ilk basımı 2009 yılında olan mehmet yılmaz'ın "samsunspor: kırmızı beyaz siyah" kitabından;
mehmet yılmaz'ın "kimseye benzemez sen bambaşkasın" başlıklı celil sağır röportajından;
- 4-0 biten meşhur bir beşiktaş maçı vardı 2004'te. beşiktaş namağlup liderdi ve ikinci devrenin ilk maçında inönü'de samsunspor'un karşısına çıktı. erdoğan arıca, "kesinlikle kazanmaya gidivonız" demişti maçtan önce...
evet, erdoğan hoca bunu söyledi; biz de kazanmak için gidiyorduk. hatta erdoğan hoca "farklı kazanabiliriz," demişti ama o kadar da değil diye düşünmüştüm. çünkü beşiktaş bir önceki yılın şampiyonuydu ve çok formdaydı. daha doğrusu devre arasına girerken çok formdaydı. çünkü erdoğan arıca bize beşiktaş'ın devre arası kampında doğru dürüst çalışamadığını anlatmıştı.
- evet, antalya'daki kampları kötü hava şartlarına denk gelmişti. fiziki bir düşüş olması bekleniyordu beşiktaş'ta. o gün samsunspor'da yardımcı hoca olan ertuğrul sağlam, "bizimle bir ilgisi yoktu, tamamen beşiktaşlı oyuncuların yanlışlarıydı, beşiktaş için kötü bir geceydi," demişti bir röportajında.
- bizimle ilgisi yoktu gerçekten de. biz maça çok iyi başlamıştık. 1-0 da öne geçtik. ama nedendir bilemiyorum hem oyuncuları hem tribün hem de kulübesi çok gergindi o gece beşiktaş'ın. hakemin -bakın bu çok önemli- bizden taraf değil normal bir yönetim göstermesi bile sinirlendirdi onları. çok sert oynuyorlardı ve örneğin zago alıştığı şekilde davranılacağını düşünmüştü belki de. ama hakem papila normal bir yönetim gösterdi. biz o sezon galatasaray'ı da yendik. fener'i samsun'da 3-0 yenip kadıköy'de 1-1 kaldık. iyi bir takımdık yani. dediğim gibi kendi zaaflarından oldu bu. biz o maçta oyun 4-1 olduktan sonra 60. dakikadan itibaren rakip kaleye gitmedik. başkanımız ve kulübemizden talimat geldi. peki, neden gitmedik? çünkü beşiktaş büyük bir camia dedik, daha fazla atıp ismine leke getirmek istemedik. bu durumda beşiktaş büyük bir camia ama samsunspor da büyük bir camia. çünkü rakibimize saygı gösterdik; abartmadık. efendilik yaptık. olmazdı; beşiktaş'a karşı ayıp olurdu fazlası. üstelik saha içinde sürekli tekme ve küfür yememize rağmen... şimdi tersi olsa idi, biz o duruma düşse idik bize acırlar mıydı acaba? hiç sanmıyorum.
ilk basımı 2009 yılında olan mehmet yılmaz'ın "samsunspor: kırmızı beyaz siyah" kitabından;
hakkı yeşilyurt ve mehmet yılmaz'ın "en güzel gollerini samsunspor için attı" başlıklı serkan aykut röportajından;
- istanbul'da oynanan meşhur bir beşiktaş maçı var; cem papila'nın yönettiği... ilk golü atmak kolay değildi herhalde.
o gol anlık bir şey aslında ama yine de kasetlerini izliyorduk beşiktaş'ın. cordoba çıkışlarında açıyı kapatıp, ellerini yere yaklaştırırdı; ben de bu nedenle topun dibine girdim. o gün biz beşiktaş'ı yenmek için sahada idik. çünkü devre arası iyi çalışamamışlardı. hakem de normal bir müsabaka yönetti. yani, bizim açımızdan her şey normaldi; kartlar doğruydu. beşiktaşlı oyuncuların kendi agresifliklerinden kaynaklandı durum. oyun 4-1 iken rölantiye aldık; başkan da direktif vermiş kulübeye. "üzerlerine gitmeyin," demiş. aynı durumda beşiktaş bizi yakalasa bence o şekilde davranmazdı herhalde. bu arada maç içinde benim derdim maçın yarıda kalmaması idi. ben şöyle düşünmüştüm, maç yarıda kalırsa 4-0 tescil edilir ama goller yazılmaz, ilhan'a filan diyorum maç içinde, "sakin olun, attırmayın kendinizi," diye. sonra öğrendim ki goller yazılıyormuş. öyle bir durumla hiç karşılaşmadığımız için kimseye sormak da gelmemişti aklıma.