evet, galatasaray gibi fenerbahçe de hazırlıklarını tamamladı ve dereağzı tesislerinde maç saatini beklemeye koyuldu. sarı-lacivertli cephede, özellikle de futbolcular karşılaşmadan ''üç puan'' la çıkacak olan tarafın kendileri olacağını vurguluyorlar. fakat gerek başkan aziz yıldırım ve gerekse diğer yöneticiler maç için ''üç ihtimalli'' yorumunu yapıyorlar.
metin diyadin ve murat yakın 'ın oynamayacak olmaları fenerbahçe'ye kuşkusuz dezavantaj getiriyor. formda bir metin diyadin'in ayağının kırılması, ardından löw 'ün takımda iyiler arasında gösterdiği murat yakın'ın kırmızı kart nedeniyle aldığı iki maçlık cezanın bu maça da yansıması teknik adamı kara kara düşündürmeye devam ediyor. çünkü bu iki futbolcunun yokluğu ile orta saha güç kaybına uğradı. karabük maçında 90 dakika oynamasına karşın sergen 'in hazır olmadığını göstermesiyle galatasaray karşısında bu bölgedeki bütün yükün mosheou 'nun üzerinde kalacağını gösteriyor. keza dün yöneticilerin yaptığı açıklamada görüldüğü gibi fenerbahçe, baliç 'ten üç haftalık suskunluğunu bozmasını bekliyor. löw bugün takımda bazı değişikliklere gidebilir. örneğin, serkan 'ı högh 'ün yerinde oynatır, högh'e de ön libero görevi verebilir. alman teknik adamın, karabükspor maçında yaptığı hataya bu kez galatasaray karşısında düşeceğine de ihtimal vermiyoruz.
öte yandan fenerbahçe'nin mali kongresi de bugün yapılacak.
acıbadem istek vakfı'nda gerçekleştirilecek olan bu toplantı saat 10.30'da başlayacak.
ve g. saray, 1998-99 sezonunun, sonucu en çok merak edilen 90 dakikası için geriye saymaya başladı. geçen hafta erzurum deplasmanında liderliği yakalayıp fenerbahçe derbisine 'zirvede' çıkma şansı bulan sarı-kırmızılı ekip, önceki akşamdan itibaren kapılarını dış dünyaya kaparken teknik direktör fatih terim , dün basın ve taraftarlara kapalı olarak yaptığı taktik antrenmanında, golcülerle özel olarak ilgilendi. ligin ikinci yarısına çok iyi bir giriş yapıp hemen her maçta ya gol atan ya da gol pası veren arif 'in 'enerjik' futbolu karşısında ''evet, evet'' diye bağıran ve deneyimli futbolcusunu, ''maçta da böyle'' diye motive eden fatih terim cumhuriyet'e yaptığı açıklamada da, ''g. saray, rakip her kim olursa olsun, golcü kimliğinden vazgeçmeyecek. çünkü 2.5 yılda 300'e yakın gol atmışız. golsüz biten maçımız yok denecek kadar az. rakip fenerbahçe olmuş, bir başkası olmuş, fark etmez'' dedi.
annesinin ölümü sonrası düzenlenen dini bir törene katılıp günübirlik romanya'ya gidip gelen hagi 'nin büyük olasılıkla derbide '10' numaralı formayı giymesi bekleniyor. hagi konusunda belirsizlik yaşayan teknik direktör fatih terim orta alanda görev vereceği 11. oyuncu için kesin kararını vermiş değil. tugay 'ın sakatlıktan yeni kurtulması ve hasan şaş 'ın defansif yönünün zayıf olması nedeniyle tolunay - bülent korkmaz - suat arasında tercihte zorlanan terim'in seçimini maç öncesi yapması bekleniyor.
galatasaray - fenerbahçe maçının sonucunun kazanılacak 'moral' , iki ekip ve onların yandaşları için puan ve puanlardan daha önemli. kazanılacak puanların şampiyonluk yarışında belirleyici olmayacağı herkes tarafından biliniyor. ancak türk futbolunun lokomotiflerinden olan bu iki kulüp, ezeli yarışım (rekabet) içinde kazandıkları -yitirdikleri- her maçla futbol kamuoyunun, kimi zaman da türkiye genelinin gündemine oturmaları nedeniyle doğal olarak kazanan taraf olmayı hedeflerler.
