dönemin akşam gazetesi bu 2 maça çok önem vermiş, 1 ocak tarihli gazetede spor sayfasının tümünü sırf bu maça nasıl hazırlanılacağını ve neler yapılması gerektiği hakkında yorumlar yapılmış..
1 kânunusani (ocak) 1932 tarihli akşam gazetesinden;
futbolcularımızın seyahati
atinada iki maç yapacak olan galatasaray - fener muhteliti dün atinaya hareket etmişlerdir. sporcularımız buradan yunan sporcularına dostluk hislerini bildirmişler, atinaya herhangi bir rekabet maksadile değil, mevcut dostluğu kuvvetlendirmek için gitmekte olduklarını tebliğ etmişlerdir.
1 kânunusani (ocak) 1932 tarihli akşam gazetesinden;
muhtelitle antrenör paganm’ın gitmesi çok hayırlı oldu
takımımız ilk maça slavyaya çıktığı gibi çıkacaktır
futbolcularımız dün atinaya hareket ettiler. kafileyle galatasaray namına vamuk, fener namına hayri celal beyler gittiler.
yunanistan’a giden oyuncularımız bir çok kereler seyahat etmiş gençler olduğu için kafilenin idare tarafını üzerlerine almış bulunan bu iki zata mühim bir iş düşmiyecektir. onlar nihayet mulad merasimlerde bayrak alıp verme ve nutuk söyleme gibi beşinci derecedeki işlerle uğraşacaklardır.
bu seyahatin asıl mühim tarafı olan müsabaka teferruatını takım kaptanlariyle millî takım antrenörü mister pagnam halledecektir. mister pagnam’ın futbolcularımızla hareketi bizim için çok hayırlı olmuştur.
kariler ıngiliz antrenörün öğrettiği bir (ofsayt bırakma) usulü île milli takımımızın sofyada yugoslavyayı yendiğini hatırlarlar.
yunanistanda da bulgaristanda olduğu gibi müşkil mevkiye düşersek, salâhiyyettar ve oyuncular itimadını kazanmış pagnam gibi bir mütehassısın tavsiyeleri dinlenir.
temennî edelim ki, atina'da düşeceğimiz müşkil mevki, antrenörün çare bulamıyacağı kadar büyük olmasın ...
takımın kadrosu
atinada yunan muhtelitine karşı oynıyacağımız ilk oyuna, slavyaya pazar günü çıktığımız kadro ile oynamamız takarrür etmiştir.
slavyaya karşı çok muvaffak olan o kadronun tertibini antrenör de muvafık bulmuştur.
1 kânunusani (ocak) 1932 tarihli akşam gazetesinden;
yunanlılar futbolcularımızı muazzam bir programla karşılıyacaklar
yunanlılar futbolcularımız için tahmin edilmiyecek kadar büyük bir istikbal programı hazırlamışlardır. okuyucularımız, bir haftalık merasim ve teşrifat programını aşağıda göreceklerdir.
yalnız türk misafirlerini fevkalâde bir surette ağırlamak istiyen yunanlı sporcular, futbolcularımızı birinci maçtan bir gün evel maratou’a tenezzühe götürmeği de ihmal etmemişlerdir.
maraton'a nasıl gidilir bilir misiniz?
atina'dan maraton'a dört saatlik bir otomobil yolculuğu ile varılır. yol da çok bozuktur. ertesi gün en mühim maçlarını oynıyacak futbolcularımız o dört saatlik çalkantı ile turşuya döneceklerdir. hattâ bütün merasim programında yunan futbulcuları tenezzühlerden hariç bırakılmışlardır.
ziyafetlere bile iştirak ettirilmiyen yunan futbolcuları yataklarında istirahat ederlerken bizimkiler haricî temaslardaki muaşeret mecburiyetlerini ifa edeceklerdir.
kafile ile hareket eden idarecilerin bu mahzurları gözeterek oyuncularımızı tenezzühlerden hariç bırakmaları en doğru bir tedbir olur.
bu münasebetle yunan idarecilerinin galibiyet için ne kadar etraflı ve hasas düşündüklerini görüyoruz. böyle idare edilen sporcular elbet her sene bir adım daha ileri giderler.
yunan idarecilerinin şu hassasiyetleri karşısında bizim atletlerin her sene yangından mal kaçırır [gibi alelacele götürülerek yendirildiklerini düşünmek hazin oluyor.
ertesi gün: yılbaşı münasebetile caddelerde, resmî dairelerde yapılan tertibat ve şenlikler görülecektir.
aynı gün yunan ordusunun yapacağı yılbaşı resmi geçidi muaveneti içtimaiye ve münakalat nezaretinin balkondan seyredilecektir.
resmi geçit bittikten sonra apollon takımının macar (somoki) kulübü ile yapacağı maçta hazır bulunulacaktır.
apollon maçından sonra, panatinaykos kulübünde çay ziyafeti.
cumartesi günü sabahı :
maratondaki su tesisatını görmek üzere otomobillerle maratona hareket.
cumartesi günü öğleden sora futbolcularımız serbestir.
pazar günü :
ışte merasimsiz, ziyafetsiz geçecek sabah pazar sabahıdır.
