sene 1994. o zamanlar gençler'e yeni ısınıyorum, yarı-taraftar gibiyim. kapalı'ya gidiyorum maçlara. o maç, gördüğüm en tenha bursa maçı, belki de. iki kale arkasında ve maratonda küçük insan birikintileri var. sağanak yağmur yağıyor. öğleden sonra maçı ama akşam alacası peşinen çökmüş. pilonları da yakmıyorlar. gündüz gündüz karanlık. ölgün bir maç. pek bir şey olmuyor. ama ikinci yarının ortalarında, birdenbire iki gol atıveriyoruz. ilkini hatırlıyorum, mosheou göbekten savuinayı yarıp cezsa alanına giriyor, girerken vuruyor. şipşak kazanılmış, pek de ehemmiyetli olmayan bir maç. dediğim gibi, skorundan pozisyonlarından çok atmosferi kalmış aklımda.