iki ekip de bugüne dek -bir iki maç dışında- çağdaş düzeye en yakın futbolu oynadılar. tam bir gösterge olmasa da sıralamadaki yerleri de bir anlamda bu durumun göstergesi. takımların oyun kurgularına baktığımızda, olumlu ve olumsuz özelliklerin birbirleriyle örtüştüğünü görüyoruz.
galatasaray, alana iyi yayılan disiplinli ve üst düzeyde yardımlaşma anlayışı ile dikkati çekiyor. sınırsız enerji tüketimiyle, yüksek tempoda oynayarak rakiplerini fizik olarak eziyor. fenerbahçe ise alanı iyi paylaşan, özellikle gol noktalarında etkili olabilen ve de rakibine göre daha sabırlı oynayan bir ekip.
kaleciler taffarel ve rüştü maçın kilit isimleri olacak. ikisi de nitelikleriyle kendilerini kanıtlamış, avrupa düzeyinde oyuncular. ancak bu iyi kalecilerin önündeki savunmalar ekiplerin yumuşak karnı. g.saray savunmasında popescu ve fatih adam paylaşma ve zamanlamalarda uyumsuzlar. top rakipteyken savunma görevi üstlenen ümit, belli bir düzey tutturabiliyor; ama hakan ünsal , dengesiz ve diğer savunmacılardan kopuk oynayarak her an yanlış yapabiliyor. fatih terim savunmanın bu eksikliklerine önlem alırken, savunmanın göbeğinde oynayacak isim ve diğer orta alan oyuncuları g.saray'ın başarısında belirleyici olacaklar. fenerbahçe savunmasında uche ve högh özellikle büyük maçlarda bu sezon başarılı olamadılar. bu oyuncuların fizik kapasitelerinde gözlenen düşüşün yanında orta alan oyuncularının savunmaya dönüşlerde ağır kalması da savunma yanlışlarına yol açıyor. sarı-lacivertlilerin az gol yemesinde savunmadan çok rüştü'nün bireysel becerisinin payı büyük.
ekiplerin orta alan kurgularına baktığımızda galatasaray'ın daha enerjik olduğunu görüyoruz . sarı-kırmızılılar ataklara çok adamla destek verip çok sayıda gol pozisyonu üretiyorlar, ancak bu pozisyonları gole çevirmekte zorlanıyorlar. buna karşın, fenerbahçe sabırla top çevirip özellikle kenarlardan geliştirdiği ataklarla başarılı oluyorlar. sarı-lacivertliler, galatasaray'a göre belki az sayıda pozisyon üretiyor, ama bunları daha kolay gole çeviriyor.
ataklarda galatasaray'ın hızlı ve çabuk adamları fenerbahçe savunmasını eğer teke tek yakalarsa -iyi yardımlaşmaları nedeniyle- kolayca geçebilirler. gol vuruşlarında hagi'nin ve kötü oynamasına karşın hakan şükür'ün sorumluluk alması sarı-kırmızılıların şansını arttırıyor. fenerbahçe, iyi organize olduğu kenar ataklarını uygulayabilirse gol vuruşlarında baliç ve moldovan ile sıkıntı çekmeyecektir. iki teknik adamın da futbolcularını gerilime sokmamak için puan yitirmenin önemli olmadığı yolundaki açıklamalarının futbolcuları çok rahatlatacağını sanmıyorum. kendilerini zihinsel olarak iyi hazırlayanlar başarılı olacaktır. dileğimiz, iki ekibin de 'derbi' ye yakışır futbol oynamaları; yandaşlarının 'centilmence' her türlü sonucu kabul edecek olgunluğu göstermeleri.
sarı-kırmızılılar, fenerbahçe engelini 2 golle aşarak zirve yarışında 4 puan öne geçti
galatasaray inandı ve kazandı
arif kızılyalın
çok şey söylendi, yazıldı bu maç için... kimi; yüzyılın derbisi dedi kısacık bir 90 dakikaya. kimi ise ligin finali yakıştırmasını yaptı; kalan 11 maçı düşünmeksizin. demeçler verildi, dostluk çağrılarıyla birlikte ''ya yeneneceğiz, ya yeneceğiz'' mesajları iletildi kamuoyuna.
