gençlerbirliği açık ara tarihinin en kötü sezonunu yaşıyor. 2004-2005 li oyuncular oyuna giriyor ya da ilk 11 başıyor çünkü birileri hesap bile vermeden sıcak evlerinde takılırken borç batağına soktukları takım ölüm-kalım mücadelesi veriyor.
bu maçtan önce yaptığımız yayında (yukarıda var) halil ve yılmaz ile haftalardır aldığımız kötü sonuçlar nedeniyle hiçbir beklentimiz yoktu. fakat 14 haftadır kazanmayan ekibimiz her halde bu süre zarfında ilk kez önde bastı, rakibi bozdu, düzgün savunma yaptı, araya girip top kaptı ve kontralarla etkili oldu derken aklımda "en az 1 puan alacağız!" diye geçiyordu.
aslında golü de yedik ama yine de disiplinli savunma ve güzel oyunun meyvesi gelecekti. derken belyaev'in soldan getirdiği ve ceza alanı çaprazından barış'a verdiği topu oyuncu nefis bir falso ile uzaktaki 90'a gönderdi!
ondan sonra da güzel oyun devam etti. bu arada haftalardır eleştirilen übeyd'in yerinde çıkışlarla sakaryaspor'un savunma arkasına attığı topları çıkartması da görümeye değerdi!
ama işte... futbol gerçekten garip bir oyun. bu güzel cümlelere rağmen soldan yapılan (büyük harfeler ve kalın) kötü ortaya metehan uçan kafa attı ve top filelerimizle buluştu!
gerçekten diyecek, yazacak hiçbir şey yok! kader? saçmalık? aptallık?
yazık!
1 hafta sonra transfer tahtası açılacak ve yapılacak düzgün transferlerle umarım mücizeyi gerçekleştireceğiz! en azından bu maç bunu birazcık da olsun gösterdi diye düşünüyorum. ayrıca akıllı yapılacak transferlerle borcun da daha fazla büyümemesi tek umudumuz.
dip not: yayında halil ve yılmaz'ın bahsettiği gibi kulüp başkanı niyazi akdaş hem küme kalacağımızı hem de sezon sonu borçsuz olacağımızı söylemiş. umarım ikisinde de haklı çıkar!