not: kadrodaki kemal, kemal faruki değil, üçüncü takımdan gelen başka bir kemal’dir. ayrıca hakem bazı kaynaklarda sait selahattin cihanoğlu olarak gözükürken, bazı kaynaklarda da beşiktaş’tan hüsnü bey olarak gözükmektedir.
dün, alman’larla yapılan maçtan evvel galatasaray ile kumkapı'nın şilt maçı vardı. galatasaray birinci ve ikinci takımlarına mensup oyunculardan mürekkep şu zayıf takımla meydana çıktı:
bu kemal, kemal faruki değil, üçüncü takımdan gelen başka bir kemal’di.
galatasaray ikinci derecede takımların karşısına çıkarken yaptığı gibi gene büyük bir itimadı nefis ve hasmı istihfafla çıktı. esasen takımın teşekkülü de bunu gösteriyordu. ercüment dururken küçük kemal gibi henüz müptedi bir genç takıma konulmuş, kâmran dururken ömründe sol açık oynamamış zarif solaçığa konulmuş, son günlerde berbat bir oyun oynıyan muammer de gene takıma ithal edilmişti. daha maç başlar başlamaz, kumkapı’lılar muammeri atlıyarak bir akın yaptılar ve galiba uykuda bulunan kalecinin bacakları ve kolları arasından bir gol attılar. avni, uyandı ama istanbul şampiyonu istanbul'un en zayıf bir takımından birinci dakikada bir gol yemişti.
sonra oyun, galatasaray'ın muavinleri tarafından iyi beslenmiyen ve muhacimleri tarafından ateşli sevkedilmiyen hücumlarile devam etti ve şampiyon takım, zorla iki gol atabildi.
hakem beşiktaş’tan hüsnü beydi. hüsnü bey ne kadar iyi müdafi ise okadar fena bir hakemdir. arkasını güneşe dönüp maçı tribünlerin önünden idare edeceğine yüzünü güneşe dönmüş, eli alnında, bir çok şeyleri ters görerek veya hiç görmiyerek bu fena maçı fena bir şekilde idare etti.
ikinci devrede istanbul şampiyonu gene hâkim, fakat fena bir oyun oynıyarak iki gol daha attı ve cidden şampiyon takıma yaraşmıyacak şekilde bir gol daha yedi. bu maçta, rebii açıkta oynamadığı için gol atmasına rağmen pek fena bir oyun oynadı. kendi yerinde oynasaydı elbette daha çok muvaffak olacaktı. zarif, gayretsizdi, kemal acemi, avni beceriksiz, suphi durgun, hüseyin ile asım ağır, muammer sıfıra yakın, celâl de pas gelmiyor diye darılıp oyundan çıkacak kadar asi idi. necdet fena değildi. en iyi vahyi oynadı.
kumkapı takımında hepsi umumiyetle çok gayretli bir oyun oynadılar. onların bu gayreti, galatasaray’ın lâkaydisile karşılaşınca isbatnul şampiyonuna iki gole mal oldu. galatasaray’ı binlerce kişinin bulunduğu bir günde böyle yarım - yamalak bir takımla sahaya çıkaranlarla lakayt ve gevşek oynıyan oyuncular takımlarına ve kulüplerine büyük fenalık ediyorlar. çünkü böyle bir oyunu istanbul şampiyonuna kimse yaraştıramazdı.