve böylece aylardanberi bütün avrupa’yı işgal eden bir «yenersin! yenemezsin!» münakaşası açıldı. nihayet her iki milletin millî takımlarının karşılaşması ve işin bir neticeye bağlanması kararlaştırıldı. dün yapılan bu maç böyle iddialı olduğu için müstesna bir ehemmiyeti haizdir. avusturya'da maçı bir an evvel öğrenebilmek uğurunda bir çok memurla ve işçiler, vazifelerine gitmemişler, beş onu bir araya gelerek radyo makineleri alacak ve maçı radyo ile takip edecek kadar ileri varmışlardır. bir çok bankalar ve büyük şirketler memurların çalıştığı salonlara haut-parleur’ler koyarak meraklarını bir dereceye kadar tatmine çalışmışlardır. bu maç bir çok avrupa şehirlerinde de ayni alâka ile karşılanmıştır. hemen hemen bütün dünyayı heyecana veren «ingiltere - avusturya» millî futbol maçı londra'da yapılmıştır. netice şudur!
stamfordbridge 7 (a.a.) — büyük bir heyecan ve merakla beklenen ingiltere - avusturya futbol maçı bugün 50 bin seyirci huzurunda ve güzel bir havada icra edilmiştir.
avusturya’lılar 4-3 mağlûp olmakla beraber şöhretlerini tamamile muhafaza etmişler ve çok güzel bir oyun oynamışlardır. bilhassa takımın muhacim hattı takdire şayan bir varlık göstermiş ve ingiliz’lere lâyık bir hasım olduğunu isbat eylemiştir.
ıngiliz takımının sayılarından ikisini hampson, birini hougthon ve diğerini de crooks yapmışlardır.
avusturya takımının sayılarından ikisini zischek, diğerini de sindelar yapmışlardır.
maç, fevkalâde teknik ve sür’atli cereya netmiştir.
9 kanunuevvel (aralık) 1932 tarihli cumhuriyetten;
ingiliz’ler viyana'ya gelecekler mi?
evvelki gün londra’da ingiltere-avusturya millî futbol takımları arasında yapılan maçın tafsilâtı henüz gelmemiştir. saat dörtte viyana radyosu tarafından verilen tafsilât da, havada çok parazit olduğu için tamamen anlaşılamamış, yalnız oyunun son kısımları duyulabilmiştir.
anlaşıldığına göre, müsabaka çok seri ve teknik surette oynanmıştır. ingiliz'ler mu müsabakanın neticesini bir izzeti nefis mes'elesi haline getirdikleri için bütün gayretlerini sarfetmişlerdir. avusturya millî takımının, ingiliz topraklarında ve ingiliz seyircileri karşısında aldığı 4-3 netice, mağlûbiyet olmakla beraber çok parlaktır. bütün dünya futbolüne kadrşı meydan okuyan ingiliz profesyonellerini şaşkın bir hale getiren bu netice, avusturva için muvaffakiyet addedilebilir. bu müsabaka, viyana'da veyahut ta bitaraf bir memlekette yapılmış olsaydı, avusturya takımı muhakkak bir galibiyet kazanırdı.
avusturya’lılar, ikinci devrenin sonlarına doğru yıldırım gibi seri akınlarla ingiliz kalesini sarmışlardır. ingiltere müdafaası, topu ancak kornere atmak suretile bu akınlara manî olabilmiştir.
bir sayı farkla mağlûp olan avusturya'lılar, ingiliz'leri viyana'da bir intikam maçına davet etmişlerdir. fakat ingiliz'lerin, bu fırtınayı atlattıktan sonra viyana’da maç yapmağı kabul edecekleri çok şüpheli görülmektedir.
bazı futbol idarecileri de ingiltere'ye karşı bir avrupa muhteliti çıkarmak ve bitaraf bir memlekette maç yapmak arzusunu izhar etmişlerdir. maamafih bu arzunun tahakkuk edebilmesi için bunu ingiliz’lerin kabul etmesi lâzımdır.
