2005 senesi, ligin ilk yarısı, soğuk ve gri bir ankara günü.
mesut bakkal'ın teknik direktörlüğünde, iyi gittiğimiz bir sezon. ayman ve risp'in trabzonspor'a satılıverdiği devre arasına, ligin kafasına yakın gireceğiz.
sivasspor ise küme düşme tehlikesi altında.
gördüğüm en "hak edilmemiş" mağlubiyetlerden biri. takım çok iyi oynuyor, şıkır şıkır pozisyona giriyor, ama bir türlü atamıyoruz. yanlış hatırlamıyorsam, pek de güven verici olmayan bir şekilde bir golümüz mü iptal ediliyor, penaltı mı verilmiyor, öyle bir şey hatırlıyorum. her halükarda, kararları jüri veriyor olsa kesin hükmen kazanacağımız bir maç.
derken, oyuna sonradan giren ve o zamanlar henüz pek bilinmeyen mehmet yıldız, bir kontratakta malum güreşçi özelliklerini de kullanarak golü atıyor.
sonra biz de bozuluyoruz. olmuyor. yeniliyoruz. maratonun sağ tarafında yer almış sivassporluların sinir bozucu tezahüratı ve bizim tribünden bazılarının daha da sinir bozucu biçimde o gaza gelmesi, tadımızı iyice kaçırıyor.
staddan "lanet olsun" duygusuyla ayrıldığım bir maç...
öğlen üzeri. henüz ekim ayı ama ağır bir kış havası var. hava soğuk ve azami derecede gri. saha ağır.
maratonda o saçmasapan uygulama yine yapılmış, tribünün sağ tarafı sivassporlulara ayrılmış. höykürüp duruyorlar. maç boyunca sinirimizi ve konsantrasyonumuzu bozan bir durum.
en büyük hayal kırıklığı yaşadığım maçlardan biri. zira o sezonki en güzel oyunlarımızdan birini oynuyoruz. ilk bir saat, diyelim. kombinasyonlu, iştahlı bir oyun, türlü türlü gol pozisyonu. hem biz beceriksiziz (aah isaac!) hem sivas kalecisi petkoviç iyi gününde. sivasspor pis bir inatla direniyor.
ikinci yarı da öyle başlıyor, iyi yükleniyoruz. ikinci devre on dakika kadar oynandıktan sonra sivas'ta mehmet yıldız giriyor oyuna. bir sezon sonra şampiyonluğa oynayan sivasspor'un yıldızı ve golcüsü olacak ama o zamanlar pek bilinen bir oyuncu değil. ben ismini ve iri cüssesini ikinci lig maçı özetlerinden biliyorum. sivas 2. ligdeyken hep vardı, şimdi neden oynatmıyorlar acaba diye merak ederdim. merakım batsın! girdikten bir dakika sonra, bir kontra topta bomboş yakalanıyoruz, mehmet yıldız golü atıyor. tadımız kaçıyor. hem tribünde sivaslıların azmasıyla, hem de bizim takımın pilinin bitmesiyle. gol şarjımızı bitiriyor, kalan dakikalar bomboş geçiyor. 1-0 yeniliyoruz.
maçtan eve dönüp ışık'ı alıp odtü havuzuna sutopu antrenmanına götürüyorum, ben de havuza girip bu saçma yenilginin yarattığı hayal kırıklığı içinde bir saat yüzüyorum.