çünkü o gün ilk oyun oynanacaktır.
oyundan sonra futbolcularımıza umumî ziyafet ( bu ziyafette de yunan oyuncuları bulunmıyacak)
pazartesi sabahı, yani oyundan sonraki sabah, futbolcularımız serbesttir. öğleden sonra, atina belediyesinde resmi kabul...
5 kânunusani salı günü:
akropol ve müzeleri ziyaret
6 kânunusani çarşamba:
ikinci maç. maçtan sonra grand bretany otelinde ziyafet. (ışte yunan futbolcuları yalnız bu ziyafete iştirak edecekler. yani iki maçı da oynadıktan sonra).
7 kânunusani perşembe :
ıstanbula avdet. vapura kadar bütün yunan futbolcuları ve idarecileri tarafından teşyi...
tekrar ediyoruz ; idarecilerimiz şu çok hesaplı yapılmış merasim programının bir kısmına olsun oyuncularımızı iştirak ettirmemelidir.
1 kânunusani (ocak) 1932 tarihli akşam gazetesinden;
avrupa meydan okuyor
ingiliz milli takımının ispanyolları feci bir hezimete uğratmaları avrupada bilhassa futbolun çok ilerlemiş olduğunu avusturyada bir türlü hazım edilmemiştir. ıspanyol takımının büyük farkla yenilmesini avrupa futbolunun yediği bir tokat gibi telekki edip intikam almağa heveslenen avusturyalılar ıngilizleri ısviçrede karşılaşmak şartile bir maça davet etmişlerdir.
avusturya mutahassıslarının fikirlerine göre, ingiliz millî takımını kendi topraklarında yenmek ihtimali yok gibidir. mamafih avrupaya gelecek ıngiliz üstadlannı mağlûbiyete düşürmek imkânı daima mevcuttur.
oyuncuların haleti ruhiyelerile alâkadar olan memleket değiştirme tesirinin iki takıma da müsavi surette taksim edilebilmesi için avusturyalılar ıngilizleri isviçre gibi bitaraf bir yere davet ediyorlar.
avrupanın en iyi mili takımına sahip olan avusturyalılarla ıngiliz millî takımının karşılaşma tarihi olarak mayıs ayı teklif olunmuştur.
ıngilizler avasturyalıların bu meydan okumalarına, müstehzir bir gülüşle mukabele ederek, ingiliz futbolünün böyle bir boy ölçüşmeğe ihtiyacı olmadıkı ccvabını vermişlerdir.
ıngiliz münakkitleri biz ısrar etmiyoruz, bizim futbolumuz kendimize yeter. fakat imtihan arzusunda bulunanlar bize teşrif edebilirler, diyorlar.. bakalım, bu hâdise ne netice verecek?..
2 kânunusani (ocak) 1932 tarihli akşam gazetesinden;
futbolcularımız atinada
atina, 1 (a. a.) — atina’da
iki maç yapmak üzere gelen türk futbolcuları kafilesi bu sabah saat 9 da pire’ye çıktılar. sporcular, muhtelif spor mümessilleri ve spor teşekkülleri tarafından samimiyetle karşılandılar. muhtelif klüpler namına birer büket takdim edilerek ve türkçe olarak beyanı hoşâmedi edildi. badehu hazırlanan otomobillerle atinaya hareket edilerek akropol oteline inildi.
türk sporcuları, saat on buçukta yılbaşı münasebetile yapılmakta olan resmigeçide davet edildiler. öğleden sonra apollon takımile bir macar takımı arasında yapılacak maçta hazır bulunacaklardır. sporcuların burada kalacakları bir haftayı mükemmel bir şekilde geçirmeleri için iyi bir program hazırlanmıştır.
4 kânunusani (ocak) 1932 tarihli akşam gazetesinden;
beklenilmiyen netice : atinada 4-1 yenildik
galatasaray - fener muhteliti ile yunan muhteliti arasındaki ilk maç dün atinada yapılmış, takımımız 4-1 mağlûp olmuştur. slavyaya karşı çok güzel bir oyun oynıyan ve beraberliği temin eden takımımızın böyle bir netice alacağı hiç ümit edilmiyordu. bu sebeble gelen telgraflar herkesi şaşırtmıştır.
takımımızın bu maçta çok durğun olduğu ve iyi oynamadığı anlaşılıyor. maatteesüf ekseriyetle takımımızda bu hal görülmektedir. bu durgunluğun ikinci maça kadar geçmesini ve çarşamba günü muvaffakiyetli bir netice alınmasını temenni ederiz.
4 kânunusani (ocak) 1932 tarihli akşam gazetesinden;
kafile reislerinin ilk hatası
geçen günkü spor sahifemizde yunanlıların futbolcularımıza hazırladıkları merasim programından bahsederken ; oyuncular bir gün evvel dört saatlik otomobil yolculuğu ile yapılacak maraton tenezzühünden bahsetmiştik.
yunan oyunculan iştirak etmedikleri halde bizim futbolcuların öyle yorucu bir tenezzühe çıkmalarının doğru olmıyacağını, kafile ile gidenlerin oyuncularımızı resmikabule ait bazı teşrifattan uzak bulundurmalarını temenni etmiştik.
atinadan gelen telgraflar, futbolcularımızın (maraton) tenezzühüne iştirak ettiklerini bildiriyor. şimdi maçtan bir gün evvel dört beş saat otomobillerde çalkanmış olan oyuncularımızın halini düşünüyoruz.
ne olursa olsun, maraton tenezzühü birinci maçın neticesine tesir etmese bile, bunu idarecilerin ilk hatası olarak telâkki ediyoruz. çünkü yunan takımı kuvvet itibarile istihfaf edilecek bir takım olmadığını ıstanbulda da göstermiştir.