...ve taraflı tarafsız milyonların ilgi odağı g.saray-f.bahçe derbisinde son gülen taraf sarı-kırmızılılar oldu. nasıl gülmesin ki g.saray; hem yıllardır ligde yenemediği ezeli rakibi f.bahçe'yi mağlup etti, hem de şampiyonluk yarışında 4 puanlık üstünlük sağladı...
ali sami yen stadı'nda dün futbolun tüm öğeleri bir arada yaşandı; alabildiğine dolu tribünler, coşkulu bir seyirci, binlerce bayrak, heyecandan yerinde duramayan yöneticiler ve derbinin havasını belki de herkesten fazla yaşayan futbolcular... işte bu görüntülerin ardından dolu dolu oynanan 90 dakikada rakibine oranla daha iyi mücadele edip yakaladığı pozisyonları daha efektif kullanan galatasaray, belki de uzun süre unutulmayacak bir maça adını 'kazanan' taraf olarak yazdırmasını bildi.
ilk g. saray-f. bahçe maçına çıkan orhan erdemir' in düdüğü, başlayan maçın ilk bölümü denk güçlerin birbirini, 'tartması' biçiminde geçti. kontrollü futbol, iki takımın 'seyri hoş' hücum futbolunu gölgelerken iki teknik adamın da 11. oyuncu seçimlerindeki defansif düşünceleri temponun artmayışındaki etkendi. galatasaray'da bülent , fenerbahçe'de de genç serkan , emniyet supabı görevini üstlendi. böyle olunca da maçın ilk bölümü orta alan mücadelesi şeklinde geçti. tempolu oyununu bir türlü oturtamayan g.saray, ileri uçta arif 'in bireysel çabasıyla pozisyon bulurken fenerbahçe'de umut; her zamanki gibi baliç - moldovan ikilisine bağlanmıştı. ancak sarı-kırmızılı defans, bu iki yıldıza fatih ve bülent'le adeta kelepçe vurunca fenerbahçe'nin hücum gücü düştü. özellikle fatih-baliç eşleşmesi kimi zaman futbolun dışına taşıp amerikan futboluna döndü..
maçın ilk bölümünün en göze batan anları, baliç'in taffarel 'e, hagi 'nin de auta giden frikikleriydi. bunun dışında sarı- kırmızılı ekip, 33. dakikada hakan şükür 'le bir pozisyon buldu. bu dakikada hagi'nin derinlemesine yaptığı ortayı çok iyi kontrol edip ustaca dönerek uche 'den sıyrılan hakan'ın şutu, rüştü 'de kalınca g.saray fırsatı değerlendirememiş oldu. derbinin ilk bölümündeki görüntü buydu.
ikinci yarı da ise iki ekip de biraz daha enerjikti. fenerbahçe ilk bölüme hızlı başladıysa da golü bulan taraf galatasaray oldu. sarı-lacivertlilerin tayfun 'la kaçırdıkları inanılmaz fırsattan sonra dakikalar 54'ü gösterirken hakan şükür'ün bireysel çabasıyla başlayan atakta top hagi'ye geldi. rumen yıldızın ortasına yetişen yine hakan'dı. kafa vuruşu önce direk sonra rüştü'ye çarpıp kale alanına geri dönünce zamanlama becerisini çok iyi kullanan okan'a golü atmak kaldı: 1-0.
g.saray öne geçmişti. skor olarak geriye düşen f.bahçe artık risk almak zorundaydı ve aldı da. ancak sarı-kırmızılı ekip bu kez rakibine tempo ile karşılık verince oyuna heyecan geldi. uche 'nin auta giden kafa vuruşunu arif'in rüştü'de kalan şutu takip etti. g.saray ceza alanı içinde rakibiyle giriştiği ikili mücadelede kendini yerde bulan baliç'in 'penaltı' itirazları derken maçın 'yazgısı' nı belirleyen pozisyon da bu futbolcuyla gelişti. bülent'in ıskasında topu önünde bulan baliç yerden köşeye çok sert bir şut attı. tribünler 'gol' diye ayağa kalkmıştı ki dünya kupalarının deneyimli ismi taffarel inanılmaz bir refleksle gole izin vermedi. işte bu andan sonra f,bahçe'nin umutları kırılmıştı. sergen 'in oyuna katılımı ise sarı-lacivertli ekibe bir şey kazandırmayacaktı. bir de 81. dakikada hakan ünsal 'ın yerden uzun pasına yetişen b. hakan, g.saray'ın 2. golünü atınca maç da bir anlamda sona eriyordu. kalan 7 dakikayı istediği gibi değerlendiren g.saray 3 puanı alan taraf oldu.
