denizli, ‘‘buraya gelirken ürkmedik. portekiz'den korkmuyoruz. şampiyon olursak kimse şaşırmasın’’ dedi.
milli takımımız'ın teknik direktörü mustafa denizli, ‘‘korkakların değil, cesurların yaşama hakkı var’’ diyerek şöyle konuştu: ‘‘buraya gelirken ürkmedik. inançlarımızla geldik. başarılı olursak en iyi takımı safdışı bırakacağız. portekiz yıldızlar topluluğu. onlardan korkmuyoruz.
bizim amacımız kupadan elenmemek yolumuza devem etmektir. biz kendi oyun kalıbımızla sahada eylemlerimizi gerçekleşitreceğiz. tugay'ı göndermemiz, iç bünyemizdeki bir olaydır. tugay yaptığı hareket sonrası bunu hak etti. bizim inancımız şampiyon olmak. bu gerçekleşirse kimse şaşırmasın’’ dedi.
milli takımımız, portekiz ile bugün yapacağı 11. avrupa şampiyonası çeyrek final maçıyla birlikte, 344. karşılaşmasına çıkacak. türkiye, 77 yıllık tarihinde bugüne dek yaptığı toplam 343 milli maçtan 108'ini kazanırken, 159'unu kaybetti, 76 maçta da eşitliği bozamadı. takımımız, bu maçlarda toplam 412 gol atarken, kendi kalesinde 580 gol gördü.
şampiyonaya veda eden almanlar çeyrek final maçında türkiye'ye destek veriyor. bild gazetesi, türk bayrağıyla süslediği spor sayfasında, ‘‘şimdi siz bizim delikanlılarımızsınız’’ şeklinde türkçe başlık kullandı.
almanlar bugün oynayacağımız portekiz maçında türk milli takımı'nı destekliyor. ön elemelerde portekiz, romanya ve ingiltere ile bulunduğu grupta sadece tek puan alarak grup sonuncusu olan almanlar, türkiye'nin portekiz'i yenerek yarı finale çıkmasını bekliyor.
milli takımımız'a geniş yer ayıran alman gazetelerinden ‘‘bild’’ dün spor sayfasında milli takımımız üzerine yazdığı haberde, ‘‘şimdi siz bizim delikanlılarımızsınız’’ şeklinde türkçe başlık kullandı.
türkiye bayrağıyla süslediği haberinde, ‘‘bizim alman sakarlar elendikten sonra destekleyebileceğimiz ve bu desteği hak eden tek takım türkiye milli takımı. türkiye milli takımı turnuvada sansasyon yarattı. mücadeleci olduğunu gösterdi. delikanlılar, biz sizin arkanızdayız’’ şeklindeki cümlelerle milli takımımız'ı överek göğe çıkardı.
milli takımımız'da oynayan tayfur, ümit, ogün ve tayfun'un almanya doğumlu olduğunu okurlarına hatırlatan bild, ümit, tayfun ve ogün'ün alman halkının türk takımına destek vermesinin iki ülke dostluğu için sevindirici olduğunu söylediklerini yazdı.
bild spor yazarı max merkel, ‘‘türkler'in önünde şapkamı çıkarırım’’ başlıklı yorumunda türkiye'nin euro 2000'de büyük başarı gösterdiğini yazarak, türk futbolunun alman futbolundan daha iyi olduğunu belirtti.
avrupa şampiyonası'nda bugün portekiz'le çeyrek final mücadelesi verecek milli futbolcuların bir bölümü, dün cuma namazı kıldılar. başkent amsterdam yakınlarındaki zaandam bölgesinde bulunan sultan ahmet camii'nde kılınan namaza, milli takım oyuncularından alpay, arif, osman, okan, ayhan, ergün, hakan ünsal, tayfur ve ömer katıldı. millilerin camiye gittiği haberinin ardından, her zaman dolmayan sultan ahmet camii'nde görülmemiş bir kalabalık oluştu. bu nedenle caminin içinde yer bulamayan vatandaşlar,dışarıda namaz kılmak zorunda kaldılar.
