memet zencirkıran'ın "beşinci şampiyon bursaspor" kitabından;
torna kaloperoviç
bursaspor'un ilk yabancı teknik direktörü. bursaspor'a gelmeden iki sezon önce galatasaray'ı şampiyon yapmış, ama sonraki sezon yaşanan başarısızlığı takiben bursaspor ile anlaşmıştı. bursaspor'da başarılı olduğu söylenebilir. ilk sezonunda takım, ilgi beşinci sırada bitirmiş, türkiye kupası'nda eskişehirspor ile final oynamış, başbakanlık kupası'nı kazanmıştı. ikinci sezonunda takım ligi altıncı bitirmiş, kupa'da ankaragücü'ne yan finalde elenmiştir. üçüncü sezonunun ikinci devresinde takımın kötü gidişi üzerine görevinden ayrıldı.
torna kaloperoviç'in yolu, 1980'li yılların ortasında kısa bir süre daha bursaspor ile kesişti. 1985-1986 sezonunun ikinci yarısında, takım ligde kötü bir durumdayken kaloperoviç bir daha geldi. bursaspor, türkiye kupası'nı kazanarak o zamana kadarki en büyük başarısını elde etti. sezon sonunda takım, küme düşmesine rağmen türkiye kupası kazandığı için ligde kaldı. 1986-1987 sezonunda sezona kötü başlanması üzerine, ligin 11. haftasında kaloperoviç'in görevine son verildi. hem bursaspor'u çalıştıran ilk yabancı teknik adam olması hem de türkiye kupası'nı kazandırması nedeniyle bursaspor tarihinde kalıcı bir iz bıraktı.
memet zencirkıran'ın "beşinci şampiyon bursaspor" kitabından;
en büyük başarı: türkiye kupası
ligdeki kötü gidiş sürerken bursaspor, türkiye kupası'nda önce deplasmanda üçüncü lig temsilcisi kasımpaşa'yı 3-0 yener. ardından deplasmanda denizlispor'la oynanır. ligden düşmeme mücadelesi verildiği için bursaspor, birçok as futbolcusunu dinlendirerek genç futbolcu ağırlıklı bir kadroyla maça çıkar ve karşılaşmayı 2-0 kazanır. lige konsantre olunduğu için kupa fazla da umursanmamaktadır. nitekim maçtan sonra bursaspor teknik direktörü torna kaloperoviç, "doğrusu galibiyet beklemiyordum. bizim için kupa ikinci planda geliyordu. bu nedenle kadromuzda genç oyunculara yer verdim" açıklamasını yapar. çeyrek finalde gençlerbirliği ile ankara'da karşılaşan bursaspor, yine genç futbolcu ağırlıklı bir kadroyla maça çıkmasına rağmen, maçı 2-1 kazanarak yarı finale yükselir. kaloperoviç maç sonrasında "tur atladık ancak kupa'yı hiç düşünmüyorum... tüm çabamız lig için" diyecektir. kupa'daki ilk üç maça genç futbolcu ağırlıklı kadrolarla çıkan bursaspor, yan final ve final maçlarında as kadrosuyla sahadaki yerini alır. bursaspor, yarı finalde bursa atatürk stadyumu'nda oynanan maçta, sakaryaspor'u 1-0'lık sonuçla kupa dışına iter.
türkiye kupası finali, bursaspor ve altay arasında oynanacaktır. kupa finali, statü gereği tek maç üzerinden oynanmakta, final yeri ise çekilen kura sonucu belli olmaktadır. bursaspor temsilcisi çetin tezyapar'ın çektiği kura, finalin yerini belli eder: bursa... maçın berabere bitmesi durumunda ikinci maç izmir'de oynanacaktır.
kupa finalinin tarihinin belirlenmesinde, federasyon açısından son derece talihsiz bir durumun yaşandığını belirtmek gerekir. normal prosedürde kupa finali, 14 mayıs'ta oynanacaktır. ligden düşecek takımların belli olmaması ve bursaspor'un da küme düşme hattında bulunması nedeniyle kupa finalinin tarihi, 28 mayısa alınır. bu tarihe kadar küme düşen takımların belli olacağını rahmin eden federasyondun beklentisi gerçekleşmez. ligin bitmesine henüz bir hafta vardır ve statü gereği kupa'yı kazanan takım ligde kalacaktır.
kupalarda çoğu kez finalin kapısından dönen bursaspor, bu tarihe kadar iki kez final oynamış, kupa'yı 1970-1971 sezonunda eskışehırspor'a, 1973-1974 sezonunda ise fenerbahçe'ye kaptırmıştır
final, 28 mayıs 1986 çarşamba günü 15.30'da oynanacaktır.
bursaspor eser, taygun, erdinç, kerekes, salih, beyhan, sedat 3, yalçın, tulipan, gürsel, hamit on biriyle maça başlar. tribünler, öncesinden tıklım tıklım dolmuştur. bursa'da müthiş bir heyecan yaşanmaktadır. bursaspor maçı 44. dakikada tulipan ve 60. dakiakda beyhan'ın penaltıdan attığı gollerle 2-0 kazanır. binlerce taraftar maç sonunda sahaya girer. yeşil beyaz renklerle bir gün öncesinden donatılan şehirde bir karnaval havası eser. bursaspor tezahüratları bütün şehirde yankılanır.
