sonuç olarak, seyir zevki olarak, mücadele olarak... hayatım boyunca izlediğim en güzel ilk 3 maça girecek olan maçtır. deli gibi yağmur yağmasına rağmen her iki takımında inanılmaz mücadelesine sahne olan maçtır. maçı yorumlayan ömer üründül'ün maç boyunca "inanılmaz maç oluyor" diye tekrarladığı maçtır. maçı izlemiş olan bir sürü farklı takım taraftarının izlemekten mutluluk duyduğğu maçtır. gençlerbirliği'nin 2-0 öne geçtiği, beşiktaşın ya da ilhan mansız'ın maçı bırakmayıp 2-2 yaptığı ama gençler'in 1 dakika sonra tekrar öne geçtiği, mansız'ın tekrar beraberliği yakalayıp maçı uzatmaya götürdüğü ama gençler'in altın golle tur atladığı maçtır. çok koyu beşiktaşlı olan eniştemin maç 3-3 olduktan sonra "valla helal olsun süper maç oldu. bundan sonra kim kazanırsa kazansın üzülmem" dediği maçtır. daha 1 ay önce trt3'de 90 dakikasını "tekrardan" soluksuz izlediğim maçtır. her düşündüğümde o gençlerbirliği'ni tekrar sahada görmek istediğim maçtır.
ilhan mansız, beşiktaş dergisi'nin kasım ayı sayısında yer alan röportajında, beşiktaş'ta forma giydiği dönemde unutamadığı maçla ilgili bir soruya şöyle yanıt verdi: ''gerek pozitif gerek negatif olarak unutamadığım birçok önemli maç var tabii ki. büyük beşiktaş taraftarının desteğini arkamıza aldığımız çok önemli maçlarımız vardır. unutamadığım maçlar arasında ilk aklıma gelen inönü;de gençlerbirliği ile oynadığımız ve uzatmalarda 4-3 mağlup olduğumuz kupa maçıdır. chelsea'yi 2-0 yendiğimiz maçı da unutamam. o maçta ikinci sarı kartı görüp, oyundan atılmıştım. eğer maçı kötü bir sonuçla bitirmiş olsaydık, sonuçlarının neler olabileceğini o an düşünmek bile istemiyordum. dediğim gibi birçok iyi-kötü anılarım var. ama skor açısından kötü olan maçlar çok azdır.''
bu maçın ardından ankara'ya gelen gençlerbirliği kafilesini taşıyan otobüse ankaragücü taraftarlarınca taş atılmıştır.
saldırı muhtemelen, bu maçtan 4 gün sonra ankaragücü ile "deplasmanda" oynanacak olan maç için bir nevi gözdağı verme çabasıdır.
ilgili maçta ankaragücü yönetimi bilet fiyatlarını çok yüksek tutmuş ve gençlerbirliklilerin gelmesini engellemiştir. maç çok gergin bir havada oynanmış ve mutlu çelik'in bariz "taraflı" yönetimi ile gençlerbirliği 31. dakikada 9 kişi kalmış ama maçı kazanmayı bilmişti. maçtan önce cavcav'ın protokolde yaptığı el hareketi de uzun süre gündemde yer almıştı...
bu gerginliğin sebebi ise, sezon başında ankaragücü teknik direktörü ersun yanıl'ın gençlerbirliği'ne gelmesi idi...
spiker: önemli bir maç 28 nisan 2003 bir gazete başlığı var, “gençler yaşlandı.” 3-3 biten altay - gençlerbirliği maçı. bu kırılma anınızdan birisi.
ersun yanal: kırılma anımız!
spiker: çünkü bitime 6 hafta kala beşiktaş 67, galatasaray 66 ve üçüncü gençlerbirliği 63 puanda. ve oynanacak maçlar var, beşiktaş’ı da evinizde ağırlayacaksınız. o maçtan sonra öyle bir şey oluyor ki, ilginç bir şekilde puan kaybıyla sonuçlanıyor ve bir anda kırmızı-siyahlı takımda fiş çekilmiş gibi peş peşe maçlar kaybediyor. o takımda ne değişti hocam o maçtan sonra.
ersun yanal: 2-0 öndeyiz. çok kolay bir maç kaybettik. o gün dayak yedik. bence türk futbolunda sorgulanması gereken maçlardan bir tanesidir. şartlar ve koşullar, futbolun kendi içindeki adaletin için uygun olmadığını düşünüyorum hala öyle! çünkü maç bittikten sonra soyunma odasında oyuncuların oyunu bırakıp çöktüğünü çok iyi gördüm. mesela bir tanesi maçta ısınmak için kulladığımız topları sadece duvara vuruyordu. bam, bam… yani kitlenmiş o maçı kaybetmenin getirdiği etkiyle topu vuruyordu duvara. belki var olsa o sezon şampiyon olurduk.
spiker: o sezon beşiktaş’ın 100. yılı.
ersun yanal: var olsa biz şampiyon olurduk. daha sonra içeride oynadık, maçın başında thomas atıldı. adanaspor’a kaybettik. beşiktaş maçında yine eksik kaldık. ve sonucu alamadık.
spiker: talihsizliğe mi bağlıyorsunuz hocam?
ersun yanal: talihsizlik değil. o zaman ki konjektörün acımasızlığna bağlıyorum.
spiker: yoksa gençlerbirliği’nde bir şampiyonluğunuz olabilirdi hocam.
ersun yanal: olurdu! çok iyi bir kadroydu, iyi de futbol oynuyordu. bence ligin en iyi futbol oynayan takımlarından biriydi. bence takımıydı! bizim bir beşiktaş maçı var o dönemden hatırlar mısın bilmiyorum?
spiker: o dönemin aşağı yukarı hepsini hatırlarım hocam.
erun yanal: beşiktaş’ı 4-3 yendiğimiz maç.
spiker: evet.
ersun yanal: bence türkiye liglerinin en iyi maçlarından biridir o maç. hatta güzel bir anımı anlatayım. sevgili mesut bakkal, “hocam maç gdiyor” dedi. 2-0 öndeyiz, 2-2 oldu. 3-2 öne geçtik. 3-3 oldu maç gidiyor. biraz tipi var hava soğuk. “maç gidiyor ne yapalım?” falan. otur dedim ya böyle güzel maçı nerede seyredeceğiz. bırak herkes özgür şu maçın güzelliğine bak. maçı izleyelim demiştim.
spiker: o takım harika bir takımdı. hatırlıyorum. belki herkes beşiktaş’ın 100. yıl kadrosunu, fenerbahçe’nn 2013-2014 kadrosunu ezbere sayabilir ama o dönemin gençlerbirliği kadrosu da sayılan kadrolardan biridir.