2011-2012 Sezonu Spor Toto Süper Lig Süper Final Şampiyonluk Grubu 6. Hafta Maçı 12.05.2012, Cumartesi, 19:00 Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu İstanbul, Türkiye
fenerbahçe-galatasaray maçı sonrası stat içi ve çevresinde çıkan olaylarla ilgili gözaltına alınan şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından kadıköy adliyesi'ne sevkedildi.gasp büro amirliği’nde ifadelerine başvurulan zanlıların çoğunun suçlamaları kabul etmedikleri öğrenildi. zanlılarının bazılarının verdiği ilginç ifadeler dikkat çekti.
derbi maçı sonrasında çıkan olaylar sırasında gözaltına alınan 48 kişi emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. zanlıların çoğunun suçlamaları kabul etmedikleri polis ifadelerinde ilginç ayrıntılar ortaya çıktı. indikleri saha içinde gözaltına alınan zanlılardan birinin, “düğünümün davetiyelerini getirmiştim. sahada onları dağıtacaktım", bir başka birinin, “federasyon yetkililerine galatasaray’a burada kupa vermemelerini söyleyip çıkacaktım" birinin de, “futbolculara forma imzalatıp çıkacaktım" şeklinde bahaneler öne sürdükleri öğrenildi. bu arada, olaylarda yetersiz kaldıkları ve orantısız güç kullandıkları yönünde eleştirilen polis kendini savunmak için güvenlik ve polis kamerası görüntülerini basına dağıttı.
öğretmen, mühendis, boksör... fenerbahçe - galatasaray arasında kadıköy şükrü saraçoğlu stadı'nda oynanan derbi mücadelesinin ardından stad içinde ve dışında olaylar çıkmıştı. 44 polisin yaralandığı, 14’ü polis aracı olmak üzere 23 kamu aracının zarar gördüğü, birçok işyerinin hasar gördüğü olaylar sırasında 48 kişi gözaltına alındı. asayiş şube müdürlüğü'nde sorgulanan 48 zanlı arasında öğretmen, mühendis, doktor, oteller zinciri sahibi şirketin genel müdürü, boksör de bulunduğu anlaşıldı. şüphelilerden 15’inin ise uyuşturucu, darp, hırsızlık, kaçakçılık gibi suçlardan sabıkalı oldukları tespit edildi.
birbirinden ilginç bahaneler gasp büro amirliği’nde ifadelerine başvurulan zanlıların çoğunun suçlamaları kabul etmedikleri öğrenildi. zanlılarının bazılarının verdiği ilginç ifadeler dikkat çekti. indikleri saha içinde gözaltına alınan zanlılardan birinin, “düğünümün davetiyelerini getirmiştim. sahada onları dağıtacaktım", bir başka birinin, “federasyon yetkililerine galatasaray’a burada kupa vermemelerini söyleyip çıkacaktım" birinin de, “futbolculara forma imzalatıp çıkacaktım" şeklinde bahaneler öne sürdükleri öğrenildi.
inceleme devam ediyor ekipleri, olayları gösteren kamera görüntülerini incelemeyi sürdürüyor. görüntülerden olaylara karıştığı tespit edilen kişilerin gözaltına alınacakları öğrenildi. bu arada, olaylarda yetersiz kaldıkları ve orantısız güç kullandıkları yönünde eleştirilen polis, kendini savunmak için güvenlik ve polis kamerası görüntülerini basına dağıttı.
olaylar kamerada polis ve güvenlik kamelarına yansıyan görüntülerde taraftarların sahaya girip ortalığı savaş alanına çevirmesi yer alıyor. ayrıca bir benzin istasyonu önünde iki polis aracının ters çevrilip yakılmak istenmesi de dağıtılan görüntüler arasında.
şampiyonluk tıraşı ujfalusi, 'ne işin var g.saray'da' diyenlere 'şampiyon olmaya gidiyorum' dedi. 'o gün saçlarımı keseceğim' sözünü de tutup tam 12 yıl sonra saçlarını kısalttı
g.saray'dan önce sigma olomouc, hamburg, fiorentina ve atletico madrid formaları giyen tomas ujfalusi'nin 1988'de başladığı kariyerinde hiç lig şampiyonluğu yoktu. a.madrid'i bırakıp g.saray'a geldiği gün 'ne işin var orada?' diye soranlara çek yıldız, 'şampiyon olmaya gidiyorum' cevabı verdi. ujfalusi şampiyonluğa daha ilk günden o kadar çok inanıyordu ki artık amerikan yerlilerine benzeyen imajının ayrılmaz bir parçası olan uzun saçlarını ortaya koydu ve 'şampiyon olduğumuz gün saçlarımı keseceğim' bile dedi. arena'daki törene yeni imajı ile çıkan ujfalusi neredeyse tanınmaz haldeydi. saçları kuyruk hariç kısacıktı ve kafasında da ayrılmaz bir parçası olan saç bandı yoktu. ujfalusi, ucu sarı kırmızı renkte olan kuyruğu neden bıraktığını soranlara da 'bir zamanlar saçımın uzun olduğunu hatırlamak için' cevabını verdi.
cezalar belli oldu profesyonel futbol disiplin kurulu (pfdk), galatasaray ile oynadığı spor toto süper final şampiyonluk grubu müsabakasında taraftarların neden olduğu saha olaylarından dolayı fenerbahçe'ye 6 resmi müsabakayı kendi sahasında seyircisiz oynama cezası verdi. kurul ayrıca galatasaray kulübü başkanı ünal aysal'a 21 gün hak mahrumiyeti, trabzonspor teknik direktörü şenol güneş ve futbolcu burak yılmaz'a 3'er maç ceza verdi.
profesyonel futbol disiplin kurulu'nun 17.05.2012 tarih ve 115 sayılı toplantısında almış olduğu kararlar aşağıda belirtilmiştir.
- fenerbahçe a.ş.'nin, 12.05.2012 tarihinde oynanan fenerbahçe a.ş. - galatasaray a.ş. spor toto süper final şampiyonluk grubu müsabakasında, taraftarlarının neden olduğu saha olaylarından dolayı takdiren 6 resmi müsabakayı kendi sahasında seyircisiz oynama cezası ile cezalandırılmasına,
aynı müsabakada fenerbahçe a.ş.'nin, müsabaka sonrasında yapılan flaş röportaja futbolcu ve teknik sorumlu katılımını sağlayamamasından dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle takdiren 10.000-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
aynı müsabakada fenerbahçe a.ş.'nin, basın toplantısına futbolcu ve teknik sorumlu katılımını sağlayamamasından dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle takdiren 10.000-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
aynı müsabakada fenerbahçe a.ş.'nin, takım halinde sportmenliğe aykırı hareket nedeniyle takdiren 8.750.-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
- galatasaray a.ş.'nin, 12.05.2012 tarihinde oynanan fenerbahçe a.ş. - galatasaray a.ş. spor toto süper final şampiyonluk grubu müsabakasında, müsabaka sonrasında yapılan basın toplantısına futbolcu katılımını sağlayamamasından dolayı talimatlara aykırılık nedeniyle takdiren 10.000-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
aynı müsabakada galatasaray a.ş. hakkında, sportmenliğe aykırı hareket nedeniyle sevk yapılmış ise isnat olunan disiplin ihlalinin unsurları oluşmadığından ceza tayinine yer olmadığına,
aynı müsabakada galatasaray a.ş. idarecisi necati demirkol'un, basında yer alan sportmenliğe aykırı açıklamaları nedeniyle takdiren 21 gün hak mahrumiyeti ve 15.000.-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
aynı müsabakada galatasaray a.ş. başkanı ünal aysal'ın, basında yer alan sportmenliğe aykırı açıklamaları nedeniyle takdiren 21 gün hak mahrumiyeti ve 15.000.-tl para cezası ile cezalandırılmasına,
artık maç izleyemeyecekler fenerbahçe-galatasaray süper final karşılaşması sonrası çıkan olaylarla ilgili 48 kişi hakkında seyir yasağı kararı verildi.