6 kânunusani (ocak) 1932 tarihli akşam gazetesinden;
ıkinci maç
takımımız bugün nasıl bir netice alacak
atinaya giden muhtelitimiz, bugün atina muhtelitile, son maçını yapacak ve akşam seyrisefain vapuruna binerek izmir tarikile cuma günü şehrimize avdet edecektir. bu ikinci maçta takımımızın daha iyi bir netice alması ve ilk mağlûbiyeti az çok telifi etmesi kuvvetle ümit edilebilir.
bu ümidi kuvvetlendiren sebepler yok değildir. evvelemirde takımımızın ilk maçta fena bir oyun oynamasına âmil olan tutukluk ve sahaya alışamamak mahzuru ortadan kalkmış olmak lâzımdır.
saniyen oyuncularımız, yunanlıların oyununu anlamış olacaklar ve ilk maçta mağlûbiyetimize âmil olan sebeplere meydan vermiyeceklerdir.
bugünkü maçtan sonra, büyük beritanya otelinde, takımımızın şerefine bir veda ziyafeti verilecek ve ziyafeti müteakip atinadan hareket edilecektir.
dün atinadan gelen telgrafnamelere göre, atina belediye reisi m. merkuris evvelki gün takımımızın şerefine bir resmi kabul tertip etmiştir.
bu resmi kabul esnasında,atina belediye reisi irat ettiği nutukta, iki komşu cumhuriyeti birbirine bağlayan dostane rabıtaları kaydetmiş ve iki memleket atletleri arasında vuku bulan ve bulacak olan bu kabil temasların iki memleket münasebatını daha ziyade kuvvetlendirmek hususunda oynayacağı rolden ehemmiyetle bahsetmiştir.
kafile rüesasından fenerbahçe umumî kâtibi hayri celâl bey atina belediye reisinin nutkuna cevap vererek türk sporcularının yunanistanda gördükleri hararetli hüsnükabulden dolayı teşekkür ettikten sonra türk futbolcularına her tarafta gösterilen bu samimiyetin türk-yunan dostluğunun nekadar sağlam esaslara müstenit olduğuna bir delil teşkil ettiğini kaydeylemiştir.
7 kânunusani (ocak) 1932 tarihli akşam gazetesinden;
ıkinci maç
yunanlılarla iki ikiye berabere kaldık
maç çok hadiseli geçmiş, takımımız ekseriyetle hâkim oynamıştır.
atina, 6 (hususî) — galatasaray - fenerbahçe muhteliti ile atinanın en kuvvetli üç klübünün muhteliti arasında ikinci maç bugün yapıldı.
bir intikam maçı mahiyetinde olan bu günkü oyunu seyretmek üzere gene stadyom binlerce halkla dolmuş, bir çok kimseler yer bulamıyarak dışarıda kalmıştı. stadyomda on beş bin kadar seyirci vardı. dişarıda bekleyen halkta hemen bir o kadardı.
saat üçte takımlar sahaya çıktılar, kısa bir merasimden sonra para atıldı, kaleler intihap edildi. hakem pazar günkü oyunu idare etmiş olan bulgar hakem m. doşef idi. bizim takım bazı değişiklikle şu şekli almıştı.
oyun başlar başlamaz iki tarafin da bugün geçen maçtan daha büyük bir azimle çalıştığı görülüyordu. yunan takımı gol atarak pazar günkü galibiyetinin tesadüfi olmadığını göstermek ve tefevvukunu ispat etmek istiyordu. bizim takım ise bugün galip gelerek pazar günkü mağlûbiyetinin yorgunluktan, saha değişmesinden ileri geldiğini anlatmak azminde idi.
bu münasebetle maç çok heyecanlı ve çok canlı idi. akınlar birbirini takip ediyor, top katiyen ayakta tutulmıyordu. birinci kısımda yunanlılarda bazı akınlar yapmakla beraber takımımız daha ziyade hâkimdi, top ekseriyetle yunan kal'esi civarında dolaşıyordu. fakat bir türlü gol olmıyordu.
yunan müdafaası bir kaç defa ceza çizgisi dahilinde penaltıya sebep olacak hareketlerde bulundu. hakem bunları görmedi. birinci kısmın sonunu bildiren düdük çaldığı zaman iki taraf da gol yapamamıştı.
ikinci haftaym birinciden dahâ heyecanlı oldu. iki taraf da büyük bir gayret sarfediyordu. bilhassa bizim takımda daha fazla bir çalışkanlık göze çarpıyordu.
bu çalışkanlığın tesirile yunanlılarla sık sık hatalı hareketlerde bulunuyorlardı. bu aralık yunanlılar aleyhine bir frikik cezası verildi. zeki çekti ve gole tahvil etti.
