1926 senesinde güney türkiye’nin akdeniz kiyisinda dogdum. babam vefat ettiğinde henüz 7 yasindaydim. en büyük ağabeyim hemen okulu birakarak bizlere bakabilmek için orta anadolunun kayseri şehrinde yeni kurulan bir tekstil fabrikasinda ise girdi, cok büyük olan fabrikanin birde cogu dallan kapsayan spor bölümü vardı. o zamanlar biz futbolu sokak aralarinda veyahut apartmanlarin önlerindeki küçük meydanlarında oynardık. ağabeyim, in fabrikadaki iyi pozisyonu dolayisiyle spor dairesine kolaylikla giriyor ve istediğim dalda çalışabiliyordum, paten kaymak-tenis oynamak-box ve güreşmek gibi. benden 2 yas büyük olan talha ağabeyim ise fabrikanin her sene şampiyon olan futbol takiminda oynuyordu. bir mac günü oyuncular sahaya cikmadan önce kenarda paslasiyorlar aradada kaleciye sut çekiyorlar ben ise ağabeyimin yanında duruyorum kalecinin toplara müdahalesini beğenmedim ve onu kenara iterek//öyle oynanmaz//dedim ve onun yerine geçtim . oyuncular bana sut çekiyor bende elimden geldiği kadar tutmaya calisiyordum. kaleci beni cok beğendi yanındakilere bu çocuk calisirsa ileride iyi bir kaleci olur dedi. yasim 13-14 olduğunda fabrikanin b takiminda santrafor oynuyor ve kaptan olarak sahaya cikiyordum. ayni zamandada a takiminin yedek kalecisiyim. bir ara bana antrenörüm sen kaleciden daha iyisin ama yasin ufak ve cok zayıfsin seni oynatamam dedi. sonra 1942 senesinde istanbula geldik, talha ağabeyimin oynadigi takimin antrenörü vefa.ya gelince onuda birlikte getirdi, dolayisiyle bende ağabeyimle birlikte vefa,da antremanlara cikmaya basladim. vefa istanbulda 3 büyüklerden sonra(fb-gs-bjk)4 üncü sirada idi ne yapacağı belli olmayan sampiyonlaga giden takimi sampiyonlukdan eden kupayı alabilecek takımı kupadan eden 3 büyüklerin korkusu idi. antrenmanlarda hep ortalarda oynuyor daha doğrusu neşesiz hevessiz sahada dolasip duruyordum cünki gözüm hep kaledeydi, bir gün takimin kalecisi antrenmanı yarida birakip giderken elinden eldivenleri istedim ve kaleye gecdim , tabi kimse benim kalede oyniyabilecegimi bilmediği için devamlı sut çekiyorlardı buda benim canıma minnetti bir saga bir sola ucup durdum. kalenin arkasinda orta yaslı kalantör bir bey duruyordu, antrenman bitişinde soyunma odasina giderken bana sen kal dedi paltosunu ve sapkasini cikartarak bana sut çekmeye başladı bende büyük bir gayretle kurtarmaya, meyersem bey kulübün baskaniymis. o günden sonra ben antrenmanlara artık kaleci olarak cikmaya başladım. yasim 17 ve kulübün yeni yapılan binasinin acilis töreni var dolayisiyle fuar kupası için izmire gidecek olan istanbul karmasiyle mac yapacağız o gün başka bir kaleci daha gelmiş kaptan birinci devre sen ikinci devre o oynayacak dedi, birinci devre bitti durum 0-0 ben kosa kosa soyunma odasina gittim formamı cikarttim ona verdim o arada takimda soyunma odasina gelmisdi kaptan bana niye soyunduğumu sorunca kendisine macdan önce söylediklerini hatirlatdim hayır giy formani sen oynayacaksin dedi böylece özlemini çektiğim kaleye gecmis oldum ve futbol hayatımda böylece baslamis oldu. tabi o zamanlar daha profesyonellik yokdu cok az bir para alirdik geçinmemize yetmezdi