bizim için önemli bir maçtı. hem sivas hem de beşiktaş dördüncülük mücadelesinde şu an için rakipler bize. bu anlamda hemen üzerimizdeki beşiktaşın yenilmesi veya alınacak bir beraberlik en iyi sonuçlardı.
hazır ligtv'nin hediye bir ayı dolmamışken televizyonun karşısına geçerek maçı izlemeye başladım. belki zeminden, belki havadan çok da iyi bir maç olmuyordu. beşiktaş 1-0 öne geçtikten sonra zeynep, bir başiktaşlı arkadaş için "keşke seyredebilseydi, adam seyredemeyince beşiktaş kazanıyor" dedi. maçın sonlarına doğru da arkadaş aramasın mı. kendisine skor ve oyun bilgisi verdiğim sıralarda önce egemen çizgiden bir golü çıkardı, sonrasında da erman'ın müthiş golü geldi. arkadaşa "aman kapatma, bu gidişle sivas maçı alacak" desem de arkadaşım görüşmeyi sonlandırmayı tercih etti ve maç da 1-1 sona erdi.
bu sene beşiktaş için zor bir sene. fakat dikkatimi çeken benim seyrettiğim maçlarda beşiktaşın çoğunlukla kötü oynaması. eğer bir dördüncülük istiyorsak sanırım beşiktaş maçlarına daha fazla yoğunlaşmalıyım.özellikle beşiktaşlı arkadaşlarla birlikte seyrettiğimde bu etki artıyor da.
devre arasında stada bağlanıldığında stadda mehter marşı çalınıyordu. aklıma geçmişte sivas teknik direktörü bülent uygun tarafından yapılan şu açıklama geldi:
"istanbul'da laila var sivas'ta la ilahe illallah"
acaba gerçekten böyle mi motive ediyorlar oyuncularını?