bu sayı şiddetle alkışlandı. fakat yunan takımına da daha fazla çalışmak için vesile oldu. yunanlılar derhal seri bir akın yaptılar, açıktan gelen topu merkez muhacim mungras kuvvetli bir şüle gole tahvil etti. bu suretle iki takım birbire berabere vaziyete geldi.
bu hal heyecanı bir kat daha arttırdı. bir müddet sonra yunan sağ açığı vasilyos topu sürerek kaleci ile karşılaştı. ve bir karışıklık içinde ikinci golu yaptı. fakat bunu favullu bir halde yapmıştı. hattâ kalecimiz avni bu yüzden bayılmıştı.
bir müddet sonra yunan kalesi önünde yunanlıların hatalı bir hareketi üzerine hakem penaltı cezası verdi. burhan çekti ve gole tahvil etti. bu suretle iki takım arasında müsavat oldu.
bundan sonra neticeyi değiştirmek için iki tarafın sarfettiği gayretler hiç bir semere vermedi ve maç 2-2 ye beraberlikle bitti.
maç heyecanlı olmakla beraber hadiseler içinde geçmiştir. bilhassa birinci haftaymın sonunda yunanlıların fazla oyuncu ve top değiştirmek istemelerinden dolayı çıkan ihtilâf bir aralık oyunun yarım kalmasına sebep olacakken halledilebildi.
muhtelitimiz bu oyunda pazara nisbetle çok güzel oynamış, oyunun büyük bir kısamı hâkimiyetimiz altında geçmiştir. futbolcularımız maçtan sonra ege vapurile izmire hareket etmişlerdir.
8 kânunusani (ocak) 1932 tarihli akşam gazetesinden;
atinada iki maç yapan futbolcularımız evvelki akşam ege vapurile pireden hareket etmişlerdir. futbolcular dün ızmire vâsıl olmuşlar, izmirli sporcular tarafından karşılanmışlar, verilen öğle ziyafetinde hazır bulunmuşlardır. ege vapuru bugün saat dörtte limanımıza gelecektir. ıkinci maç hakkındaki tafsilât spor kısmımızdadır. yukandaki resim futbolcularımızı akropolda mihmandarlarile bir arada gösteriyor.
8 kânunusani (ocak) 1932 tarihli akşam gazetesinden;
atinadaki maçlar
zeki futbol hayatının son senesini yaşıyor
«biz artık unumuzu eledik, eleğimizi astık, vazifemizi yaptık» diyor
atina 5 (hususî muhabirimizden) — galatasaray - fenerbahçe muhtelitinin ilk maçta 4-1 mağlûp olmasının akisleri burada hâlâ devam edip duruyor. yunan muhtelitinin oyuncuları anform bir halde idiler. fakat uzun zaman yanyana oynamış olmamaları ve takıma şimdiye kadar tecrübe edilmemiş bazı oyuncuların alınması, yunan efkârı umumiyesinde, ümitsizlik doğurmuş, takımı teşkil edenlerin şiddetli bir surette tenkit edilmesine sebebiyet vermişti. eğer ilk maç takımımızın tutukluğu ve muhacim hattımızın, nasıl diyeyim, korkak ve çekingen oyunu neticesinde, yunanlıların galebesile neticelenmeseydi, muhakkak ki takımı teşkil edenler halktan dayak yiyeceklerdi.
yunanlıların da, bizde olduğu gibi, bir takım şöhretli oyuncuları vardır. çolinas, mesaris piyarokos, ıpofantislere herkes âdeta kahraman nazararile bakar. bunlara bize karşı oynayan takımda yer verilmemiştir.
fakat halkın tahminleri hilâfına olarak yunan takımının kazandığı ilk muvaffakiyet, takımı teşkil edenlerin hesaplarında aldanmadıklarını gösterdi ve yapılan şiddetli tenkitleri de susturdu.
takımımızın ilk maçta, mağlûp olmasının yegâne sebebi, dün yunan gazetelerinin bildirdiğim mütaleatında, pek haklı bir surette kayıt ve işaret edildiği gibi, muhacim hattımızın beceriksizliği ve korkakça bir oyun oynamasıdır. yunan müdafi ve muavinleri, bu çekingen oyunu görünce, daha sert oynamağa başlamışlar, ve muhacimlerimizi kalelerine yaklaştırmamağa muvaffak olamamışlardır. tabiî, bu şerait tahtında, uzaktan yunan kalesine havale edilen şutlar, ya hedefi bulamıyor, kaleye isabet etse bile, kalecinin elinde kalıyordu.
ilk maçta diğer bir hatamız, bütün hücumlarımızı soldan yapmağa ısrar etmemiz ve sağ cenahımızı bütün oyunun devamı müddetince muattal tutmamız oldu. bu tabiyemiz, hem yunan müdafaasını şaşırtmıyor, hem de yalnız bir cenahtan yaptığımız bücümların daha kolay kırılmasına ve oyuncularımızın asabibiyete düşmelerine sebep olıyordu.
