ilköğretim hayatımın son zamanıydı, 8. sınıftaydım. sınıfımda beni yeterince gıcık eden istanbul takımlı arkadaşlara inat gençlerbirliği sevgimin en ateşlendiği dönemdir belkide. hani taraftarlığın bir üst modu sayılabilecek fanatizme doğru geçiş dönemimdir.
babama maça götürmesi için dil döktüm baya. öğlenci olduğumdan ders saatimle çakışıyordu. tamam peki tamam deyip son dersleri asmama müsaade etti. bilet aramaya koyulduk ancak yok. annemin iş yerinden bir arkadaşının vasıtasıyla fazla iki bilet bulduk sağolsun karaborsa yapmadan normal fiyatı üzerinden satmıştı bize. ne kadar olduğunu hatırlamıyorum.
bilet saatli kale arkasındandı. bütün stad tıklım tıklım hayatımda bu kadar hoş bir manzara hiç bir maçta görmedim. ayrıca 19 mayısta yıllarca deplasman tribünü olmuş saatli kale arkasından hayatımda ilk kez bir maç izledim ve bu maç hayatımın il avrupa kupası maçıydı dolayısıyla ilk kez yabancı bir takım izleyecektim.
maçtan umutsuzdum açıkçası ancak youla'nın oyunu, skoko'nun orta sahayı domine etmesiyle 3-1 i bulduk. yediğimiz gol manchester united'ın efsanevi forveti andy cole'dan geldi. açıkçası kariyerinin son dönemleride olsa böyle efsane bir ismi canlı izlemek nasip oldu çok büyük hatıradır çocuk yaşımda yaşadığım.
maçta unutamadıklarım ise maç öncesi futbolculara oley çektirmemiz ingiliz taraftarların garibine gitmişti sanırım biraz. sonra onlarda oyuncularını tek tek çağırdı ancak alkışlamakla yetindi. friedel maç öncesi ısınırken antrenörünün attığı topu uçarak her kurtardığında bizi tribünlerin oley diyerek tempo tutmasını ve friedel'ın da bu dalgayı anlamayıp her tuttuğu topu elleriyle sarsarak bize "işte başardım" gibi hareketle gösterip şovu bozmaması unutulmazdı.
en önemlisiyse yanlış hatırlamıyorsam tugay kerimoğlu ligden sonra ilk kez blackburn takımında bir avrupa kupası maçında sahaya kaptan olarak çıkacaktı. maç öncesi, önce gecekondu sonra sırasıyla sağ kapalı, maraton ve en son benimde olduğum saatli tribün tugay'ı çağırıp alkışladıktan sonra bütün stad "türkiye seninle gurur duyuyor" diye inlemişti