fenerbahçe - galatasaray arasında kadıköy şükrü saraçoğlu stadı'nda oynanan derbi mücadelesinin ardından stad içinde ve dışında olaylar çıkmıştı. olaylar ile ilgili gözaltına alınan 48 taraftardan 47'si tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken ilhan tunahan ise tutuklanarak cezaevine konulmuştu. soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcıları davut dağ ve ahmet faik kapluhan, serbest bırakılan 47 kişinin tutuklanmasına itiraz etti. kadıköy 7. sulh ceza mahkemesi'nin itiraz ile ilgili kararı beklenirken soruşturmayı yürüten savcılar tarafından tutuklu ve tutuksuz yargılanan 48 kişi için seyir yasağı konuldu. bu kişilerin, mahkeme sonuçlanıncaya kadar, aksi bir mahkeme kararı çıkmadığı sürece maçlara giremeyecekler.
istanbul boğazı'na galatasaray bayrağı boğaziçi ve fatih sultan mehmet köprüleri’ne sezonu şampiyonlukla noktalayan galatasaray’ın bayrağı asıldı.
spor toto süper lig’de sezonu şampiyon olarak tamamlayan galatasaray’ın bayrağı, istanbul boğazı’ndaki köprülere asıldı.
artık geleneksel hale gelen uygulama nedeniyle önce boğaziçi köprüsü’ne, daha sonra da fatih sultan mehmet köprüsü’ne 200’er metrekare büyüklüğünde sarı-kırmızı bayraklar asıldı.
bayrakların, 12 gün boyunca boğaz köprülerinde asılı kalacağı öğrenildi.
işte o rapor tolga şardan-ankara 24/05/2012 milliyet.com.tr
galatasaray’ın, kadıköy’de şükrü saracoğlu stadı’nda fenerbahçe ile berabere kalarak şampiyonluğa ulaşmasının ardından yaşanan olaylarla ilgili olarak emniyet birimlerinin hazırladığı raporda, maçtan önce şampiyonluk kupasının galatasaray tarafından alınması halinde, bunun engellenmesi için taşkınlık yapılacağı, gerekirse sahaya girileceği yönünde bilgiler alındığı ifade edildi.
raporda, maçtan sonra galatasaray bayrağının sahanın ortasına dikileceğinin sanılmasının taraftarları agresifleştirdiği ve taşkınlığa neden olduğu belirtildi. sahaya giren fenerbahçeli fanatik grubun, soyunma odalarının bulunduğu çıkış tüneli içinde yangın çıkarmaya çalıştıkları belirtilen raporda, maçtan önce stada giremeyen 14 bin 500 kişinin polise saldırdığı vurgulandı.
işte milliyet’in ele geçirdiği çarpıcı raporun ayrıntıları;
kapılar kıralacaktı
- maçta, 2 bin 627 polis ve bin 50 özel güvenlik personeli görevlendirildi.
- güvenlik önlemleri alınırken; gerek her iki takım arasında yıllardır süregelen rekabet, gerekse fenerbahçe kulübü ile ilgili devam eden şike soruşturması nedeniyle, ev sahibi takım seyircisinin kolluk kuvvetlerine karşı yanlı bakış açısının oluşturduğu gerginlik gözönünde tutuldu.
- bilet bulamayan taraftar gruplarının iki bilet basacağı, biletsiz olarak stada girmek için her türlü yolu deneyecekleri, “izdihama neden olup stad kapılarını kıracakları ve stada usulsüz gericekleri” yönünde bilgilere ulaşıldı.
- maçı galatasaray’ın kazanması halinde statta kupayı almamaları için her türlü taşkınlığın yapılacağı, gerekirse sahaya girecekleri bilgisi alındığı için güvenlik önlemleri en üst seviyede tutuldu.
sahte biletler yakalandı
- il emniyet müdürü hüseyin çapkın başkanlığında stat içi ve dışında olmak üzere 3 toplantı yapılarak alınan duyumlar ve tedbirler gözden geçirildi.
- her iki takım kafilesi, seyirciler, aileler ve çocukları gözönünde bulundurularak stada açılan cadde ve sokaklarda da gerekli önlemler alındı.
- her iki takımın lehine olan galibiyet ve mağlubiyet durumları ayrı ayrı değerlendirilerek taraftar davranışlarına göre farklı önlemler alınması için planlama yapıldı.
- yapılan aramalarda çok sayıda meşale, sahte bilet, sahte kombine kartı ve maytap yakalandı.
500 holigan stada girdi
- maçtan bir saat önce maraton, türk telekom ve migros tribünlerinin demir giriş kapıları yaklaşık 15 bin biletsiz seyirci tarafından zorlanma ve yüklenme sonucu kırıldı. bu yolla 500 biletsiz ve holigan stada girmeyi başardı.
- stat dışında kalan yaklaşık 14 bin 500 taraftara uzaklaşmaları yönünde anonslar yapıldı, buna karşın grup ısrarla stada girmek isterken tt ve fenerium kapılarındaki çevik kuvvet’e taş, şişe ve yabancı maddelerle saldırdı.
toma ve gaz önlemi
- saldırıların artması üzerine, toma’dan (toplumsal olaylara müdahale aracı) su sıkılarak müdahale edildi. olayların önüne geçmek için mukavemet derecesine göre gözyaşartıcı gaz kullanıldı.
- ikinci yarıda skorun misafir takım lehine devam etmesi nedeniyle, tüm tribünlerde tezahüratlara yansıyan gerginlik olduğu ve meşalelerin yakıldığı görüldü.
bayrak öfkesi
- galatasaray takımının oyuncularının saha ortasında başladığı sevinç gösterileri 10 dakika devam etti. galatasaray takımı futbolcularından biri tarafından sahanın ortasına getirilen galatasaray bayrağının sahanın ortasına dikileceğini zanneden taraftarlar daha da agresifleşti ve taşkınlığa başladı.
