çocukluk dönemlerimin amatör ve üçüncü lig dışında ilk seyir fırsatı bulduğum izmir'deki özel gündeki özel maç.
1969-70 sezonunu tomislav kaleperovic teknik adamlığında, ligde kötü, avrupa kupa 1 de ise çeyrek final ile kapatan galatasaray, 1970-71 yeni sezonuna fırtına transferlerle girmiş, selahattin beyazıt yönetimi, futbol takımını ingiliz teknik adam brian birc ve hocamız coşkun özarı teslim etmiş idi.
oyuncu kadrosundaki değişikliklerin ana unsuru, ankara ptt takımından transferler, savunmada tuncay temeller solbek aydın güleş kanat oyuncusu metin kurt olup, diğer ilaveler ve mevcut oyuncular ile yepyeni bir ekip oluşturulup hazırlıklar başlamıştı.
o günlerdeki futbolumuza pek alışık olmayan ağır antrenmanla yüklü çalışmalar, semeresini daha baştan vermiş, lig başlamadan nerde ise iki günde bir yapılan hazırlık maçlarında, galatasaray seri galibiyetleri , özellikle de teknik kadrosu ile dikkatleri çeken bir takım halindeydi.
bendenizin, izmir'de misafir olarak ve fuar münasebeti ile bulunduğum süreçte, galatasaray'ın izmir'e özel maça geleceği duyuruldu. fuar alanı ve stadyum ikamet ettiğimiz kahramanlar semtine yakın bölgede idi. kahramanlar, şimdi kim bilir ne hale gelen dar sayılacak sokaklarda tek katlı evlerle dolu şirin bir mahalle idi. fuara yakınlığı, gece gündüz farkı olmadan vakit geçirmek için ideal etkinliklerle fırsat veriyordu, hele çocuksanız. gündüz fuardaki kadınlar matinelerine serbestçe girip, günün meşhur sanatçılarını seyretme imkanı bulabiliyordunuz örneğin. heyecanla beklenen maç günü gelmiş, akşam saatlerinde semtten yürüyüş mesafesinde kenar mahallelerden ve gar içinden geçerek iki kişi olarak stadyuma varıldı. kısa bir bekleyiş sonunda , sanırım karaborsa alınan iki biletle içeri girdik. ve işte karşımızda biri balkonlu, karşılıklı iki tribünü ile alsancak stadı toprak kaplı meşhur sahası. nice maçlara sahne olmuş, sonrasında da yakın zamanlara kadar varlığını sürdürecek, şimdilerde izmir altsy alsancak mustafa denizli stadı ismi eklenerek devam eden stadyum.
açık trbünde konuşlanıp, takımların sahaya çıkışı beklendi. ve sonunda takımlar sahada. unutulmaz teknik adam adnan süvari önderliğinde avrupa kupa'larını kasıp kavuran göztepe ve çocukluğumun takımı galatasaray. iki takımın da hemen hemen tam kadrolu maçı. özellikle ilk yarısı tabiri caiz ise rüzgar gibi geçtiğini anımsıyorum. daha önce sahalarda seyrettiğim alt lig seviyesi ve düşük tempolu maçlara göre hayli farklı bir oyundu bu.ikinci yarının ortalarında galatasaray, solaçık ugur köken ile bir gol buldu. maç da bu şekilde 1-0 sona biterken, galibiyetinde verdiği hazla, eve dönüşe geçildi. bugünlere göre çok önemli bir ayrıntı ise, stadyum girişi, içerde bekleyişi, maç öncesi, maç esnası ve sonunda bir tane dahi kötü söz ve küfür duymamış olmam. sanırım türk futbolseverinin, nerelerden nerelere geldiğinin de göstergesi olmalı bu. geçen zaman içinde sahada futbol olarak belki farklı olabildik, ama seyir kültürü olarak çok zayıf kaldığımız aşikar. galatasaray o sezonu zor da olsa fenerbahçe önünde bir puan farkla şampiyon kapattı. sonraki iki yıl daha kolay şampiyonluklarla geçti. ardından da on dört sezonluk uzun bekleyiş.