12 kanunuevvel (aralık) 1932 tarihli cumhuriyetten;
ingiliz takımı avusturya'yı nasıl mağlûp etti?
avusturya millî takımının yüksek oyunu londra'da hayret uyandırdı
geçen çarşamba günü londra’da oynıyan ingiltere - avusturya millî futbol maçı hakkında dün gelen ingiliz gazeteleri bir çok tafsilât vermektedir. bu müsabakada 102 bin seyirci bulunmuştur. ingiliz’ler ilk devrede 2 gol atarak devreyi sıfır iki bitirmişlerdir.
ikinci devrede avusturya'lılar üç gol yapmağa muvaffak olmuşlardır. fakat ingiliz'ler de 2 gol daha atmışlar bu suretle ve bin müşkülâtla 3-4 galip gelebilmişlerdir.
londra gazetelerinin bu maç hakkındaki düşünceleri berveçhi atidir:
«stamford bridge stadında ingiltere’nin avusturya'yı yendiğini seyreden halk bidayette maça ciddî bir nazarla bakmamıştı. avusturya’lıların ingiliz’leri mağlûp edeceğinden herkes şüpheli idi.
belçika’lı hakem sahada göründüğü zaman kahkahalarla karşılandı. halk, hakeme değil, bir bisikletçiye benziyen kıyafetine gülüyordu. fakat bir kaç dakika sonra hakem, seyircilerin fevkalâde teveccühünü kazanmıştı.
çünkü oyunu mükemmel bir şekilde idare ediyor ve en ince noktalan görüyordu.
ilk devrede avusturya’lılar seyirciler üzerinde iyi bir intiba bırakmamışlardır. fakat ikinci devrede ilk golü kazandıktan sonra vaziyet büsbüsütün değişmiş, avusturya’lıların mehareti, hücumları, umumun teveccüh ve takdirini celbetmiştir. avusturya'lıların her güzel haraketi alkışlarla karşılanıyor, avusturya’nın her golü tes’it ediliyordu.
seyirciler, «bu gol ingiltere'yi uyandırmalıdır!» diye bağırıyor ve avusturya'lıların tam manasile futbol oynadıklarını görüyordu. avusturya’ lıların kalıp ve kıyafetleri ve tavrü hareketleri mükemmel bir ingiliz takımına benziyordu.
avusturya'lıların oynadığı oyun ingiliz sporcuları için şiddetli bir darbe olmuştur. maçta bulunan münakkitlerin fikrine göre ingiliz’lere maçı kazandıran sadece bir kaç şanstır. avusturya’lılar birbirlerile o kadar iyi uyuşuyorlardı ki adeta on bir kişiden fazla oyuncu gibi görünüyorlardı.
avusturya’nın en mükemmel oyuncusu merkez muhacim sindelar’dır. bu oyuncu avusturya’lıların ikinci golünü yapmakla beraber muhacim hattını mükemmel bir şekilde idare etmiştir.
avusturya’lıların sağ ve sol muhacimleri ingiliz müdafaasını mütemadiyen iz’aç etmiştir.
ingilizlerden strange ile goodall müdafaanın sağ cenahında keen ve blen kinsop’tan daha sağlam oynamışlardır. her ne kadar keen iy oynamış ise de ispazmoz içinde idi.
oyunun en şayanı dikkat ciheti avusturya müdafaasının daimî bir surette muhacimlerine yerden güzel yaslar vermeğe muvaffak olmasıdır. buna mukabil ingiliz müdafaası muhacimlerine güzel pas atamıyordu. avusturya kalecisi hideu gösterdiği şayanı hayret meharetile halkın takdirini kazanmıştır. ingiliz kalesinde hibbs güzel oynamıştır.
avusturya’lılar, ingiliz profesyonellerine 3-4 mağlûp olmakla beraber avrupa’nın en kuvvetli futbolcuları olduklarını göstermişlerdir. ingiliz’lerin ilk devrede yaptıkları 2 golden sonra avusturya takımının ikinci devrede üç gol çıkarması, stadyomu dolduran 102 bin seyircinin hayretini mucip olmuştur. ingiliz’ler, avusturya takımının da ispanyol millî takımının akıbetine uğrayacağını ümit ederlerken az daha kendi takımlarının acı mağlûbiyetile karşılaşacaklardı.»
14 kanunuevvel (aralık) 1932 tarihli cumhuriyetten;
avusturya takımı ilk tebrik telgrafını türkiye’den aldı
viyana’da intişar eden spor tageblat gazetesi, avusturya - ingiltere millî maçı münasebetile londra’ya gönderdiği hususî muhabirinden aldığı atideki telgrafı neşrediyor:
«londra 7 — avusturya takımının muvaffakiyetli oyunu dünyanın dört köşesini o kadar seri bir zamanda sarmıştı ki, oyundan sonra, avusturya’lıların oturduğu otele yüzlerce tebrik telgrafı gelmiştir. bu telgraflar arasında bir çok mühim zevatın ve bu meyanda avusturya ticaret nazırının da telgrafı vardı. fakat bütün bunlar arasında sür’at rekorunu türkiye’den gelen ilk tebrik telgrafı kırmıştır. filhakika istanbul’da çıkan olimpiyat mecmuasının tebrik telgrafı oyuncuların sahadan otele avdetleri esnasında henüz basamakları çıkarlarken ellerine tutuşturulan ilk telgraftır.»