yunanlılarla bu temasta yüzümüzü agartan yegâne nokta, müdafaamız oldu. ilk maçta dört gol yemiş olmamıza rağmen müdafaamız kendisine terettüp eden vazifeyi yapmıştır, daha büyük bir farkla yenilmemizin sırrını, müdafilerimizin fedakâr oyunlarına medyunuz.
bize karşı oynıyan muhtelit takıma beş oyuncu veren fnosis takımının kaptanı negropontis, vaktile fenerbahçede sağ açık olark oynamıştı. takımımıza mihmandar tayin edilen bu zat, zekinin eski bir arkadaşıdır. iki arkadaş futbolcunun karşılanması pek heyecanlı oldu. iki emektar futbolcu, akropol otelinde yanyana oturarak eski hatıralarını yadettikten sonra mesele futbolcuların yaşına intikal etti. fnosis kaptan,ihtiyarlığından bahsle kendisine artık takımda yer verilmek istenmediğinden zekiye dert yanarak:
— daha 34 yaşına gelmediğim halde bana ihtiyar diyip duruyorlar. halbuki başka memleketlerde bir futbolcu, ancak bu yaşta kemale gelir.. dedi ve zekiden yaşını sordu.
zeki biraz düşündükten sonra 33 yaşında olduğu cevabını verdi.
negropoutis devamla:
— ben düşmanlarımın tenkitlerine rağmen daha üç sene oynıyacağım. çünkü beni istihlâf edecek bir oyuncu göremiyorum.
zeki de, arkadaşına cevap vererek:
— ben futbol hayatımın son senesini yaşıyorum, dedi. ıhtiyarladım, bu günkü oyunu muhafaza edemiyorum. ben de senin gibi, teknika, zekâya müstenit, tecrübeye mühtaç bir oyunun oyuncusuyum. halbuki bu günkü oyun atletlerinin mezayaya, vücuda, sürate lüzum gösterir. bu gün sürate ve atletlerinin meziyetlere malik bir genç, yukarıda saydığım meziyetlere hacet kalmadan daha çabuk temeyyüz edebilir.biz unumuzu eledik, elğimizi astık, vazifemizi yaptık. artık gençlere yerimizi terketmeliyiz....,,
8 kânunusani (ocak) 1932 tarihli akşam gazetesinden;
atinada ikinci maç, hadiseler arasında nasıl cereyan etti?
yunan futbolcuları sporculuk ile telif edilemiyecek harekette bulundular. bazı yunan gazeteleri futbol temaslarının men’ini istiyor
atina 7 (hususî) — galatasaray fenerbahçe muhteliti ile atina muhteliti arasında vukubulan ikinci maç, dün de bildirdiğim veçhile, sporculuk ile gayrikabili telif hadiseler arasında cereyan eylemiştir.
atina futbolcuları, bizimkileri teknik ile yenmeleri kabil olmadığını anlayınca, çok favulu bir oyun oynamağa, bizimkilere fırsat buldukça tekme vurmağa, çelme takmağa başlamışlardır.
maalesef seyircilerden de bazıları bu münasebetsiz hareketleri teşci eylemişlerdir. hakemin iktidarsızlığı, ihmal ve müsamahası, bu münasebetsizliklerin âmillerinden biri olmuştur.
atina gazeteleri, bu şayanı dikkat hadiseleri şiddetli tenkit ediyorlar. hattâ nim resmî elefteron vima gazetesi, türk - yunan dostluğuna zarar verebilecek olan bu kabil futbol temaslarının menedilmesini hükümetten talep eylemektedir.
maçın tafsilâtı
izmir 7 (futbol kafilesine refakat eden hususi muhabirimizden ) — atinada oynanan ikinci maçın neticesini müteakip futbol kafilesile birlikte hareket halinde piredeyen ege vapuruna dar yetişmiş ve vapur telsizile maç hakkında biraz malûmat vermiştim. vapurun bu sabah ızmire uğramasından bilistifade umumî tafsilâtı gönderiyorum.
maç günü stadyuma giderken bütün oyuncularımızda temiz bir müsabaka yaparak türk futbolu hakkında atina ahalisine hakikî bir fikir vermek azmi vardı. tatbik olunacak tabiye esaslı surette görüşülmüş ve herkese sıkı talimat verilmişti. geçen maçın verdiği neticelere göre takımda tadilât da vardı. bu cümleden olarak kemal faruki haf hattından sağ insayte alınmış, muzaffer sağ açığa geçirilmiş ve suphi sağ haf konulmuştu. stadyum geçen maçtan daha kalabalık bir manzara gösteriyordu. gelenlerin miktarı herhalde yirmi binden fazla idi. türk muhteliti saat üçten biraz evvel sahaya çıktı ve bunu yunan muhteliti takip etti. mutat merasim yapıldıktan, hediyeler verildikten ve iki taraf ahaliyi selâmladıktan sonra bulgar hakem m. doşef’in idaresinde saat tam üçte oyuna başlandı.