memet zencirkıran'ın "beşinci şampiyon bursaspor" kitabından;
bursasporun 1980'li yıllardaki en önemli futbolcularından olan beyhan, kupa sürecim yıllar sonra anlatır: "bursaspor lige çok körü başlamıştı. kaloperoviç o sezonki üçüncü antrenörümüzdü. kupa'nın ilk maçalrında gençler oynadı. ilk maçta kasımpaşa'yı eledik. ikinci maçımız denizli'deydi ve biz as futbolcular götürülmedik, dinlendirildik. takım elensin diye genç futbolcular götürüldü. denizliyi elediler. sonra gençlerbirliği deplasmanına gittik a takım'dan sadece ben ve erdinç oynatıldık. ligdeki durumumuz kötü olduğu için diğerleri dinlendirildi. çıktık gençlerbirliği'ni de yendik. yenince havaya girdik. sonra bursa'da yarı finalde oynadığımız sakaryaspor karşısına tam kadro çıktık ve 1-0 yendik. finalde altay ile karşılasak. maç öncesi atmosferimiz farklıydı. lig'de kalmak için mutlaka kazanmamız gereken bir maçtı. alamazsak ligde düşme potasındayız, öyle stresli bir durumumuz vardı. o gün kırk derece sıcaklık vardı. stat tıklım tıklım doluydu. maça başladık ama istediğimiz oyunu oynayamıyoruz. bir gerginlik var üzerimizde. ondan sonra sedat abinin başlattığı agresiflik olayı bize de yansıdı. daha sert ve hırslı oynamaya başladık. 44. dakikada ben tulipana bir ara pası verdim tulipan golü atatı. ikinci yarıda tulipan''ın düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı ben atom ve maçı 2-0 kazandık. stattaki atmosfer mükemmeldi. büyük bir coşku yaşadık. bütün taraftarlar sahaya indi, herkes çok sevinçliydi." bursaspor, türkiye kupası'nı kazanarak kuruluşundan itibaren içen yirmi üç yıldaki en büyük başarısını elde eder. bursaspor, türkiye kupası'nda oynadığı 5 maçta 5 galibiyet alırken. 9 gol atıp sadece 1 gol yer.
bursaspor, kupayı kazandığı için statü gereği ligde kalmayı garantilemiştir.
memet zencirkıran'ın "beşinci şampiyon bursaspor" kitabından;
sedat özden: bursaspor'un yaşayan efsanesi
* bursaspor tarihinde türkiye kupası'nı kazanan tek takımının kaptanıydınız. kupa şampiyonluğunu anlatır mısınız?
- o sezon kupada fazla iddialı değildik, asıl hedefimiz ligde kalmaktı. kupada oynanan ilk maçların çoğuna genç futbolcularla çıkıldı. kupada iddialı olmadığımız halde, o genç futbolcular kendilerini ispatlamak ve göstermek adına inanılmaz performans sergilediler. yarı finale gelindiğinde biz de kupa geliyor havasına girdik.
altay ile yaptığımız final, ramazan ayındaydı. finalin bir gece öncesinde de taraftarlarla ilginç bir olay yaşadım. biz, balıklıköy tesisleri'nde kamptaydık. gece uyuyorum, saat 24 gibi aşağıdan bir gürültü geliyor. ben ayağımda takunyalarla çıktım. baktım karşıda üst tarafta bir yerde, bin kadar seyirci. "ne oluyor?" dedim. kaloperoviç "geldiler, gitmiyorlar" dedi. yardımcısı sinan oral'dı. ona da sordum "gitmiyorlar" dedi. ben yanlarına gidip "niçin buradasınız?" dedim. karşıdan cevap yok. "niçin buradasınız? kupayı almamamız için mi buradasınız? yaptığınız hareket bursaspor'un kupayı almamasını istemeye yönelik harekettir. lütfen burayı terk edin" dedim. hepsi tesisleri terk ettiler...
o gün takım olarak müthiş inançlıydık. kupayı alacağımıza çok inanıyordum. maçtan önce bunu takımla da paylaştım. ama herkeste bir gerilim de vardı. stat atmosferi müthişti. stat tıklım tıklım dolmuştu. belki 25 bin kişi tribünlerdeydi. maç başladı, baktım oyun istediğimiz gibi gitmiyor. bir şeyler yapıp takımı canlandırmak lazım. ben de kolay kolay sert giren, tepki gösteren bir futbolcu değildim. maçın hakemi coşkun kutay. altay'da isa vardı, fenerbahçe'de de oynayan. açık tribünün orada bir pozisyonda, ben buna topla karışık bir sert girdim. bu fırladı, piste gitti. baktım, arkamdan coşkun kutay geliyor. isa, bana "ne yapıyorsun kaptan?" dedi. buna bir sarıldım, "bak buradan sen değil, ben bile çıkamam, bu kupa bizim olmalıdır, bizim hakkımız bu" dedim. "bursa seyircisi önünde yılların birikimiyle bu bizim hakkımızdır" diye bağırdım. hocayı etki altına almak istedim tabii. arkadan da coşkun hoca geldi. "tamam, tamam ben de biliyorum'' dedi. bunları her zaman kullanmak mümkün değil tabii. 15 senede bir, iki defa olur bu. takım o pozisyondan sonra canlandı. maçı 2-0 kazandık. kupa sonrası statta, şehirde oluşan atmosferi ise anlatmam mümkün değil. müthiş bir duygu, tüylerim diken diken oldu. nihayetinde bütün şehrinin de hakkı olan bir kupayı kazanıyorsunuz.