*
londra’da ilk telgraf rekorunu kıran olimpiyat mecmuası, dün aldığımız malûmata göre istanbul’da da londra maçının ilk resimlerini almak rekorunu kırmıştır. filhakika ingiltere - avusturya maçının çok heyecanlı resimleri dün olimpiyad’a gelmiştir. cumartesi günü çıkacak nüshasında bu resimler neşredilecektir.
16 kanunuevvel (aralık) 1932 tarihli cumhuriyetten;
ingiltere - avusturya
bütün dünyayı alâkadar eden mühim maçın şayani dikkat tafsilâtı
londra «hususî» — autopolo» denilecek bir nevi oyun olsa bu hususta kullanılacak en muvafık otomobillerin markası acaba ne olabilirdi? işte bu ve bu gibi binbir türlü mühim mesaili düşünerek ingiltere - avusturya gibi cihan futbol âleminin bu iki kahramanının çarpıştığı maça gittim. bu oyun olsa olsa felsefe muallimleri için bir «sürprise» olabilirdi, halbuki bizim gibi «habitue» ler için dört kere dört on altı eder kadar tabiî idi.
ingiliz'ler, avusturya'lıları 4-3 yendiler. fakat fena surette teşkil edilmiş olan ingiliz takımı az daha kendi sahasında mağlûbiyet acısını tadıyordu. auvsturya'lılar bu oyuna aylardanberi hazırlanırken, ingiltere futbol federasyonu, acaba ingiltere’yi temsil etmek üzere toptan olarak «arsenal» ı mı, «aston villa» yı mı, yoksa «everton» u mu çıkaracak diye bir iki hafta vakit geçirdikten sonra maçtan iki gün evvel takımı teşkil ve ilân etti. ingiltere takımının, ömürlerinde birbirlerile bir kere bile oynamamış oyunculardan müteşekkil bulunduğu yetişmiyormuş gibi, üstelik bu oyuncular oyun tarzları hiç te birbirininkine oymıyan kimselerden seçilmişti.
ingiliz takımında iki büyük ve affedilmez hata irtikâp edilmişti. o da daima acık bir oyun tarzı takip eden müdafiin önüne «roberts» gibi geride oynıyan bir merkez muavin konulacağına «hart» gibi çok ileride ve daima akınların merkezi sikletini teşkil etmek istiyen bir oyuncu konması ve meşhur «jack» ile senelerdenberi «arsenal» de beraber oynamakta olan ve «crooks» dan çok yüksek ve daha teknik sahibi bir oyuncu olan «hulme» nin sağ açığa konmaması. avusturya’lıların gollerinin üçünü de merkezden yapmış olmaları, bu hataları barız bir surette gösteriyor.
oyun kuru bir hava ve sahada belçika’lı hakem «m. langenus» un idaresinde başladı ve gayet seri bir surette devam etti. en çok hayret ettiğim nokta, oyunun başından sonuna kadar bu sür'atin muhafaza edilmiş olmasıdır. bazan topu gözle takipte cidden güçlük çekiyordum.
başlangıçtan beş dakika sonra ingiliz'ler birinci ve yirmi beşinci dakikada da ikinci gollerini kaydettiler. ilk devre bu suretle 2-0 ingiltere lehine bitti. bu devrede nisbeten iyi bir oyun oynamış olan ingiliz takımının ikinci devrede avusturya'lıları ispanyol'ların akıbetine uğratacağı zannolunuyordu. halbuki avusturya'lılar, ingiliz merkez muavinile müdafilerinin anlatamadıklarını anlamışlar ve taktiklerini ona göre değiştirmişlerdi. bu devrede kısa ve kıvrak paslarla, merkezden hücuma başladılar ve oyuna başladıktan beş dakika sonra da «gschweidl» ilk golü yaptı. avusturya hücumları bir aralık o kadar arttı ki ingiliz müdafileri, kalelerini kurtarmak için üç kere birbiri arkasına korner yapmak mecburiyetinde kaldılar. nihayet «blonkinson» un uzun bir vuruşu ile kendisine gelen topu sürerken yack; fîzesta tarafından tam ceza çizgisi haricinde hatalı olarak durduruldu, bunun üzerine hakem bir firikik verdi «haugton» un on metre geriden koşarak çektiği tutulmaz bir şütle ingiliz'ler üçüncü ve biraz sonra da «yack» tan aldığı bir pası hüsnü istimal eden crooks'un ayağile dördüncü gollerini yaptılar. oyunun bitmesine dört dakika kala kornerden gelen topu «zischek» dünyada hiç bir kalecinin tutamıyacağı bir şütle ağlara takarak avusturya’nın üçüncü ve son golünü yaptı.