- ev sahibi taraftar, kupa töreni yapılma olasılığı ve devam eden şike-teşvik primi soruşturması nedeniyle kolluk kuvvetlerini hedef alan sözlü ve fiziki saldırıya başladı. saldırı sonrasında stat içinde görevli çevik kuvvet personelince misafir takım ve hakem heyeti korumaya alındı.
masa çekmecesi bile attılar
- stadı terk edenler içindeki fanatik gruplar, stad dışında polise şişe, taş, meşale, demir ayaklı küllük, masa çekmecesi, bariyer, duba atarken, bu gruplara özellikle toma ile müdahale edildi. grubun eylemine devam etmesi ve toma’ların suyunun bitmesi üzerine ara sokaklara dağılan gruplar tekrar toplandı. gruplara yönelik yeteri kadar göz yaşartıcı gaz kullanıldı.
yakın koruma silahı kullanıldı
- stadın boşaltılması ve taşkınlığa son verilmesi için anonslar yapıldı. ancak fanatik grup saldırılarına devam etti. bu nedenle saha kenarında bulunan polisler model 5 olarak adlandırılan yakın savunma silahını kullanarak taraftarların çıkış kapısına yönlendirilmesini sağladı.
- ev sahibi taraftar sahaya girmeye devam ederken, sahadaki çevik kuvvet personeli gruplara fiziki müdahalede bulunmamak için soyunma odasına doğru çekildi.
- buna rağmen, fanatik grup saldırılarına devam etti. sahadaki yabancı maddeleri, kırık koltukları körük içine ve soyunma odalarına doğru fırlatırken, yangın tüplerini boşaltarak polislere attı. ayrıca, grup, körüğün içine meşale atarak yangın çıkarmaya çalıştı. bu nedenle, çevik kuvvet yeniden sahaya çıkarak saldırgan gruba gazlı müdahalede bulundu. müdahale ve stadın boşaltılması yaklaşık 2 saat sürdü.
tahkim’den indirim tahkim kurulu, profesyonel futbol disiplin kurulu tarafından galatasaray maçındaki olaylar nedeniyle fenerbahçe’ye verilen 6 resmi maçlık seyircisiz oynama cezasını 5 maça düşürdü.
kuruldan yapılan açıklamada, fenerbahçeli eski yönetici ali koç, stat müdürü ayhan bak ve futbolcu volkan demirel’in saha olaylarının önlenmesi için gayret gösterdikleri, bu durumun da temsilci raporunda yazılı olması ve yayıncı kuruluştan temin edilen görüntülerden de anlaşılması karşısında 1 müsabaka indirim yapılarak, cezanın 5 resmi müsabakayı kendi sahasında seyircisiz oynama cezası şeklinde düzeltilip oy birliğiyle onandığı kaydedildi. bu arada, pfdk’nın fenerbahçe’ye verdiği 28 bin 750 lira para cezası ise onandı.
arkadaşım savaş"ın stresten seyretemeyecegini ve maç saatinde sessiz bir yerde maçın sonucunu bekleyecegini maçı ne televizyondan izleyecegini nede radyodan dinlemeyecegini bana söylediginde benimde aklıma yatan bu fikire onay verdigim ve sarayburnu sahilinde sessiz sedasız fakat streesli bir şekilde maçın sonucunu bekledigimiz mac olarak anılarımıza giren maçtır.
sarayburnu sahiline maç başlamadan yarım saat önce gittik cep telefonlarımızı kapattık sarayburnu maç olması sebebiyle cok sessizdi biz maçın bitimine kadar orada kalacaktık ve mac bitiminde zaten şampiyon olan takımın bayraklarıyla ve konvoylarıyla tur atılacagından kimin şampiyon olacagını otomotik olarak ögrenecektik. hayatımızda ilk defa böyle bir şey yapmıştık.
bogazdan gecen gemileri stresle bir şekilde izliyorduk sarayburnuna sanki bir ölü topragı atılmışcasına sakindi maç bitiminde ortalık karışacaktı bunu iyi biliyorduk..bogazdan gecen gemileri izliyoduk stresten birbirimizle konuşamıyorduk seslerimiz titriyordu adeta
saatlemize baktıgımızda aşagı yukarı maçın ilk yarısı bitmiştir acaba birilerini arasakmı diye düşündük fakat buna cesaret edemedik cünkü alacagımız kötü bir habere kalbimiz dayanamayabilirdi bundan vazgectik.
yerimizde duramıyorduk ve hayatımızda ilk defa böyle bir şey yaşıyorduk arkadaşımın yüzüne baktıgımda kıpkırmızı bir yüzü vardı ve cok kötü görünüyordu oda bana baktıgında aynı şeyleri görüyordu.
acaba maçın bitmesine ne kadar zaman var neler oluyor neler bitiyor karşı kıyıda merak ediyorduk bulundugumuz yer kadıköyün karşı kıyısı sarayburnu idi buradan baktıgımızda kadıköyde cok sessiz görünüyordu .. fakat şunu iyi biliyorduk.ki 15- 20 dakika sonra kıyamet kopacaktı istanbulda.
sessiz sedasızdık bir oraya bir buraya gidiyorduk birbirimizin yüzüne bakıyorduk bu arada bir dalgıc denize dalıyordu ve karanlıkta denize dalan dalgıc belliki ne fenerli nede galatasaraylı maçla alakası olmayan biriydi dalgıcın dalışlarını seyrediyoduk.
bir kac dakika sonra karşı kıyıdan havayi fişekler atıldı bir kactanede sisbombası yakıldı eyvah dedik kendi kendimize galatasaray kaybetti galiba dedik.fakat sisbombasının sarı kırmızı oluşu acaba galatasaray şampiyon olduda ondanmı diye düşündük içden içe sevindik.
her şeyden kendimize bir teseli olacak sonuc cıkarmaya calışıyoduk saatlerimize baktıgımızda saar 20.55 gösteriyordu maçın bitmiş olacagını düşündük ve karar verdik daha dayanamyacagız dedik ve telefonlarımızı actık .
ilk eklımıza gelen nurettin abi oldu daha alo demeden başladı maçı anlatmaya maçın 82 dakikası oldugunu ve 0-0 oldugunu ve galatasarayın cok kötü oynadıgını söyledi ve telefonlarımızı gene kapattık.
ileri geri bilincsiz bir şekilde sanki ameleyettan hastamız cıkacakta acaba ölümü dirimi cıkacak diye bekleyen insanlar olurya hastahnede aynı o şekilde bir ileri bir geri gidip geliyoruz.
saat 21.05 telefonlarımızı tekrar acmaya karar veriyoruz oysaki maçın coktan bitmiş olacagını düşünüyoruz ortalıkta hala sesseda yok maç bayagı uzadı galiba diye düşünüyoruz ve telefonumu acıyorum telefonumu acar acmaz tam birini arayacakken eşim aradı bu arada telefonu acmadım son kez bogazdan gecen devasa gemiye baktım gemi cok büyüktü gözlerim gemide eşimin verecegi habere yogunlaşmaya calışıyorum..telefonun yesss dügmesine bastıgım anda eşimin galatasaray şampiyon oldu cümlesini duydugum anda oratıkta korna sesleri aynı anda oldu şampiyon galatasay diye haykırdım arkadaşım savaş"da yerlere yattı sevincden cıldırmış gibiydi.
iyide maç kac kac bitmişti bunu bilmiyoduk ve emin önüne dogru yürümeye başladık saga sola telefon acmaya calışıyorduk fakat kimseye ulaşamıyorduk maçın sonucunu eminönüne dogru yürürken tur atan insanlardan ögrendik.
