hissedilen italya tanıl bora 05/07/2012 radikal.com.tr
euro 2012'de ispanya muzaffer, italya da gönül çelendi. tekniği taktiği bilen bilir, ben 'hissedilen italya'dan bahsedeyim. 'yeni mavi' portreler...
hiç kimse bildiğimiz gibi değil artık. hollanda almanya oldu, almanya hollandalaştı. düşünün, italya bile italya gibi değil. gerçi asgari bir tilkilik elbette yine mevcut. futbolun ilmini bilenler, modernize edilmiş bir ‘catenaccio’dan söz ediyorlar hatta. ne olursa olsun; yıllardır ne italyalar izledik, bu kadar pas muhibbi, bu kadar hücum gönüllüsü bir italya görmedik. acemilik ustası gözlere öyle geliyor en azından.
2006’da şike skandalına battıkları yaz dünya şampiyonu olmuşlardı, şimdi yine bir skandalın göbeğindeler. ve yine finaldeydiler. serie a’nın gücü. ‘valide hanım’ın (juve) gücü. aslında italya, olağan sürprizdir. 1982, 2006 dünya şampiyonlukları da sürpriz değil miydi?
italya’nın uyandırdığı beğeni, biraz da yıldızsız sayılmasındandı. kimse ‘bir jüpiter değil’ belki ama ‘yıldızsız’ diyebilir miyiz gök mavilere? has futbol muhipleri, andrea pirlo’yu nice büyük şöhrete değişmezler. del piero, baggio gibi bir ‘trequartista’, yani oyun kurucu forvet değil bir ‘regista’dır kendisi; oyunu arkalardan, derinlerden kuran adam. vakur, ciddi. serbest vuruş kullanırken omuzları düşük, neredeyse süklüm püklüm. arkadaşları l’architetto (mimar) dermiş, zamanında marcello lippi ‘leader silenzioso‘ (sessiz lider) lakabını takmış ona. ‘stai calmo, e passala a pirlo’ sloganlı tişört var: sakin ol, pirlo’ya pasla. topu asla heba etmez, pasları taahhütlüdür. karavel saçlarıyla sanki bir yandan da 60’lar-70’ler futbolunun erdemini temsil ediyor: sakin olun, şuurlu oynayın, beyhude koşturmayın. marifeti, 2010’ların temposu içinde öyle bir hûzme yaratmayı başarması.
kalecilerin güneş sisteminde, gianluigi buffon şüphesiz bir yıldız. almanya maçından sonra sahayı sinir içinde terk ederken gördük (‘2-2’yi yakalasalar 9-2 ezerlerdi bizi’ diye kızmış). yoksa, o da sakin güç. serbest vuruşa hazırlanırken mesela, bilardocuya benziyor, şahin gözleri isteka. milli marşı gözlerini yumup haykıra haykıra söyleyince mi (‘birleşelim, sevelim birbirimizi… kim yenebilir bizi’) rahatlıyor? 2000 senesinde parma’dayken faşistlerin ‘pes edeni asın’ sloganını taşıyan bir tişört giydiydi. ‘buffon faşist mi?’ tartışması o zamandan beri süregidiyor.
italya futbol ortamının ırkçılık ve faşistlik sicili kötüdür. prandelli geçen yıl sonu iki göçmen kökenli oyuncuyu milli takıma çağırdığında (osvaldo, ogbonna), sağ cephe “azgelişmiş ülkelerin şubesi miyiz!” diye homurdanmıştı. ogbonna bu turnuvanın kadrosunda da vardı. o, ikinci siyahtı. asıl siyah: deli balotelli. ganalı mülteci bir ailenin evlatlık verilmiş çocuğu. üstünü soyunup kas tertibatını sergilediğinde, ‘meçhul mülteci anıtı’ gibi bakın ona. o diklenmeyi, ‘insanın yurdu bütün dünyadır’ şiarının meydan okuması diye düşünün.
istediği kadar ‘başka’ olsun, herhangi bir italya takımı, savunmacılarıyla kaimdir. giorgio chiellini’nin finalin 21. dakikasında sakat ve mağlup çıkışı, nakavt anı sayılabilir. boksör burnuyla, çene-diş tertibatıyla, eski tip italyan bekin timsalidir. 2008 avrupa şampiyonası kampında cannavaro’yu idmanda hacamat edip kazan dışı kalmasına yol açmıştı. büyük savunmacının yerini öyle aldı. (hâşâ, o bir cannavaro değil.)
italya bir de şıklığıyla kaimdir. işte, dar kesimli ceketi, beyaz gömleği, ince kravatı, arkaya taranmış uzun saçlarıyla cesare (claudio) pirandelli. ölümcül hasta olan karısının yanında bulunmak için bir sene boyunca işi bıraktığını biliyoruz. (yine biliyoruz: bir aylığına bile sahneden ayrılmaya gelmeyen bir iş, bıraktığı.) finalden önce: “futbol neşe vermeli. ciddi şeyler başkadır” demişti. abartmamayı, ‘gerçekten ciddi’ olanı ayırt etmeyi, futbolun neticede sadece futbol olduğunu biliyor. oyuncularına önce tevazu terbiyesi verdiği anlatılıyor. bu amaçla hapishane ziyaretine götürmüş mesela takımı. ‘imtiyazlı olduğunuzu bilin, alçakgönüllü olun, imza isteyenleri terslemeyin’. memleketi, lombardiya’da küçük orzinuovi kenti; ‘orz büyücüsü’ diyorlar.