can kozanoğlu'nun futbol ve kültürü kitabında (ilk basım 1993) yer alan "gençler deplase olunuz!" başlıklı yazısından;
evet, özellikle bitişik nizam oturulduğunda bir avuç olmak gerçekten zordur. daha beteri ise birkaç kişi rakip tribüne düşmektir. insanın başına gelmeyince "susup oturulur herhalde" diye düşünüyor ama susulamıyor. hani kendi tribününüzde olsanız, belki hiç ses çıkarmadan seyredeceksiniz maçı. ama deplasmanın da deplasmanında, yabancı bir şehirde ve rakip takımın tribünündesiniz ya, sürekli çenenizi çalıştırma ihtiyacı hissediyorsunuz. rakip takımın, oyuncularından şikâyetçi taraftarı gibi görünmeye çalışıyorsunuz. tribünün en ateşli taraftan kesilip, "yalancıktan kendi takımınız"ın oyuncularına küfredip duruyorsunuz. sonra durum çakılacak korkusuna kapılıp, bu sefer gerçek takımınızın oyuncularına giydiriyorsunuz. garip bir ruh halidir ki, iki kez başımıza geldi. bursa ve eskişehir'de. bursa vakası sırasında, hilmi'nin gerson'a ettiği küfürler ku klux klan'ın gözlerini yaşanırdı herhalde. derken gerson bir de gol atmadı mı, hilmi'nin sevinçten ruhu kabarıyor ama ağzını açtıkça gerson'a da, ondan gol yiyen bursaspor defansına da...