ingiliz takımı ekseriya kendi «standard» oyunundan çok aşağı bir oyun oynadı, ancak arasıra kendisine yakışacak bir oyun gösterdi ve gollerinin hepsini de o sıralarda yaptı. ingiliz'ler çıkaracakları en fena takımın bile, yarış atları gibi beslenmiş ve bir arada çalıştırılmış ve dünyanın en iyi takımı namı verilmiş olan bir takımı yeneceğini gösterdiler. halbuki geçen yaz istanbul'da bu maçın bahsi geçerken, iki gözüm zeki’ciğim, ingiliz profesyonellerini o derekeye indirmişti ki, nerede ise istanbul'a getirip topuna birden başlıbaşına yenecekti.
ingiliz takımından «hibbs», «blenkinsop», «haughton» iyi gack çok iyidiler. «crooks» ise bir gol yapmasına rağmen, baştan sonuna kadar bozuk oyunile kendisine gelen pasları kaçırdı ve muhacim hattının lâyıkile anlaşmasına mani oldu. avusturya’lıların hepsi iyi olmakla beraber bilhassa kalecileri bir harika, sağ müdafi ve merkez muavinleri çok iyi idiler. eğer kalede «hiden» olmasaydı, avusturya'lılar muhakkak ki oyunu 6-3 mağlûp vaziyetinde bitirecektiler. «hiden» in en umulmıyacak vaziyette çekilen en âni ve tutulmaz şütleri kurtarmasına ancak hârika denebilir. diyebilirim ki 1926 da prag’da slâvya’ya karşı oynarken gördüğüm ve o zamanlar en parlak devresinde bulunan o zamanki zamora'dan daha iyidi. avusturya'nın en iyi açığı olduğunu söyledikleri ve şüphesiz sporcularımızın «admira» nın istanbul’u ziyaretinden tanıdıkları vogl belki de gol olacak bir vaziyette ıska geçmesine rağmen muhacimlerin en iyilerinden birisi idi. fakat bilâşek ve şüphe sahadaki on muhacim arasında en iyisi «arsenal» ın yirmi bin ingiliz lirasına bile satmadığı jack idi.
eğer ingiltere futbol federasyonu ilk tasavvurunu file çıkanp «arsenal» ı olduğu gibi oynatsaydı muhakkak olarak hem dört golden fazla atarlar, hem de üç gol yemezlerdi. burada bir profesyonel millî takımı teşkil edip onu aylarca değil, hatta üç hafta bile bir arada antrene etmek imkânsız. çünkü hiç bir kulüp oyuncusunu, haftalarca takımından çıkararak, kupa ve lik maçlarında kendi vaziyetini tehlikeye düşürmek istemiyor. şurası gayet tabiî ki «jack», «james», «roberts» olmıyan bir arsenal takımını kimse görmeğe gitmez ve bu yüzden yalnız o kulübün hasılatı azalmış olmakla kalmaz, bu müddet zarfındaki maçların belki de hepsinde yenilerek halkın alâkasını ilelebet olmasa bile uzun bir müddet için kaybetmiş olur. kulüplerin federasyon üzerindeki tesirleri o dereceye varmış ki, kupa ve lik maçlarına zararı dokunmasın diye beynelmilel maçlar hep hafta aralarında oynanıyor. bu sebepten bu maç ta wembley yerine chelsea kulübünün sahası olan stamford bridge gibi nisbeten ufak bir statta ve elli bin kişi gibi az bir seyirci önünde oynandı.
halkın gösterdiği misafirperverlik ve centilmenliğe hayran oldum. avusturya’lıları o kadar alkışladılar ve onların kaçırdıkları fırsatlara o kadar hayıflandılar ki, bütün oyunun devamınca ben, ingiltere takımı kendi takımım olmadığı halde, ingiliz'lerden çok daha sinirli ve galibiyetini istediğim ingiliz takımının alacağı neticeyi daha büyük bir endişe ile bekliyordum.
sözümü bitirmeden şunu söylemek isterim ki, bence ingiliz sistemi karşısında hiç bir avrupa sistemi muvaffak olamaz. ingiliz kombinezonunu başka bir kombinezonla bozmağa çalışmak dakikada yüzlerce devir yapan bir tayyare motörünün arasına bir çubuk sokarak onu durdurmak için uğraşmağa benzer.