ay yıldızlı ekibimiz portekiz karşısında başabaş başladığı oyunda 29. dakikada alpay'ın atılmasıyla sendeledi. 44'te 1-0 yenik duruma düştük, 45'te arif penaltı kaçırdı. ikinci yarıda etkili olamadık ve nuno gomez'in ikinci golüne boyun eğerek şampiyonadan elendik.
kara talihimiz
milli takımımız dün çeyrek final mücadelesi yaptığı portekiz'e bir kez daha yenildi. bundan önce oynanan 5 maçta da yenilen milliler, dün de mağlup olunca, 45 yıllık galibiyet hasreti yine gerçekleşmedi.
fedakar rüştü
portekiz karşısında yaptığı kurtarışlarla dikkat çeken, raı televizyonu tarafından da övgüyle bahsedilen rüştü, maçı sakat sakat tamamladı. inanılmaz kurtarışı sonrası file bekçimiz, göğüsünden sakatlanmıştı.
4 yıl önce, 4 yıl sonra
euro 96'da gole giden rakibini düşürmeyip fair-play ödülü alan alpay, euro 2000'de couto'ya yumruk atmaya teşebbüs edince kırmızı kartla oyun dışında kaldı.
milli takım'ın tarihinde ilk kez katıldığı avrupa şampiyonası euro 96'da fair-play ödülü alan alpay özalan, euro 2000'e kırmızı kartla veda etti. alpay, ingiltere'de düzenlenen 1996 avrupa şampiyonası'nda hırvatistan maçında 87. dakikada gole giden vlaoviç'i düşürmeyip ay yıldızlı ekibin gol yemesine neden olmuş ancak bu hareketiyle fair-play ödülü almıştı.
dört yıl önce oynanan hırvatistan maçında rakibini düşürmediği için eleştiri konusu olan alpay özalan, dün akşam oynanan çeyrek final maçında bu kez fair-play kurallarına tam ters bir hareketle kırmızı kart gördü. alpay, maçın 29'uncu dakikasında rakip ceza alanında couto'ya yumruk atmaya kalkınca kırmızı kartla oyun dışında kaldı.
‘rol yaptı’
italyan raı ve ingiliz bbc televizyonları alpay'a kırmızı kart verilmesinin çok ağır bir karar olduğunu belirtti. raı, ‘‘hakem jol, alpay'ın yumruğunu görmedi, couto'nun takım arkadaşının darbesiyle kıvrandığını görünce kırmızı kartını çıkardı. jol kendini affettirmek için de kartlarla portekiz'e yüklendi. penaltıyı neden tayfur atmadı. bu maç unutulmayacak. türkiye'ye yazık oldu. 10 kişi daha iyi oynadı ve şampiyonaya renk kattı’’ dedi. bbc ise ‘‘couto resmen rol yaptı ve alpay atıldı. uefa'nın bu pozisyonları izleyip ona göre karar vermesi lazım’’ yorumunu yaptı.
ve milli takım, portekiz'e 2-0 yenilerek avrupa şampiyonası'na veda etti. maça çıkarken umutluyduk... 29. dakikada alpay kırmızı kart görünce gücümüz zayıfladı. yenik duruma düştükten sonra kazandığımız penaltıyı da gole çeviremeyince moraller ve umutlar tükendi.
dakika 19: kaleci rüştü, sakatlanmak pahasına kalemizde mutlak bir gol tehlikesini önledi. figo'nun sağ kanattan kullandığı korner atışında couto topu kafayla aşırttı, costinha bomboş pozisyonda çok sert vurdu, rüştü meşin yuvarlağa mükemmel bir refleksle hamle yaparak gole izin vermedi.
dakika 26: ay yıldızlı ekibin atağında ogün sağ kanattan serbest atış kullandı. gelen topa hakan şükür ceza alanı içinde couto ile birlikte yükseldi, kafa vuruşunda meşin yuvarlak yandan auta çıktı.
dakika 44 (gol): portekiz'in sağ kanattan gelişen hızlı atağında, figo'nun ceza alanına ortasında nuno gomez, boş pozisyonda yerden kafayı vurdu ve topu ağlarımıza gönderdi: 1-0.