saatlerdir sessiz olan ortalık karışmıştı ilk önce galatasaray"dan taksime cıkalım diye düşündük ortalık cok kalabalıktı ve karar verdik eve gidip cocuklarımızı ve eşlerimizi alıp öyle taksime gidecektik dogruca eve gittik.
formalarımız giydik eşim bana sana bir şey söylemem lazım dedi söyle dedim..kızımız özlemin erkek arkadaşının ailesi yarın akşam evimize kızımızı istemeye geleceklermiş dedi... şokka girdim ne söyleyecegimi bilemedim bu şokla taksimede gitmedim vay be benim kızım büyümüş ve evlenmeye karar vermişti.oysaki kızımı istemeye aslında bu akşam geleceklermiş ve maç dolayısıyla kızım bu akşam degil yarın akşam gelin demiş..eşim cok dua ettim inşallah galatasaray şampiyon olur diye dedi eger galatasaray şampiyon olmasydı biz sana nasıl söyleyecekdik diye maç boyu strese girdik dedi.
galatasaray dergisi'ne konuşan isveçli yıldız, geçen sezon fenerbahçe maçı öncesi yaşadıklarını hiç unutamadığını söylerken, "belki benim yaşlarımda, 30’larında bir adam… ağlıyordu, kazanabilmemiz için tanrı’ya adeta yalvarıyordu. hafızamda hep yer edecek bir andı." dedi.
johan elmander, galatasaray dergisi'nden aralık sayısında yer alan röportajında önemli açıklamalar yaptı.
isveçli yıldızın açıklamaları şu şekilde:
galatasaray ile 2011-2012 sezonunda kazandığın lig şampiyonluğunu futbolu bıraktığın gün kariyerinin tam olarak neresine koyacaksın?
her zaman kalbimde ayrı bir yeri olacak. belki bizim şampiyon olmamızı beklemeyenler vardı. ama biz iyi bir iş çıkardık. özellikle şampiyonluğun geliş şekli harikaydı. son maçta, fenerbahçe deplasmanında… bu şampiyonluk, hep aklımda olacak. her zaman kalbimde taşıyacağım. oynadığımız oyun, taraftarlarımızın bize verdikleri destek, hepsi unutulmazdı. taraftarlarımız bu sezon da muhteşemler. ama kulüpteki ilk sezonumdu. ve onların tutkusuna inanamamıştım. bazı maçlar öncesinde bizi kapılarda, tesis duvarlarının üzerinde bekleyen yüzlerce insan vardı. araçlarıyla bizi takip ederek bizimle birlikte stada kadar geliyorlardı. gerçekten inanılmazdı, böyle bir duyguyu daha önce yaşamamıştım.
fenerbahçe maçına ilk 11’de başlamıştın. daha sonra bir şanssızlık yaşayarak kenara geldin. bir süre devam etmene rağmen olmadı. oyundan çıktığın an neler hissediyordun?
üzgündüm, çok üzgündüm. soyunma odasında ağlıyordum. kendimi tutamıyordum. düşünsenize, bütün bir sezon bunun için yaşamışsınız. tüm çalışmalarınızı orada olmak için yapmışsınız. ve önünüzde tek bir 90 dakika kalmış. sezonun kararının verileceği bir maça çıkıyorsunuz. ya şampiyon olacaksınız ya da olamayacaksınız! tabii ki orada yer almak, takımınıza yardım edebilmek istiyorsunuz. kenara gelmek zorunda kaldığımda, takımımı yalnız bıraktığımı düşündüm. çok üzgündüm, elimden bir şey gelmiyordu; çünkü ayağımda kırık bir kemik vardı! kolay değildi. yine de denedim; ama çok zordu. sonunda, şampiyonluğu kazandığımız an çok karmaşık duygular yaşıyordum. şampiyon olduğumuz için çok mutluydum; fakat diğer yandan ayağımı iyi hissetmiyordum.
maç sonunda tünele doğru giderken “tüm sezon” hakkında bir söz söyledin. taraftarlar, o sözü kullanarak tişörtler hazırladı, şarkılar söyledi. o an aklından neler geçiyordu?
dürüst davrandım. öyle hissediyordum. ve bunu söylerken oldukça dürüsttüm. sezon boyunca oynadığımız oyunla şampiyon olmayı hak etmiştik. tabii ki bunu burada bir kez daha söylemeyeceğim [gülüyor]. geçtiğimiz sezonun en iyi takımı, en iyi futbol oynayan takımı bizdik. sezonun son bölümü için her şeyi söyleyebilirsiniz; ama benim için oldukça garipti. fenerbahçe, beşiktaş ve trabzonspor ile ikişer kez daha oynadık. bu en azından olması gereken yol değildi. bütün sezonu oynadıktan sonra bunun pek önemi kalmıyor. bu uygulamanın yeni sezonda olmaması çok doğru bir karar.
peki, maçtan bir gün öncesi? ve maçtan önce otelin önünde sizi bekleyen topluluk… daha önce böyle bir şey görmüş müydün?
asla! asla, kesinlikle! daha önce böyle bir tecrübe edinmemiştim. öylesine duygusal bir ortam vardı ki… otobüste cam kenarında oturuyordum. dolayısıyla dışarıda olup biteni rahatlıkla görebilme imkânım vardı. oturdum. ve otobüsün etrafındaki kalabalıktan birine gözüm takıldı. hıçkırarak ağlıyor, dualar ediyordu. onu görünce bu maçın, şampiyonluğun o insanlar için ne kadar büyük bir anlam taşıdığını daha iyi anladım. evet, tabii ki bizim için de çok önemliydi. ama taraftarların gözünden bunu daha net şekilde görebilmiştim. o resim hâlâ aklımdan çıkmıyor. belki benim yaşlarımda, 30’larında bir adam… ağlıyordu, kazanabilmemiz için tanrı’ya adeta yalvarıyordu. hafızamdahep yer edecek bir andı.
önünde avrupa şampiyonası vardı. ve belki senin jenerasyonun için son büyük turnuva olabilirdi. oyundan çıkarken, “avrupa şampiyonasını kaçıracağım” diye düşündün mü?
kenara geldiğimde düşünmüyordum, açıkçası aklımdan dahi geçmemişti. ama soyunma odasına geldikten belki bir 20 dakika sonra, oturuyor ve biraz düşünmeye başlıyorsunuz. ben de bir anda farkına vardım, ‘ah’ dedim, ‘belki euro 2012’yi de kaçıracağım.’ duygusal anlardı. ama [elini tahtaya vuruyor] artık bunların hepsi geçti. şu an sağlıklıyım.taraftarlarımıza, takım arkadaşlarıma ve kulübüme daha fazlasını verebilmek adına çok çalışacağım.
uzun süreli bir sakatlıktan döndüğün zaman psikolojin nasıl oluyor?