birinci haftaym
ılk akını yunanlılar yaptılar ve bir müddet türk kalesini sıkıştırdılar. dördüncü dakikada aleyhimize olan ilk korneri yunan sağ açığı çekti ve kale önünde husule gelen bir kargaşalıktan sonra top uzaklaştı. bunu müteakip ikinci bir yunan akını tekrar tehlikeli bir vaziyet ihdas etti. ve fakat sağ açığın isabetsiz bir şütü ile top avuta çıktı. bu tehlike de atlatıldıktan sonra türk takımı güzel kombinezonlarla yunan kalesine indi ve yunan müdafaası topu ancak kornere atmakla akını kesebildi.
rebii tarafından çekilen korner üzerine top bir az dolaştıktan sonra kaleden uzaklaştı. yaptığımız ikinci bir akın da muhasım beklerinin seri müdahaleleri neticesinde akamete uğradı. bunu müteakip yunanlıların bir hücumu çok yakından bir şütle neticelendise de avni güzel bir plonjon yaparak tehlikeyi atlattı.
artık türk muhacimleri mükemmel kombinezonlarla ve açık paslarla ilerliyorlardı. bu akınlann biri esnasında nihada bir firikik cezası verildi ve top yunan muhacimlerinin ayağına geçti ise de müdafaamız bu akını kırarak gene hücumumuzu teshil etti. kale önünde zeki, muzafferden aldığı bir pası çok kuvvetli bir şüte tahvil etti ise de maalesef açıktan gitti . bu dakikaya kadar olan oyun çok mükemmeldi. türk takımı yorgunluğunu almış ve nisbeten istirahat etmiş olduğu onlaşılıyordu. oyuncularımız yekdiğerile müsabaka eder gibi atina halkına teknik itibarile yüksek bir oyun gösteriyordu. bu meyanda bilhassa reşat her tarafa yetişiyor ve yunan akınlarını ortada kırıyordu. hakem mütereddit ve bati.
bu aralık hücumlar mütevazin vaziyettedir. yunan muhacimlerinin tehlikeli bir inişini suphi kurtardı. biraz sonra da fikret zekiden aldığı bir pası avuta gönderdi . bunu müteakip yunan muhacimleri topla beraber türk kalesine indiler.
yaptıkları pek aşikâr bir favlü hakem görebildi top kalemizden uzaklaştırılarak muhasım kale önüne geldi, hafif bir şut, fakat top kalecinin eline geçti. 36 ıncı dakikada yunan kalesi tarafından avuta giden topun yunan antrenörü tarafından delinerek patlatıldığı hayretler içinde görüldü, oyundan evvel her iki tarafın topunu muayene eden hakem türk topunu kabul etmişti, antrenörün bu hareketi türk oyuncularını haklı olarak asabileştirdi. ve oyuna birinci oyundaki topla devam edildi.
bir akınımız esnasında fikretin verdiği bir pası kemal faruki ofsayt vaziyetinde aldı ve aleyhimize ceza verildi. seyirciler hissiyatlarına hâkim olamadıkları için oyoncular üzerinde fena tesirler uyandıracak şekilde bağırıyorlardı.
binnetice oyun da pek sert bir şekil almıştır. yunanlılar mütemaddî favüllerle türk muhacimlerinin faaliyetine mâni oluyorlardı. hakem ise ancak türk oyuncularının avantajı olduğu zamanlar bu favulleri görüyor ve düdüğü ile oyun aleyhimize tevkif ediyordu .
oyun başlıyalı 42 dakika olduha halde hiç bir taraf gol çıkarmağa muvaffak olamamıştı. sinirler çok gergindi, ilk sayıyı kaydetmek için her iki taraf son gayretlerini sarfediyorlardı.
fikretin ve zekinin birbirini takip eden iki güzel şütünü yunan kalecisi kurtardı ve haftaym bu suretle 0 - 0 a beraberlikle ve türk takımının hâkimiyeti altında bitti. bu müddet zarfında yunan takımından sol içi fevkalâde güzel bir oyun göstermişti.
ikinci haftaym
ıkinci devreye saat dörtte başlandı. ılk hücumda yunanlıların kalemize gönderdikleri tehlikeli bir şütü avni çok güzel bir plânjonla kurtardı. bunu müteakip biz hücuma geçtik.
fikret topu ortadan kaparak seri bir inişle yunan müdafilerini atlattı. gol muhakkak gibi idî. tehlikeyi hisseden müdafi fikrete çelme atarak fena halde düşürdü. ceza çizgisi dahilinde olan bu hareket en tabiî bir penaltıyı icap ettirirken hakem görmemezlikten geldi. bunu takiben yunan kalesi sıkışık bir vaziyette olduğu zaman bize şüt çektirmeyerek lehimize favl verdi ve fikretin çektiği firikik avuta gitti.
yunanlılar sertliklerini arttırdılar, bir hücumları esnasında aşikâr ofsayt vaziyetinde bulunan bir yunan muhacimi topu aldı. hakemin müdahale etmediğini gören avni kaleden çıkarak topa bir ayak vuruşu yaptı ise de yunan sol içinden yediği şiddetli bir darbe ile yere düşerek bayıldı.
oyun avninin sahadan kaldırılması için bir an kendi kendisine durdu ise de hakem düdük çalmamakta ısrar ediyordu. vaziyet çok garip bir şekil almıştı. hakemin vukufsuzluğu ve tarafgirliğinin derecesini göstermek itibarile bu vaziyet kayde şayandır.