dakika 45: milli takım, ayağına gelen fırsatı teperek beraberlik şansından oldu. ilk yarının 4. uzatma dakikasında gelişen atakta couto, ceza alanında arif'i düşürünce hakem tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. penaltı atışını kullanan arif, topu kaleciye nişanladı. dönen topu hakan şükür kaleye gönderemedi. ve ilk yarı 1-0 portekiz'in üstünlüğü ile sona erdi.
dakika 56 (gol): figo, sağdan gelişen atakta hakan ünsal'ı geçti, ceza alanına girip, bomboş pozisyonda bekleyen nuno gomez'e çıkardı. bu futbolcu da takımının ve kendisinin ikinci golünü kaydetti: 2-0.
dakika 84: orta sahada topla buluşan hakan ünsal, portekiz savunmasının boşaldığını ve kaleci baia'nın ileri çıktığını görünce aşırtma bir vuruş denedi. uzak mesafeden şutunda top üst ağlarda kaldı. maç portekiz'in 2-0'lık üstünlüğüyle sona erdi ve milli takım 2000 avrupa şampiyonası'ndan çeyrek finalist olarak ayrıldı.
maçı, maçın kahramanlarını ve maçın karartılarını eleştirmek bizim görevimiz. artık 77 yılın en başarılı milli takımına laf yok. zaten hiç olmadı ki... eleştirilen hep oyundu, oyunculardı ve tercihlerdi. böylesine bir üst düzey maçta bir savunma oyuncusunun rakip ceza sahasında kırmızı kart görmesini biz de mi görmezden gelelim. hiç mi eleştirmeyelim? bu takımın en kritik penaltılarına imza koyan tayfur yerine arif'in penaltıcı seçilmesine biz de mi ‘‘tayfur atmak istemedi’’ diyelim. maçın kahramanı alpay... 1996 avrupa şampiyonası'nda vlaoviç'i hırvatistan maçında düşürüp ‘‘kırmızı kart görmediği’’ için eleştirilen ve maçı veren adam olarak nitelenen alpay, şimdi de gereksiz yere gördüğü kırmızı kart ve maçın kaderini etkilediği için eleştirilecek.
kırmızı kart bitirdi
mustafa denizli avrupa şampiyonası'nda önce oynatmamayı düşünen felsefe anlayışıyla takım çıkardı sahaya. kendi alanında kalarak, rakibe pres yapıp, ani kontrataklarla gol arama düşüncesi, biraz da şansıyla çeyrek final vizesini getirdi. dün de portekiz'in gücünü biliyordu, abdullah ve suat gibi fizik gücü zayıf iki futbolcunun yerine hakan ünsal ve ergün'ü sahaya sürerek hem rakipten top kapma, hem de topu ayağında tutma düşüncesindeydi. aslında herşey 29. dakikaya kadar iyi gitti. kırmızı karttan sonra adam sayısındaki üstünlüğüyle daha çok boş alan bulan portekiz'de figo iki top attı, iki gol attırdı.
sözün özü, dün gece maç alpay'ın kırmızı kart görmesiyle bitti. milli takım biraz daha iyisini yapabilirdi. ama, pozitif oyunu oynayan, sahanın yarısını değil tümünü kullanan portekiz, yarı final vizesini hakkıyla aldı.
insan muhallebi yerken dişi kırılır mı? kadersiz olursan kırılır. kader anları vardır. bir gereksiz sinirli hareket, alpay sahadan safdışı. arkasından maçın en kader anında arif'in penaltıyı kaleciye teslim edişi. işte bu iki kader anı, bizi gideceğimiz limana yanaştırmadı. aslında deniz durgun ve dalgasızdı.
milli takım, ‘‘stepneli oynuyordu’’ sahada her futbolcumuzun bir yedeği vardı. hakan ünsal'ı ergün, tayfun'u okan kapatırken, orta alanda da yardımlaşma vardı. balans ayarımız harikaydı. işte o ki kader anı var ya, bütün balans ayarlarımızı bozdu. top gezdiriyor, agresif oynuyorduk. ama yine söylüyorum. ah.. ah.. yok mu o kader anları!..
arif'e penaltı yaptıran couto'nun sarı kartı var, hakem orada ne iş yapar? hani sarı karttan kırmızı kart. olmadı dick jol olmadı.
kendimizi gösterdik
ben mağlubiyete hiçbir bahane bulmam. bahanesi ise o iki talihsiz an.. bizi yok sayanlara euro 2000'de var olduğumuzu futbolumuzla hissettirdik.