evet g.saray, sonucu haftalardır merakla beklenen maçı kazanmasını bilmişti. f.bahçe'yi yenip puan farkını açan sarı-kırmızılılar için bu galibiyet, bir anlamda en zor engelin aşılması anlamındaydı. f.bahçe ise bir derbiden daha puansız ayrılmanın ve zirveden 4 adım geride kalmanın burukluğunu yaşadı.
derbi maçtan izlenimler / hilmi türkay - deniz derinsu
ali sami yen'e 'polis duvarı'
günlerdir konuşulan maç için iki cepheden de dostluk mesajları üst üsteydi. centilmenliği ön plana çıkaran demeçler ve hareketler birbirini izliyordu. g. saraylı sporcular hafta içinde f. bahçe'nin ayağı kırılan futbolcusu metin diyadin 'i evinde ziyaret ediyor, yurtdışından gelen her iki takımın gurbetçi yandaşları yine aynı futbolcunun evinde birbirlerine başarı diliyorlardı.
maç, g. saray-f. bahçe olunca tüm türkiye'de yaşam duruyor. televizyonda, radyoda, statta maçı takip eden herkesin içinde ayrı bir duygu oluyor. bizler de aynı hislerle ali sami yen'e giderken acaba her derbi öncesi yaşanan tatsız olaylar yeniden cereyan edecek mi diye merak içerisindeydik. günün erken saatlerinden itibaren mecidiyeköy'e futbolseverlerin akını vardı. stada yaklaştığımızda oldukça geniş güvenlik önlemine şahit olduk. kelimenin tam anlamıyla her yer polis kaynıyordu. elinde bileti olmayanlar ali sami yen'in değil yanına, çevresine dahi yaklaştırılmıyordu. bir anlamda galatasaray'ın şampiyonlar ligi'nde juventus ile oynadığı maçtaki tedbirleri yeniden yaşıyor gibiydik. 6 bin olarak açıklanan güvenlik görevlisi sayısının daha sonra arttırılan dilimlerle 10 bine yaklaştığını duyduk. polis, çevik kuvvet, asker, sivil tüm güvenlik birimleri alarmdaydı.
yine de olaylar
ancak ne yazık ki tüm bu önlemler gerek maç öncesi, gerekse sonrası çıkan olaylara engel olamadı. mecidiyeköy sokaklarında 2 takım taraftarları ve polisler arasında yoğun bir kovalamaca yaşanırken kavgalarda 4 kişinin yaralandığı öğrenildi.
her iki takımı taşıyan otobüsler, stada olaysız gelirken f. bahçeli yöneticilerin içeriye girişinde de bazı tatsızlıklar yaşandı. başkan aziz yıldırım 'ın arkasındaki yöneticilere vıp tribününden bazı maddelerin atıldığı görülürken amatör şube sorumlusu hulusi belgü 'ye cisimlerden biri isabet etti.
