malumunuz tarihinin en kötü ilk yarı performasnını çizerek 18 maçta sadece 7 (yazıyla yedi) puan alan kırmızı-siyahlılar, devre arasında çuvalla transfer yaptı. 31 puan toplayıp bir mucizeye imza attı ve kümede kalmayı başardı.
sezon biter bitmez başkan niyazi akdaş bir kere daha istifasını sundu. bunun sanırım en büyük sebebi kulübün para girdisi az olduğu için yöneticileri değiştirme hamlesi idi. elbette bir de kişisel olarak sonuna kadar katıldığım “şirketleşme olmazsa bu kulüp yok olur” düşüncesiydi. çünkü alkaraları bilenler bilir ki, bu kulüp hiçbir zaman devlet, kamu kurumları, belediye ve milletvekilleri vs gibi ülke futbolunda en önemli değişkenlerine mesafeli olmuştur. bu yüzden de hiçbir zaman diğer takımlar gibi para lazım olunca “kırmızı telefonları” asla olmamıştır. bu yüzden kendi yağında kavrulan, kısa, orta, uzun vadeli planlar yapan ve sürekli “kendi şirketinmiş gibi” denetlenen bir yapı kurulması gerekiyor. yoksa çekirge misali bir zıplar, iki zıplar…
uzatmayalım seçim oldu ve niyazi bey ikna edilip yeniden aday oldu ve aynı yere döndük.
yeni sezona kümede kalma başarısındaki en önemli isimlerden olan sinan kaloğlu ile başlandı. geçen sezon devre arasında kulübe gelenlerden biri de serkan aydın’dı. aydın heyecanı ve sürekli aktif görünmesiyle bir nevi kulüpteki en büyük ihtiyaç olan “ölü toprağını kaldırma” görevini üstlendi. oyuncuların aidiyet duygusunu ve taraftarın beklentilerini arttırarak kümede kalma yolunda oldukça etkili de oldu.
aydın bu sezon da aktif olarak kulübün tek “ses veren” organı modunda. halil ve yılmazla yaptığımız taşmektep canlı yayınları]nda ya da akabinde eklediğim kendi kanalımda]ki yayınlara serkan bey de katılıp içeriden haberler verip soruları yanıtlıyor.
( https://www.youtube.com/watch?v=dzawh_x2a3ı) sezon öncesi yayınında] aydın, istedikleri birkaç transfer daha olduğunu ve bunları da yaparsak play-off hedefi koyabileceklerini yoksa yine kümede kalma hedefi olacağını söyledi.
ilk hafta evde ümraniye galibiyetiyle başladık. ardından da sakarya deplasmanında hareketli ama kısır bir maç sonucunda 1 puanla dönüldü. programda serkan aydın’ın söylediği ve kesin alınmalı dediği oyunculardan amilton bu arada imzasını attı. 3. hafta öncesi en önemli gündem konularından biri de mustapha yatabare’nin parlak bir futbol kariyeri olmayan kardeşi sambou’nun imza atması ama sonrasında sosyal medyada oyuncunun hüküm giydiği muhabbetleriydi. ayrıca yayında aydın’ın “alınmalı” dediği bir başka isim olan olarenwaju kayode için de geçen sezon takıma katılan ve gönderilmek için para konusunda anlaşılmaya çalışılan oyuncular olduğunu söylemişti. amilton’un imzalamasından sonra taraftar kayode’yi beklemeye başladı.
ligin 3. haftasında ise evde rakip geçen yılın flaş takımlarından olan ve bizim gibi sezona 2’de 4 puanla başlayıp hiç gol yememiş olan bodrumspor’du.
maç beklendiği gibi kora kor bir mücadele şeklinde ilerledi. bol bol faullerle oyun duruyor ve gençlerbirliği ileri çıkmaya çalışırken bodrum kontra arıyordu. derken çok fazla tekrarını göremediğimiz ama gördüğüm kadarıyla ağır bir karar olan penaltı kararı geldi. mustapha yatabare’nin penaltı golüyle öne geçtik. sonrasında bodrum beraberlik golü için yüklenirken çok iyi açıklar verdi ama kimi zaman beceriksizlik, kimi zaman rakip savunmanın yeteneği derken maç 1-0 bitti ve puanımızı 7’ye çıkartıp hiç beklemediğimiz kadar iyi bir sezon başlangıcı yapmış olduk.
3 maçta 7 puan aynı zamanda kulüp tarihinin, birinci lig bazında en iyi 2 ve tüm ligler bazında en iyi 11. en iyi başlangıcı oldu. 66 sezon arasında kulübün sadece 2 kez (2002-03 ve 2018-19) 3’te 3 yaptığını da not düşelim. malumunuz 2002-03’de ersun yanallı kadro şampiyonluk mücadelesi vermiş ve son dakikalarda 3. sırada ligi tamamlamıştı. 2018-19 sezonda ise 1988-89’dan sonra ilk kez bir alt lige düşmüş ve 1. ligde 8’de 8 yaprak 1. lig tarihinin en iyi girişine imzasını atmıştı. o sezon 2. olup süper lige yeniden yükselmişti.
akıllarda iki tane soru var;
ilki bu sezon da yapılan transfer maliyetlerinin yüksek olduğu için süper lig’e çıkılmazsa gelecek sezon büyük acı çekileceği görüşünün doğru olup olmadığı.
ikincisi ise ilk 3 haftadaki “inanılmaz” bir futbol olmamasına rağmen toplanan 7 puanla yapılan güzel başlangıcın devamında ne olacağı?