on beşinci dakikada reşat hafif sakatlanarak çıktı ve yerine cevat girdi ve yunan kalesi yene tehlikeli anlar geçirmeğe başladı. oyun bütün şiddetile devam ediyor, fakat hâlâ bir netice almamıyordu. bu sırada kendini toplamış olan avni yerine geçti.
on altıncı dakikada zeki kemalden aldığı topu çok seri ve sert bir şütle yunan ağlarına taktı. bu gol, muhacim takım üzerine aşırtıcı bir tesir husule getirmişti. hücmlarımız birbirini takip ediyordu, muzafferin mükemel bir şekilde ortaladığı top sıkı bir şütle kaleye havale edildi ise de direğe çarptı ve kale önünden uzaklaştı.
bu aralık reşat da tekrar yerine geçmişti. bir yunan hücumu esnasında müteaddit favuller ve ofsaytlar olmasına rağmen hakem müdahaieye lüzum görmediğinden yunan muhacimleri de ilk gollerini bu suretle kaydetmiş oldular. artık her iki taraf ta galibiyet sayısını yapmağa çalışıyordu. maamafih hâkimiyet gene bizde idi. 24 üncü dakikada kalemize tevcih edilen bir yunan akını ceza sahasına kadar gelmiş iken müdafilerimizin gösterdiği kısa bir tereddüt yunan sol açığına ikinci gollerini kaydetmek fırsatını verdi.
takımımız vaziyetin bu suretle ve aleyhine tebeddülü üzerine gene akınlarını sıklaştırdı ve yunan kalesine tehlikeli dakikalar yaşatmağa başladı. yunan müdafaası ceza çizgisi dahilinde olsun, haricinde olsun her türlü favullerden içtinap etmeğe lüzum bile görmüyor ve müteaddit penaltıları hakemin görmemesinden cesaret alarak en şedit ve memnu müdahalelerde bulunuyordu.
bu penaltılardan birisi arka arkaya iki defa tekrar edildiği için hakem görmek mecburiyetinde kaldı ve bu suretle dört penaltıdan ancak birisini görebildi. penaltı çeken burhan takımımızın ikinci golünü de kaydetmiş bulundu. bundan sonra oyun tamamile türk takımının hâkimiyeti altına geçmişti. top, umumiyet üzere yunan kalesi önüde dolaşıyor, fakat hasım taraf tamamiie müdafaaya çekilmiş olduğundan takımımız fazla sayı yapamıyordu. artık oyunun son dakikaları yaklaşmıştı. zeki, rebiiye eşapelik çok güzel bir pas vermişti. sol açığımızın önünde kimse yoktu. maalesef galibiyetimizi temin edecek olan bu fırsat kalenin yanından avuta gitti ve oyun da iki iki ikiye beraberlikle bitti.
9 kânunusani (ocak) 1932 tarihli akşam gazetesinden;
futbolcularımızın avdeti
nisan sonunda ıstanbula bir yunan takımı gelecek
muhtelit kaptanı zeki, atinadaki maçlar hakkında ne diyor?
atinada iki maç yapan galata saray - fenerbahçe muhteliti dün akşam eğe vapurile şehrimize gelmiştir. futbolcularımız atinada çok iyi bir kabul gördüklerini söylemekle beraber maçlardan pek memnun görünmiyorlar. ilk maçta yorgunluk ve fazla asabiyet yüzünden mağlûp olduğumuzu, ikinci maçta hakemin idaresizliğinin halkı bile kızdırdığını söyliyorlar.
maamafih bütün oyuncular yunanlıların büyük bir gayretle çalıştıklarını, bir kaç sene sonra
balkan futbolünde çok mühim bir mevki işgal edeceklerini beyan etmektedirler.
takımın kaptanı zeki iki maç hakkındaki fikrinişu suretle hulâsa ediyor.
ılk maçta asabî oynadık, acemi bir takım tesirini bıraktık. o günkü maçı kazanmak yunanlıların tamamile hakkı idi. ikinci maçta herkesin bizden beklediği, slavyaya karşı muvaffak olmuş oyunumuzu gösterdik. ogünkü maç büyük farkla lehimize neticelenmeli idi.
fakat hakemin bilgisizliğine inzimam eden tarafgirliği, yunan müdafilerinin kale çizgisi içinde bile mütemadi favullu oynamalarına ve bunların cezasız kalmasına sebebiyet verdi. biz de hakkettiğimiz bir galibiyeti hakem uğruna memleketimize tepşir edememek vaziyetine düştük.,,
9 kânunusani (ocak) 1932 tarihli akşam gazetesinden;
bir yunan takımı gelecek
varilen malûmata göre yunananistanda rum muhacirlerinin teşkil ettikleri enosis takımı nisan nihayetinde, yahut mayısta ıstanbulda maç yapmak arzusunu izhar etmiştir. yunan futbolcuları ile birlikte atletler de gelecektir, ilk maç kadıköyde fenerbahçe stadında yapılacaktır.