yenilgilerde biraz da kabahatı kendimizde bulalım...
futbolcular da etten ve kemikten yaratılmış. onların da duyguları var. belki de alpay son gelişmelerden yıprandı ve bunu sahada gösterdi, kırmızı kart gördü..
herşey biranda olmuyor. 1996 gol atamadık, puan alamadık. şimdi herşeyi kademeli olarak yapıyoruz. puan aldık, gol attık, çeyrek finale yükseldik.. dünya devlerinin ilk turda gittiği şampiyonada çeyrek final oynamak bizim için gerçekten büyük başarı.
mustafa denizli ile birlikte tüm futbolcuları kutluyoruz. bize bugünleri gösterdiği ve tarih yazırdırdığı için..
dünkü maçta alpay'ın yaptığı, ne görülmüştür, ne bundan sonra görülecektir ve ne de affedilmelidir. ilk üç maçımızda da alpay, türk takımı'nın en başarılı oyuncusuydu. dün de maça çok iyi başladı. milli takımımız da alpay'ın atıldığı ana kadar portekiz'le başa baş mücadele etti. ancaaak, burada hemen rüştü'nün ismini söylemek lazım. portekiz forvetleri, milli takımımız 11 kişi oynarken de 4 tane yüzde gol pozisyonuna girdiler. bunların ikisini rüştü inanılmaz şekilde kurtardı. diğer iki pozisyonda da top, direklerimizi yalayarak, dışarı çıktı. alpay'ın atıldığı 29'uncu dakikaya kadar gol yemedik. rüştü ve defansımız, portekiz'i durdurdu. hatta daha sonraları umutlandık da... portekiz defansı inanılmayacak hatalar yapmaya başladı. ama alpay sen gel, rakibin yerde yatarken, hiç gereği yokken adamın suratına yumruğu bas. hakem de burnunun dibinde... ve tabii kırmızı kart.
hakem için söyleyecek hiçbir şey yok. müthiş ve fevkalede bir maç yönetti. arif'in düşürülüşüne çaldığı penaltı pozisyonu tartışılmaz.. nitekim dick jol penaltı noktasını gösterdi. ancak bizim futbolcular, penaltıya sevineceklerine hakemle tartıştılar. nedeni de; ‘‘penaltıyı yapana niye kart göstermedin?’’ olmaz böyle şey. arkadan tabii arif'in penaltı vuruşu var. ben şimdi soruyorum mustafa denizli'ye... ‘‘arif, galatasaray'ın hangi kritik maçında penaltı attı?’’ ben hatırlamıyorum, o hatırlıyorsa bunu açıklasın. bu penaltı gol olsa devre bitiyor.
devre bitti, takım bitti
muazzam bir taraftarımız vardı arena stadı'nda. biz 10 kişi oynuyoruz ama rakip kaleye geliyoruz. nitekim penaltıyı öyle kazandık. tabii bu arada devre bitti ve bizim takım da bitti.
ikinci 45 dakika, rüştü ve portekiz arasında geçti. ben, rüştü'nün kurtardığı golleri ve portekiz'in iki golünü atan nuno gomes'in, conceiaco'nun ve rui costa'nın kaçırdığı golleri sayamadım. çok farklı yenilebilirdik, ikinci yarıdaki oyunumuzla da bunu fazlasıyla hakettik. ama rüştü tek başına milli takımımız'ı ayakta tuttu. bir kaleci takım arkadaşlarına ancak bu kadar yardımcı olur, ancak bu kadar onların hatalarını örtebilir. maçın kahramanı rüştü'dür. ve de tabii kötü kahraman alpay'dır. işin gerçeği şu; mustafa denizli'nin, milli takımımız'ı turnuva öncesi hazırlamasıyla, planıyla, programıyla çeyrek finale gelmemiz büyük bir şanstır. ve tabii tüm bunların yanına, rüştü'nün inanılmaz kurtarışları, belçika'nın beceriksizliği ve milli takımımız'ın iyi bir form göstermesi eklenince, beklenenden daha başarılı olduk. şimdi mustafa denizli düşünsün bakalım.
