kubi'nin golüyle büyük bir sevinc yaşamış ve kalan dakkalar su gibi akıp geçsin diye ümit ederken, kazanılan frikik koeman boş geçmedi. ardından ikinci yarıda uzaktan vuran amor'un şutunda ( top bizden birine çarptı) kontrpiye'de kalan stauce çaresizdi.
aynı günlerde bir başka türk takımı f.bahce ise uefa 'da, cannes ile deplasmana çıkacaktı , tv'de yayınlanan görüntülerde fener kafilesini fransa'ya taşıyan ucakta cimbom'un barca mağlubiyetini duyanlar tarafından barca lehine tezahürat başlatılmışken efsane başkan ali şen uçakta ayağa kalkarak "lütfen yapmayın arkadaşlar, g.saray bizi gururlandırıyor ama" tarzında bir konuşma gerçekleştirmişti.. kalabalık da onun hatrına istemeyerek de olsa sonlandırmıştı bunu. tv ekranlarında belki de ilk kez bir türk takımının mağlubiyetine sevinildiğini görüyorduk. artık "tüm türkiye sizinle" yaklaşımının sonunun getirilişi, artık türk takımlarının da endüstriyelleşen futbol dinamiklerinde rakibinin sportif olduğu kadar ekonomik olarak da güçlenmesini istememesinin milliyetçi duyguları geride bıraktırdığının işaretiydi bu
bir diğer not: o günlerde barca'da gözden çıkarılan bakero isimli tecrübeli futbolcu istanbul'a getirilirek imza attırılmak istenilmiş ancak sonra vazgeçilmişti