30 kanunuevvel (aralık) 1931 tarihli cumhuriyetten;
muhtelit takım yarın gidiyor
atina’da ilk müsabaka pazar günü yapılacak
galatasaray - fenerbahçe muhteliti, yarın atina’ya hareket edecektir. muhtelit takım on heş oyuncudan mürekkep olarak yola çıkacaktır. galatasaray kulübü erkânından vamık ve fenerbahçe kulübü erkânından hayri celâl beyler kafileye riyaset edeceklerdir. millî takım antrenörü de kafileye refakat edecektir.
gidecek oyuncular şunlardır: zeki, muzaffer, fikret, leblebi mehmet, kemal faruki, niyazi, reşat, suphi, nihat, cevat, mithat, bürhan, ulvi, avni, rebii.
muhtelit takım ilk maçı 3 kânunusani pazar günü, ikinci maçı da 6 kânunusani çarşamba günü yapacaktır. ikinci maçı müteakip ayni akşam istanbul’a hareket edilecektir.
31 kanunuevvel (aralık) 1931 tarihli cumhuriyetten;
muhtelit takım bu sabah gidiyor
sporcularımız pire'de büyük merasimle karşılanacak
yunan muhtelit takımile iki müsabaka yapmak üzere atina'ya davet edilen galatasaray - fenerbahçe muhteliti bugün saat onda loit tiryestino kumpanyasının vapurile limanımızdan pire'ye hareket edecektir. futbol kafilesile beraber atina’da yapılacak müsabakaları takip etmek üzere bazı seyirciler de gidecektir.
atina’da ilk müsabaka 3 kânunusani pazar günü yapılacaktır. ikinci müsabaka da 6 kânunusani çarşamba günüdür. atina mehafili bu müsabakalara büyük bir ehemmiyet vermekte, muhtelit takımımız atina'da sabırsızlıkla beklenmektedir. atina'dan verilen malûmata göre sporcularımız, pire’de muazzam merasimle karşılanacaklardır.
takımımız, iyi bir şekilde hazırlanmış ve azamî surette takviye edilmiş bir halde yola çıkmaktadır. atina'da, burada slavya’ya karşı oynadığı oyunu gösterdiği takdirde müsabakaları kazanacağı muhakkaktır.
yunan takımı ile ilk maç pazar, ikinci maç çarşamba günü yapılacak
muhtelit takımımız dün sabah viyana vapurile pire’ye hareket etmiştir. sporcularımız, galata rıhtımında çok kalabalık bir sporcu kütlesi tarafından teşyi edilmiştir. giden sporcular şunlardır. zeki, muzaffer, fikret, mehmet salim, rebii, niyazi, nihat, reşat, suphi, cevat, mithat, bürhan, avni, ulvi, kemal faruki.
kafileye galatasaray kulübü erkânından vamık ve fenerbahçe kulübü erkânından hayri celâl beyler riyaset etmektedirler. millî takım antrenörü de kafileye refakat etmektedir. futbolcularımızla beraber on beş kadar da seyirci gitmiştir.
muhtelit takım bu akşam pire'ye vâsıl olacaktır. futbolcularımız pire’de hararetli bir surette istikbal edilecektir. ilk müsabaka pazar günü, ikinci müsabaka da çarşamba günü yapılacaktır. sporcularımız, çarşamba günkü maçı müteakip atina'dan müfarakat edeceklerdir.
gazetemiz, atina’da yapılacak müsabakaların bütün tafsilâtını ve resimlerini en seri vasıta ile karilerine bildirmek için tertibat almıştır. futbolcularımıza muvaffakiyetler temenni ederiz.
türk sporcularından yunan milletine ve sporcularına hürmetler
istanbul 31 (a.a.) — bu sabah atina'ya hareket eden fenerbahçe ve galatasaray kulüpleri, asil yunan milletine karşı hissettikleri derin tazimatı ve yunanistan federasyonunun muhterem erkânına karşı duydukları hürmet hislerini telgrafla iblâğa anadolu ajansını memur etmişlerdir.
iki türk kulübü, enosis, panatinaikos ve olimpiyakos kulüplerine de samimî selâmlarını gönderirken büyük bir sevinç içinde teşebbüs ettikleri bu seyahati her hangi bir rekabeti hal maksadile değil, arada mevcut kuvvetli dostluğu kuvvetlendirmek ve bilhassa yunanistan'da bütün türk sporcularına gösterilen fevkalâde samimi hüsnü kabullerin şükran vazifesini yerine getirmek fikrile ifa ettiklerini sureti mahsusada kaydetmişlerdir.
atina 1 (a. a.) — atina’da iki maç yapmak üzere gelen türk futbolcuları kafilesi bu sabah saat 9 da pire’ye çıktılar. sporcular, muhtelif spor mümessilleri ve spor tevekkülleri tarafından samimiyetle karşılandılar. muhtelif kulüpler namına birer büket takdim edilerek ve türkçe olarak beyani hoşâmedi edildi. badehu hazırlanan otomobillerleatina’ya hareket edilerek akropol oteline inildi.
türk sporcuları, saat on buçukta yılbaşı münasebetile yapılmakta olan resmigeçide davet edildiler. öğleden sonra apollon takımile bir macar takımı arasında yapılacak maçta hazır bulunacaklardır. sporcuların burada kalacakları bir haftayı mükemmel bir şekilde geçirdikleri için iyi bir program hazırlanmıştır.