“bu topa da müdahale etmeyeyim” diye düşünmüyor, oyun tarzından asla vazgeçmiyorsun… burada [eliyle kafasını işaret ediyor] hiç problem yok, her şey mükemmel. bir sakatlık yaşadığınızda tabii ki üzülüyorsunuz. ben geçtiğimiz sezon başında da dizardı kirişimden ufak bir problem yaşamıştım. dönüşte sürekli daha iyi olarak performansımın üzerine koydum. ayağımdaki sakatlıkta ise durum farklı oldu. moral bozucu; fakat ben bunları düşünerek stilimi değiştiremem. her zaman mücadele ederim. beni ben yapan özellikler bunlardır çünkü. eğer kazanabileceğim bir topa müdahale etmezsem, o ben olmam.
sana göre geçtiğimiz sezonun kırılma anı hangisiydi?
sezona iyi başlamamıştık. istanbul bşb ile gaziantepspor maçlarını kaybettik. ama daha sonra üst üste galibiyetler aldık. ayrıca sistemi değiştirerek, çift santrfora döndük. sanırım sezonun bizim adımıza kırılma anı oldu. ankara’daki gençlerbirliği maçından sonra fenerbahçe’yi yenerek lider olduk… türkiye ligi’nde şampiyonluk yaşayan tüm takımlara en az bir gol atmayı başardın. senin için en özeli hangisiydi? tabii ki fenerbahçe’ye karşı attığım ilk gol! herkes biliyor, iki kulüp arasında büyük bir rekabet var. onlara evimizde bir gol atmak çok güzel bir histi. fenerbahçe’ye saygı duyuyorum, türkiye’nin en büyük kulüplerinden birine gol attığım için de çok şanslıydım. beşiktaş’a attığım, topun direğe çarptıktan sonra yere düştüğü gol de güzeldi. ama son dakikadaki golü de her zaman hatırlayacağım. harika bir andı.
bu sezon hücum hattında yeni partnelerin var. umut bulut ile beraber yarattığınız baskı rakip savunmacıların işini zorlaştırıyor. burak yılmaz ise sezona çok iyi başladı. onlar hakkında neler söylemek istersin?
evet, umut ile ikimiz hücumda baskı yapmayı seviyoruz. sürekli koşuyoruz. sezona çok iyi başladı. neredeyse yakaladığı tüm gol pozisyonlarını değerlendirmeyi başardı.maç / gol ortalaması saygı uyandırıcı. sanıyorum, maç başına ortalama bir gol buluyor. çok iyi bir insan. ayrıca saha dışında da harika bir profesyonel. vücuduna, fiziksel gelişimine çok dikkat ediyor. kendisine iyi bakıyor. o takımımız için bir elmas. sahada olduğu zaman %100’ünü vermek için elinden geleni yapıyor. bizim de onun bu özelliğine çok ihtiyacımız olacak; çünkü sezon çok uzun. burak yılmaz? çok iyi! galatasaray’daki her oyuncu gibi o da çok iyi bir insan. ceza sahasında sıradışı bir bitirici. bu sezon bizim için oldukça önemli goller attı, şampiyonlar ligi’ndeki beş golü de o attı! takım sistemine alıştıkça daha da iyi oynuyor. ben iki arkadaşımından da daha fazla sayıda gol göreceğimizi düşünüyorum.
türkiye’de ikinci yılını yaşıyorsun. günlük hayatta kullanabildiğin türkçe sözcükler öğrenebildin mi?
türkçe öğrenemedim. bu konuda ben biraz tembelim sanırım. ellerimi kullanıyorum, bazen işe yarıyor! [gülüyor] zorluklar yaşadığım da oluyor. ama büyük bir problemle karşılaşmıyorum genel olarak. çok fazla türkçe kelime de bilmiyorum; fakat bir tane favorim var. biri bana, ‘nasıl gidiyor’ diye sorduğunda, bazen [ellerini kullanarak türkçe konuşuyor] ‘şöyle böyle’ diyorum. türkçe’de en iyi yaptığım şey bu [gülüyor].
türkiye’deki geleceğin hakkında bir planın var mı?
burada yaşamayı seviyorum. ailem burada olmaktan çok memnun. istanbul’da birçok arkadaşımız var. daha önce defalarca söyledim gibi; istanbul, harika bir şehir. güzel yemekler, hoş insanlar var. bu sezondan sonra galatasaray ile bir yıllık daha sözleşmem var. umarım burada daha uzun seneler kalabilirim. bu benim göstereceğim performansa bağlı. iyi oynayarak kendimi yeniden kanıtlamayı umut ediyorum. kulübümüz beni tutmak isterse ben de burada kalmayı çok isterim.
üzerinde, “cimbombom” yazan yeni sarı-kırmızı kramponların çok büyük ilgi gördü. bunun kararını nasıl verdin?
taraftarlarımız bizi karşılık beklemeden destekliyor. ben de onlar için bir şeyler yapmak istedim. kendi dekorasyonum. ilk düşündüğüm mutlaka formamızın renklerinde, yani sarı ve kırmızı olması gerektiğiydi. taraftarlarımız bizim 12. adamımız gibi. bize her zaman yardımcı oluyorlar. ben de bu kramponlarla birkaç maç daha oynadıktan sonra onları manchester united maçında giydiğim formayla birlikte satışa çıkaracağım. en yüksek teklifi veren kişi kramponların ve formanın sahibi olacak. ben de oradan elde edilecek geliri bir hayır kuruluşuna bağışlayacağım.” zlatan ıbrahimovic’in ingiltere’ye attığı gol için ne diyorsun? inanılmaz! benim için şu an dünyadaki en iyi oyuncu. daha önce kimse böyle bir gol atmayı başaramamıştı. ama sadece attığı golden ötürü değil. o, isveç milli takımı için gerçek bir lider. aynı zamanda paris saint-germain için de. harika oynuyor. dikkatli baktığınızda onun yaptığı işten ne kadar keyif aldığını görürsünüz. onunla birlikte oynadığım için çok memnunum.
sözlerini bildiğin, sevdiğin bir galatasaray tezahüratı var mı?
en iyisi benim ismimi söyledikleri! [kahkahalar] dürüst olmam gerekirse, maç esnasında kulaklarımı kapatıyorum. tamamen oyuna konsantre oluyorum. o yüzden çok fazla bir şey duymuyorum. ancak maçların başında herkesin sessizliğe büründükten sonra üçe kadar sayarak bir anda zıplamaya ve seslendirmeye başladığı tezahüratı çok seviyorum. arena’daki liverpool maçında, ilk kez galatasaray taraftarının önüne çıkıyordum, şu an yanımda kim oturuyordu, tam hatırlayamıyorum; ama biri bana dedi ki, ‘johan, bak şimdi, bir anda hepsi susacak ve birden biri zıplayarak şarkılar söyleyecek.’ gerçekten tüylerim diken diken olmuştu. daha önce böyle bir şey görmemiştim, inanılmazdı.
galatasaray taraftarları seni çok seviyor. onlara neler söylemek istersin?
ben de onları seviyorum. onların bizlere her maçta gösterdikleri destek ve sevgin için minnettarım. bazen dışarıda karşılaştığımız zamanlarda bana ve eşime de oldukça saygılı yaklaşıyorlar. manchester united maçında ise inanılmazlardı. bazı günlerde youtube’de dolaşıyorum ve tribünlerde neler yaptıklarına bakıyorum. dünyanın her yerinde destek veriyorlar bize. bu da bizim ihtiyacımız olan şey. onların bize verdikleri sevgiye karşılık ligde şampiyon olmak ve şampiyonlar ligi’nde turlar geçebilmek için elimizden geleni yapacağız.