ama hic yoktan iyiydi. derken lig maçlari başladı gerçi benim lisansim vardi ama orta okula gittiğim için oynamam yasakdi orta okul talebelerinin lig maçlarında oynamalari yasakdi, bir fenerbahce lig maci 1-1 sonuçlandı ve bu sonuclada fenerbahce şampiyonluktan oluyordu herkesde benim orta okul talabesi olduğumu bildiğinden yalniz takim kaptanlarinin itiraz hakki olduğundan idareciler fenerbahcenin kaptani cihat,dan itiraz etmesi için baski yapiyorlardi ama o itiraz hakkini kullanmadi. tahmin ediyorum sebebi henüz kariyerinin baslangicinda olan gene bir kalecinin önünü kapatmamak olabilir bu aradada söyliyeyim bence cihat dünyanin gelmiş gecmis en iyi kalecisidir. sonra askerlik cagim geldi ve cumhurbaskanligi muhafız alayinda yaptım ve muhafız gücünde oynadim askerlik bitişinde evlenmeye karar verdim dolayisiyle artik para kazanabileceğim iyi bir ise ihtiyacim vardı bu nedenle vefa.daki kariyerim 1950 senesinde sona erdi ve beni uzun süre isteyen peşimde dolasan amötör kümede oynayan sümerspor.a geldim ve orada 5 sene file bekçiliği yaptim ve uzun müddetde yedeğim yokdu olsa bile sakat sakat oynardım o zamanlar şimdiki gibi değişik terapiler yoktu ağrıyı hissetmeyelim diye yakici krem sürer üstüne dizliği çeker oynardik macdan sonra bursaya kaplicalara gönderirlerdi sonra yine haftaya maca cikardik. 1952 helsinki olimpiyatları için amatör milli takim seçmelerine cagrildim bütün haziriik maclarinda oynadim ama siz zamaninda profesyoneldiniz diyerek 4-5 arkadaş kadrodan çıkartıldık 1955 senesinde sümerspor.dan ayrıldım ama artik eski hirs kalmamisdi sonraları antrenmanlara çıkmadan bakırköysporla maclara cikiyordum ve sonralari tamamen spor,dan koptum sadece hususi maçlara cikdim cünki hep ağabey gel diye israr edelerdi, bu ara bir animi anlatayim yine bir hususi mac, takımlar sahada bizden 1 kisi eksik bekliyoruz ne gelen var ne giden, soyunma odasina gittim baktim, genc bir arkadaş sızlanıyordu, ne olduğunu sorduğumda bana karsısında oynayacağı oyuncunun hem cok süratli hemde cok sert oynadigini ve kendisinin ona karsı oynamakdan çekindiğini söyledi, ona eğer sert oynuyorsa ikili mücadeleye girme, süratli ise yaninda degilde biraz gerisinde dur ona atilan her top ondan evvel sana gelecek, eger bunlara rağmen gol olursa kabahat benim dedim ve akli yatti. çekindiği fb li oyuncuyu sahadan adeta sildi ve sahanin en iyisiydi. bu delikanli sonralari bjk dada oynadi ve defalarcada milli oldu. fb li delikanlinin ismi mikro mustafa,dir, bizim takimdaki delikanli ise güzel futbolu efendiliği ile anilan bu günümüzün sevilen sayılan futbol yorumcusu ve yazari vedat okyar,dir. benim bir özelliğimde penaltı kurtarmakdi bütün spor hayatimda sadece 2 penalti golü yedim birde hic kalenin içinde durmazdım bütün 18 in ici bana ait idi onun içinde bana yashin diye bagirirlardi yashin eski rus milli takiminin kalecisi idi ve oda 18 in içinde hic top kaptirmazdi, ve böyle özel maçlar oynaya oynaya geldik sene 1960 a ve bu tarihten itibaren almanyaya gittim böylecede futbol hayatima son verdim ama hic pişman olmadigim cok güzel renkli ve zevkli sevilerek bir futbol hayati yasadim