çok güzel bir pazar sabahıydı istanbul için. 13 yaşındaydım. babamı bir gece önceden ikna etmiştim maça gitmek için. beylikdüzünden çıktık 9 gibi saat 10 da stada geldik. şimdiki ritz carlton oteli(gökkafes) inşaatının önüne arabamızı koyduk. stadın önüne geldiğimizde mahşer gibi bir kalabalık vardı. oğuz çetin ve aykut kocaman fenerbahçe den yollanmış ve ilk kez rakip formayla fenerbahçe taraftarının karşısına çıkacaklardı. sanki herkes sezon başladığından beri bu maçı beklemişti. kapalı tribünün kuyruğu yeni açık tribün kuyruğuyla karışmıştı neredeyse. babamın kapalıya girelim tercihiyle sıraya girdik. 4 saatbeklediğimiz kuyrukta önümüzde 50 kişilik bir sıra varken bilet bitti beyler sesleri yükselmeye başladı.o sırada takımlar sahaya çıkmış olacak ki inönü "imparator" sesleriyle inliyordu. staddaki 35-40 bin kişiden biri olamasak da dışardaki 20bin kişiden birileri olmak da pek azınlık sayılmazdık. yaklaşık 3bin kişi gökkafes inşaatının 25.30. katlarında yeni açık ile karşılıklı tezhurat yaparak maçı izliyorlardı. babam " maça giremedik bari gelmişken bi boğaz keyfi yapalım arabayla maçı da radyodan dinleriz" dedi. arabaya gittiğimizde yanımıza 3 sıra daha araba park edildiğini gördük. babam arabada maçı dinledi ben beleştepe civarında maçı izleyebilirmiyim diye yer aradım ama onu bile bulamadım. çaresiz arabaya döndüm. maç bitti kalabalık dağıldı biz de evimize döndük.