kenan başaran'ın "arkadan müdahale: 3 temmuz şike davası süreci" kitabından;
"bu lig hiç durmaz": decoder etikten önce gelir
3 temmuz sürecine dair gerek soruşturma ve kovuşturma gerek medyanın tutumu açısından eleştirilecek daha çok şey söylenebilir. ancak bunlar "karar alma süreçleri"ni öteleyerek, esasında yargılanan sanıkları da töhmet altında bırakan tff ve ona payandalık yapan kulüplerin tutumlarım asla gölgeleyemez.
yıllık 400 milyon dolan aşan bir yayın gelirine kavuşan kulüpler, ne şartta olursa olsun ligin devamından yana daha sürecin ilk günlerinde tavır aldılar. yıldırım demirören, kulüpler birliği başkam sıfatıyla taraftarlara seslenerek, "decoder alın" dedi. kulüpler decoder satışının fenerbahçe'siz olmayacağının da bilincindeydiler. o yüzden onlar için "fenerbahçeli bir lig kaçınılmazdı". hatta bunlara trabzons-por da dahildi! bordo-mavili kulüp, fenerbahçe'nin düşürülmesinden ziyade, "kupamı verin, gerisi beni ilgilendirmez" noktasındaydı. "bu ateş üfleyerek sönmez" diyen galatasaray'ın da fenerbahçe'nin düşürülmesini isteyeceği söylenemezdi. zira "ezeli rakipler" birbirinden besleniyor; galatasaray, istese istese, fenerbahçe'nin suçlu bulunup affedilmesini isterdi...
"decoder satışı"nın spor etiğinin önüne geçtiğinin bir ispatı da "play-off sistemi"nin apar topar uygulamaya sokulmasıydı. play-off sistemi, yayına kuruluşun -ki aynı zamanda önerinin de sahibiydi—, zarar ziyanını karşılamanın yanı sıra, şike ve teşvik suçundan ötürü ceza alması olası büyük kulüplerin de şampiyonluk yarışı içinde bir şekilde tutulmasına da hizmet ediyordu. ola ki, 3-5 puan silinirse, 34 haftalık periyot sonunda toplanan puanlar ikiye bölüneceği için, ilk dörde girmesi büyük ihtimal olan dört büyüklerin şampiyonluk heyecanı son haftalara kadar sürecekti nitekim öyle de oldu, 34 hafta sonunda dört büyükler, play-off oynama hakkı elde etti ve şampiyonluk yarışı futboldan para kazananların 3 temmuz sabahı rüyalarında bile göremeyecekleri bir finalle noktalandı: fenerbahçe-galatasaray. galatasaray şampiyon oldu ama esas kazanan elbette yayıncı kuruluş ve dolayısıyla bütün kulüplerdi!
futbolun "yönlendiricisi" konumundaki tff ise hem kulüplerden karar alma süreçlerinin işletilmesi konusunda destek alamadığı için hem de başındaki kişinin fenerbahçeli kimliğinden ötürü büyük bir açmazın içinde bulunuyordu. sağduyulu kesim tffye "kurulları çalışur, ne karar vereceksen ver" diyordu. diğer yandan, "hemen düşürücüler" ile "düşüremezsinciler" de kıyasıya çekişiyordu. tff ise karar mekanizmalarının işleyişini öteleyerek bizatihi kendisi dolaylı bir hüküm beyanında bulunmuş oluyor ve bu da aklanmak için mücadele veren sanıkları, işin özünde peşinen mahkûm etmeye fırsat tanıyordu.
3 temmuz sürecinde iki yargılama ayağı vardı: birincisi "sportif, ikincisi ise "ceza" yargısı. sportif yargının bu olaydaki rehberi de tff futbol disiplin talimatı ve özellikle de 58. maddeydi. bu maddenin ne kadar "acımasız" olduğu da tıpkı şiddet yasası'nda olduğu gibi 3 temmuz operasyonu patladıktan sonra görüldü! kulüpler, 2009'dan beri yürürlükte olan talimatın şike ve teşvik olaylarında "kişi-kurum ayrımı" yapmaksızın uygulanmasına cevaz veren maddesiyle bu sayede yüzleştiler. normal şartlarda tff'nin ilgili kurumlarının bu madde doğrultusunda bir karar oluşturması gerekiyordu. madde, "teşebbüste dahi" küme düşürme cezasını öngörecek kadar "nazik" olduğu için mevcut futbol yönetimine açıkçası hiç "yan pas" yapma olanağı sunmuyordu. hadi diyelim ki kulüpler şiddet yasası'nın son halinden bihaberdi. peki talimat için de aynı şeyi öne sürebilirler miydi? bir yanda yayma kuruluş, diğer yanda milyonlarca taraftara sahip fenerbahçe'nin oluşturduğu baskı ve dahası bir gün başkanlığını yapmak istediği kulübe dair "idam fermanlını imzalama ihtimali... tüm bu görünen ve görünmeyen faktörler nedeniyle baskı alandaki aydınların kendisini sadece "spor yargısı" ile sınırlı tutmasını beklemek de idealistçe bir tutumdu. o nedenle, aydınlar'ın penceresinden bakılınca karar alma sürecinin gecikmesi veya bu sürece çok sayıda aktörün katılması en makul olanıydı. buna mukabil, aydınlar'ın karar "almaması" için de güçlü bir direnç oluştuğu göz ardı edilmemeli. bu süreçte aydınlar'ın en büyük hatası "resmî temsil sıfatı" bulunmayan kişileri de karar alma mekanizmalarına dahil etmesiydi. sonuçta ortaya zig-zaglar çizen bir "vahim aydınlar tablosu" çıktı. kısa bir özet her şeyi anlatıyor süper lig'in planlandığı gibi 5 ağustos'ta başlayacağını ilan ederken, beşiktaş-fenerbahçe süper kupa finali'ni ileri bir tarihe erteledi (bu ileri tarih hiç gelmedi ve final oynanmadı!). savcı berk tarafından gönderilen 30 klasör belge özel güvenlik önlemleriyle birlikte tff'de oluşturulan "kozmik oda"da e tik kurulu tarafından incelendi. aydınlar da etik kurulu'nun vereceği rapora göre hareket edeceklerini duyurdu. lâkin ağustos ortasında açıklanan elik kurulu raporu'nun da karar alma sürecinde kendilerine yetersiz kaldığım söyleyen aydınlar, bu kez gerekçe olarak sanıkların savunmalarının alınması gerektiğini söyledi, ilerleyen safhada iddianameyi bekleyeceklerini deklare eden tff başkam, şike ve teşvik primi suçlarında doğrudan küme düşürmeyi öngören profesyonel futbol disiplin talimatı'nın (pfdt) 58. maddesinin ise kendisi görevde olduğu sürece asla değiştirilemeyeceğini de açıkladı. aynı aydınlar, daha sonra 58. maddeyü değiştirmek için tff genel kurulu'nu olağanüstü toplayacaktı. hasılı, kanaate göre karar oluşturabileceği söylenen tff kurulları, aydınlar döneminde ne savcının verdiği 30 klasörün incelenmesi sonucu oluşturulan erik kurulu raporundan ne de sonrasında ortaya çıkan iddianameden yola çıkıp bir karar veremedi. bu arada futbol topu yeniden dönmeye başlamışa! aydınların aylarca çalıştıramadığı kurulları, onun yerine gelecek olan yıldırım demirören çok daha kısa zamanda işletip "sportif yargı kararı"nı verecekti.