italyan tutto sport gazetesi, ‘türkiye’ye yazık oldu’ dedi ve ekledi...
harakiri yaptılar
11. avrupa futbol şampiyonası çeyrek finalinde portekiz'e 2-0'lık sonuçla elenen milli futbol takımı için italyan basını, ‘‘yazık oldu, herşeye karşın güzeldi’’ yorumunu yaptı. gazetelerde yeralan haberlerde, hakan şükür'ün çok yalnız bırakıldığı, kaleci rüştü ve ergün'ün, sahanın en iyileri arasında olduğu belirtildi.
tutto sport gazetesi, ‘‘türkiye'nin intihar seçimi: harakiri’’ derken, la gazzetta dello sport ise, ‘‘türkiye karşısında rui costa, figo ve nuno gomes'in şovu’’ diye yazdı. corriere dello sport gazetesi, ‘‘alpay'ın, (tyson yumruğunu) gören hakem, onu atıyor. son 1 saati 10 kişi sürdürmek zorunda kalan türkiye, gomes'in gollerine engel olamıyor’’ dedi.
la repubblica, ‘‘türkiye, 10 kişi kalarak ve penaltı kaçırarak, bir mucizeyi yitiriyor’’ dedi. corriere della sera'na, ‘‘türkiye'nin avrupa'daki futbol macerası herşeye karşın güzel sona erdi’’ dedi. ingiliz basını ise ‘‘türkiye için euro 2000 destanı bitti’’ yorumunu yaptı. the ındependent, millilerin gelecekte büyük lokma olacağını yazdı.
the sunday telegraph gazetesi türkiye'yi ‘‘şanssız’’ olarak değerlendirirken, yaptığı yorumda, portekiz'in, alpay'ın atılması öncesinde güçler 11-11 dengesindeyken de boşluklar yakalayabildiğini hatırlattı. alpay'ın atılması ve arif'in ilk yarının sonunda penaltı kaçırmasını dramatik gelişmeler olarak değerlendirdi.
alman bild am sonntag türkiye-portekiz maçı çok zevkli geçti derken, sergen'in oyuna geç girdiğini yazdı.welt am sonntag ise ‘‘portekiz coştu’’derken, tribünlerde türk taraftarların ezici bir üstünlük sağladığını belirtti. frankfurter allgemeine sontagszeitung'da 10 kişi kalan ve penaltı kaçıran türkiye'nin şansı yoktu dedi.
2000 avrupa futbol şampiyonası'nda çeyrek final oynaması da milli takımızın tarihinde önemli bir diğer dönüm noktasıdır. mustafa denizli yönetiminde, hollanda ve belçika'nın ortaklaşa düzenlediği 2000 avrupa şampiyonası finallerinin yolunu tutan milli takımımız, italya, evsahibi belçika ve isveç'le birlikte b grubu'nda yer almıştır.
arnhem'deki 2-1'lik italya yenilgisi ile turnuvaya kötü bir başlangıç yapan milli takımımız, eindhoven'da isveç'le 0-0 berabere kaldıktan sonra grubun finali niteliğindeki karşılaşmada evsahibi belçika'yı brüksel'de 2-0 yenmeyi başarmıştır. bu galibiyet, ay-yıldızlı ekibimize italya'nın arkasından grup ikinciliğini ve futbol tarihimizde bir ilk olan çeyrek finali getirmiştir. ancak amsterdam'da oynanan maçta portekiz karşısında uğranılan 2-0'lık yenilgi, milli takımımızın daha ilerilere gitmesini engellemiştir.
ülkemize avrupa şampiyonası'nda ilk çeyrek finali yaşatan milli takımımız şu oyunculardan oluşmuştur: rüştü reçber, ogün temizkanoğlu, alpay özalan, abdullah ercan, tayfun korkut (fenerbahçe), fatih akyel, hakan ünsal, okan buruk, ümit davala, suat kaya, ergün penbe, sergen yalçın, arif erdem, hakan şükür (galatasaray), fevzi tuncay, tayfur havutçu, ayhan akman (beşiktaş), ömer çatkıç, oktay derelioğlu (gaziantepspor), osman özköylü (trabzonspor), tugay kerimoğlu (glasgow rangers), mustafa izzet (leicester city)