kenan başaran'ın "arkadan müdahale: 3 temmuz şike davası süreci" kitabından;
12 mayıs isyan kalkışması
sağcısından solcusuna bütün fenerbahçeliler, 3 temmuz sürecinde "taraftar" kimliklerini sahip oldukları tüm kimliklerin üzerinde tuttular ki, bu, söz konusu futbol olunca çok da şaşırtıcı bir tutum olmuyordu; hele de türkiye'de...
taraftar kimliğini öne çıkartan insanların memleket sorunlarından tamamen bihaber yaşadığını söylemek ölçüsüz bir yargı olur ama yine de 3 temmuz süreciyle birlikte memleketteki bazı gerçeklerle daha çıplak halde yüzleştiler. bu yüzleşmede denilebilir ki, son 10 yıllık süreçte türkiye'de iktidarı ellerinde tutan güçlere karşı tekel, taksim için yapılan 1 mayıs ve hopa eylemlerinin yanısıra en büyük eylemlerden birini de fenerbahçeliler koydu. onca eylem ve olayın içinde 12 mayıs 2012'de yaşananlara ayrı bir sayfa açmalı.
lig oynanır mı oynanmaz mı, fenerbahçe küme düşürülsün mü düşürülmesin mi tartışmalarıyla başlayan 2011-12 sezonunda kimin şampiyon olacağı, gelip gelip son maça dayanmıştı. daha doğrusu "dayandırılmıştı" her ne kadar metris'te bir süre aziz yıldırım ile kader ortaklığı yapan cübbeli ahmet hoca, kendi dualarıyla puan farkını erittiğini söylese de esas marifet tff ile yayıncı kuruluşundu. tff'nin yayıncı kuruluşun da isteğiyle devreye soktuğu "play-off sistemi" sayesinde fenerbahçe, normal sezonu 9 puan gerisinde kapattığı galatasaray ile final maçı -üstelik de evinde 50 bin seyircinin önünde- oynama şansı bulmuştu.
bir önceki sezon şike yapmakla suçlanan takım, küme düşürülmenin eşiğinden dönüp sezonu şampiyon bitirme ihtimaline sahip oluyordu. bu olasılığın hayat bulacak olması acaba birilerini rahatsız mı etti ki, 12 mayıs'taki olaylar yaşandı? fenerbahçelilerin iddia ettiği gibi, 3 temmuz kanarya'yı ele geçirmek için yürütülen güdümlü bir operasyonsa, o vakit 12 mayıs'ta saraçoğlu stadı'nda yaşananlara da farklı bir gözle bakılabilir. galatasaray'ı şampiyon ilan eden bitiş düdüğünden epey sonra bir anda taraftar sahaya daldı ama rakip futbolculara değil de polise saldırmak için! esasında "bir anda" değildi olan bitenler. çok daha öncesi vardı. her şeyden önce 3 temmuz 2011'den beri süregelen bir "taraftar-polis gerginliği" bulunuyordu. fakat o gün için maç öncesinden başlayan polis tacizlerinden de söz ediliyordu. maçın başlamasından saatler önce polis, stat önünde bir grup taraftara çok da gerekli olmadığı halde, müdahale edip gaz sıkmıştı. maçın bitiş düdüğünden sonraysa galatasaraylı futbolcular sahanın ortasında sevinmeye başlarken, polisler abartılı bir şekilde san-kırmızılıları bir çembere alıp adeta taraftarın saldırması için bir "motivasyon figürü" yarattı. amiyane tabirle uyuyan dev uyandırılmak istemiyordu sanki. buna rağmen sarı-lacivertliler taraftarlar, sahaya girme teşebbüsünde bulunmadı. ne zaman polis söğütlüçeşme tren istasyonu istikametine düşen kale arkası tribünün sağ tarafındaki küçük bir taraftar grubunun taşkınlığını derhal biber gazına başvurarak bertaraf etmeye başladı, mevzu o zaman koptu! gazla birlikte adeta nevri dönen taraftar, sahaya doğru hareketlendi. bunu gören aynı tribündeki diğer taraftarlar da polise hücum etti. sonrası hakikaten "sahalarımızda ender gördüğümüz" bir sahneydi. yüzlerce taraftar kovalıyor, coplu, silahlı ve biber gazlı polisler ise kaçıyordu. bir ressama ilham verecek kadar "epik bir tablo"ydu çimler üzerinde cereyan eden.
bu "geri çekilme" polis açısından ise "oyun taktiği"ydi galiba. çünkü polisler kendilerini taç çizgisine atar atmaz -adeta amerikan futbolundaki gibi "touchdown" yaptılar-dışarıdan veyahut futbol tabiriyle yedek kulübesinden sahaya giren kalkanlı çevik kuvvet ekipleri taraftarı tekme tokat, cop ve yine biber gazıyla gerisin geri püskürtmeye başladılar. polis gaz sıkma işini o dereceye vardırdı ki, stadın bütün tribünleri etkilendi. en üst tribünlerden birinde yer alan basın odası dahi içinde durulamaz hale gelirken, hamile kadınlar ve küçük çocuklar "biber"den nasiplerini aldılar. yaşananların bir sorumlusu olarak görülen gazeteciler de -özellikle de foto muhabirleri- bazı taraftarların hışmına uğramıştı. stat içinde başlayan olaylar artık bütün kadıköy'e yayılmıştı. bahariye'den kızııltoprak'a kadar geniş bir alanda polis ve taraftar çatıştı. onlarca taraftar gözaltına alındı. futbolseverler polisin "orantısız gücü"yle de tanışmıştı.
gece 02.00'ye kadar polis ve taraftar sokaklarda çatışırken, saraçoğlu'nda da 90 dakikası çoktan bitmiş fenerbahçe-galatasaray rekabetinin "psikolojik harp" safhası sürüyordu. galatasaray, 6-0 gibi acı hatıraları bulunan saraçoğlu'nun çimlerinde şampiyonluk kupasını kaldırıp o travmayı silmek istiyordu. fenerbahçe yönetimi ise buna mani olmak için pasif bir direniş içindeydi. önce stat ışıklarını kapattılar, sonra çimleri sulamaya başladılar. ama sahada iyi bir mücadele vererek şampiyonluğu kazanan galatasaray da pes etmiyor ve "saraçoğlu'nda kupa kaldırma inadı" ndan vazgeçmiyordu. fenerbahçe'nin direnişini, fenerbahçeli başbakan açtığı bir telefonla kırdı ve aslan kupasını saraçoğlu'nun loş ışıkları altında havaya kaldırdı.
bitkin bir halde gece eve dönerken sokaklarda adeta bir "intifada" havası aldım: yerlerinden sökülüp atılmış kaldırım taşlan, yol ortasına kurulmuş bariyerler ve hâlâ havada asılı duran polisin biber gazı kokusu... 12 mayıs, polis şiddetinin bir kez de futbol taraftan üzerinde uygulamasının gerçekleştirildiği bir tarihti. bu ülkede biber gazıyla insanlar öldüğünde inanmayan binlerce, hatta milyonlarca insan bu ihtimale artık daha fazla hak verecekti.
futbol taraftarlarına dair genellemeler yaparak onların apolitik oldukları söylenemez ancak en azından kendisini sadece "taraftar" kimliğiyle sınırlandıranlar için 12 mayıs gecesi bir dönüm olsa gerekti. tıpkı "polis fezlekesiyle yargısız infazların nasıl yapıldığını, iddianamenin nasıl hüküm yerine sayıldığını ve memlekette "özel yetkili" mahkemelerin olduğunu öğrendikleri gibi o gece de polisle sıcak çatışmayı öğrenmişlerdi. hasılı, fenerbahçelilerin "yaşadıklarından öğrendiği çok şey vardı" 3 temmuz sayesinde. bedeli ağırdı ama kazanından da büyüktü; tabii bunlara sahip çıkabilirlerse...
"allah da biziz mafya da" 19 şubat 2014 | 12:47 mynet.com
olaylı fenerbahçe-galatasaray derbisindeki o hakeme hapis cezası.
kadıköy şükrü saraçoğlu stadyumu'nda 2012 yılı mayıs ayında oynan fenerbahçe-galatasaray derbisi sonrası çıkan olaylarda cüneyt uslu adlı taraftara karşı "kasten yaralama", "hakaret", "tehdit" suçlarını işleyerek görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle hakkında dava açılan polis memuru 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. polis memuruna verilen ceza ise ertelendi.
kadıköy cumhuriyet başsavcılığı'nın hazırladığı iddianameye göre, derbi sonrası yaşanan olaylar sırasında tribünden bir taraftar sahaya doğru koşarken düştü. cüneyt uslu adlı taraftar ise düşen kişiye yardım etmek amaçlı yanına gittiğinde statta sivil olarak görevli polis memuru süleyman esirger, uslu'nun yanına gelerek küfretti. çevik kuvvette görevli 5-6 polis sporcuların sahaya çıktığı tünele uslu'yu sokarak darp etti ve stadyumun dışında bulunan otoparkın demirlerine kelepçeledi. polis memuru esirger, kelepçeli vaziyette dövdüğü uslu'ya "benim ismim süleyman esirger. bu ismi hayatın boyunca unutma. burada allah da biziz, mafya da biziz. eğer beni şikayet edecek olursan kafana sıkarım. elime de falçata atar, nefsi müdafaa der geçerim, ceza almam" dedi.
savcı polisin 12 yıl 6 aya kadar hapsini istedi
söylendiği iddia edilen sözlerin onur, şeref ve saygınlığı rencide edecek, ruh dinginliğini bozacak nitelikte olduğu ifade edilen iddianamede, polis memurunun görev gereklerine aykırı hakaret ettiği belirtildi. polis memuru hakkında "görevi kötüye kullanma", "kasten yaralama", "hakaret", "tehdit" suçlarından 3 yıl 10 aydan 12 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
polis: yardım etmek için yanında bulundum
asliye ceza mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında tutuksuz sanık polis memuru süleyman esirger, müşteki bilgisayar mühendisi cüneyt uslu ve avukatı ayhan sağıroğlu hazır bulundu. duruşmada savunma yapan sanık esirger, maç sonunda fenerbahçe taraftarlarının olay çıkardığını belirterek, olaylar sırasında çevik kuvvet polisinin toplu müdahalesi olduğunu söyledi. gözaltına alınan kişilerin kimlik bilgilerini öğrenmek amacıyla stadın yanında bulunan gözaltı araçlarının yanına gittiğini belirten esirger, "yerde yaralı yatan bir şahıs gördüm, yardım istiyordu. gazdan etkilendiğini düşündüm. ben kendisine yardım etmek isterken polis olduğumu anlayınca da yardım talebini reddetti. yanında 10 dakika kadar yardım etmek için bulundum. suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
taraftar: yüzüstü kelepçelediler. cop ve tekmeyle vurdular. bu durum 45 dakika sürdü
duruşmada söz alan müşteki cüneyt uslu, olay günü yüzüstü kelepçelenip yere yatırıldığını ifade ederek, "sanıkla beraber diğer polisler cop ve tekmeyle vurdular, sonra sanık bana yumruk attı. en son sırtıma oturup kafamı tutarak tehdit etti. bu durum 45 dakika boyunca sürdü" diye konuştu. uslu'nun avukatı ayhan sağıroğlu ise, sanığın tüm suçlardan ceza almasını talep etti.
1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ertelendi
mahkeme polis memuru süleyman esirger'i "kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle kasten yaralama" suçunu işlediği gerekçesiyle 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı, bu ceza ertelendi.
hakaret ve tehdit ve görevi kullanmadan beraat. hapis cezasına erteleme
sanığın suç işlemeyeceği konusunda mahkemede vicdani kanaat oluştuğuna dikkat çeken hakim mustafa öztürk, verilen cezayı erteledi. "hakaret" ve "tehdit" suçunun işlendiğinin sabit olmadığına karar veren mahkeme, "görevi kötüye kullanma" suçunun da unsurların oluşmadığını belirtti ve sanığın bu 3 suçtan beraatına karar verdi.
7. dakikada fenerbahçe'nin kullandığı kornerde galatasaray kalecisi fernando muslera topu kontrol etti. uruguaylı kaleci, topu dikmek isterken fenerbahçeli semih şentürk, muslera'nın elinden topu kaparak golü attı. ancak karşılaşmanın hakemi cüneyt çakır, golü geçerli saymadı..
hayatımı değiştiren maçlar | necati ateş by fourfourtwo on 7 şubat 2018
galatasaray’da fatih terim’in yeni ekibine katılan necati ateş, hayatını değiştiren maçları anlattı
05 fenerbahçe 0 galatasaray 0 12 mayıs 2012 süper final
“hayatımın en özel maçı! fenerbahçe’nin kadıköy’de derbileri kazanma alışkanlığı olmasına rağmen ezeli rakibimizin sahasında şampiyon olmuştuk. galatasaray’a dönmüştüm, takım kaptanlarından biriydim, daha ne isterim ki! beş-altı saat kupa kaldırmak için beklemiştik. galatasaray için tarihi bir andı!”
maçtan sonra emniyet kuvvetleri, tribünlerdeki fenerbahçe taraftarlarına biber gazlı saldırıda bulundu, tribünlerde gazdan korunmak amacıyla sahaya inmek zorunda kalan taraftarları ise bütün statta polis hem biber gazıyla hem de joplarla saldırırken, stat dışında da büyük olaylar yaşandı. galatasaray teknik direktörü fatih terim, olayların başlamasında (kupayı stada isterken başbakan recep tayyip erdoğan devreye sokuldu) büyük pay sahibi oldu.