stat içinde ise skorboard tarafındaki kale arkasının yarısı f. bahçe'ye ayrılırken diğer kısmı boş bırakılmıştı. öteki tribünlerin tümü ise g.saraylı yandaşlar tarafından hınca hınç doluydu. erken saatlerde numaralı tribüne girmeyi başaran bazı f. bahçeli taraftarlarla g. saraylıların kavgası, polis birimleri tarafından güç de olsa önlendi. ancak görmek istemediğimiz iki tablo, yine herkesi üzdü. f. bahçe tribününde kırılarak sahaya atılan koltuklardan dolayı üç milyar liralık maddi zararın meydana geldiği açıklandı. g. saray genel sekreteri ateş ünal erzen' in hafta içinde ''bizim sahamızda meşale yakılmaz, kimsenin endişesi olmasın'' demecine rağmen g. saray sahaya çıktığında sarı- kırmızılı tribünlerde çok sayıda yanıcı madde vardı. ev sahibi galatasaray'ın tribünleri tamamen sarı-kırmızıya bezenirken yönetim tarafından dağıtılan 15 bine yakın bayrak güzel görüntüler oluşturdu. bu arada açılan ''vatanına hoş geldin fener'' , ''biz döndük, siz de dönün'' , ''midende yanma var mı?'' , ''en iyi fenerli, ölü fenerli'' şeklindeki dövizler ilgiyle izlenirken zaman zaman da eleştiri topladı.
maç öncesi çevik kuvvet tribünlere çiçek dağıtırken istanbul il emniyet müdürü hasan özdemir , sahaya inerek güvenlik önlemleri ve çıkan olaylar için gerekli bilgileri aldı. şeref tribününde de yoğunluk nedeniyle büyük bir izdiham yaşandı.
g. saray teknik direktörü fatih terim 'in ligde ilk kez f. bahçe'yi mağlup etmesi, yine ilk kez sami yen'e gelen f. bahçe teknik direktörü joachim löw 'ün bir kez daha derbi kazanamaması, sezon sonunda yıkılacak olan stadın son kez bu ezeli rekabete ev sahipliği yapması ilginç notlarımız arasında.
karşılamanın 2. yarısındaki bir pozisyonda f. bahçeli tayfun , g. saray yedek kulübesi önünde girdiği bir pozisyon sonrası g. saraylı hasan' ın üzerine yürüdü. araya giren fatih terim, olayın büyümesini önleyen isimdi. g. saray'ın 2. golü sonrası ise bu kez iki takımın yöneticileri şeref tribünü önünde birbirlerine girdiler. g. saray kalecisi taffarel de, dışarı çıkan bir pozisyon sonrası top toplayıcı çocukla münakaşaya girince sarı kart gördü.
karşılaşmayı futbol dünyasının birçok ismi izlerken şeref tribününün paralı olduğunu bilmeden maça gelen trabzonspor teknik direktörü gordon milne , parası çıkışmayınca uzun süre stat kapısında kaldı. araya giren galatasaray basketbol şube sorumlusu doğan hakyemez , ingiliz teknik adamın içeriye girmesini sağladı.
maç bitiminde iki takımın teknik adamları ve yöneticileri ligin bitmediği görüşünü savunurken g. saray teknik direktörü fatih terim, kazandıkları için mutlu olduklarını belirterek ''fenerbahçe istediğimiz gibi oynadı. biz de iyi mücadele ettik'' dedi.
f. bahçe teknik direktörü joachim löw ise ''g. saray yakaladığı pozisyonları değerlendirdi. biz ise fırsatlardan yararlanamadık. artık önümüzdeki maçlara bakacağız'' şeklinde konuştu. haftaya trabzonspor'la oynayacak f. bahçe'de dün sarı kart gören mustafa ve högh kart cezalısı durumuna düştükleri için yer alamayacaklar.
f.bahçe kafilesini dereağzı tesisleri'nde karşılayan taraftarlar, futbolcuları ruhsuzlukla suçlayarak protestoda bulunurken, murat yakın 'a ağır para cezası verilmesini istediler.
dünkü maçta galatasaray da, fenerbahçe de motivasyon açısından bir hayli yüklüydüler. sahada korkunç pres yaptılar. kimse kimseye göz açtırmadı. zaten, prese dayalı oyun tarzı karşısında iyi bir futbol oynamak çok zordu. iki takımın da golcüleri adeta kitlenmişti. hakan şükür, uche ve serkan , arif de högh tarafindan sıkı takibe alınmıştı. baliç ise fatih 'in kontrolü altındaydı. bu futbolcu baliç'e göz açtırmadı. zaman zaman, golcüler pozisyon buldular, ancak bu korkunç pres karşısında bunları değerlendiremediler. dakikalar ilerledikçe fenerbahçe'nin temposu zayıflamaya başladı. işte bu sıralarda hagi , fenerbahçe kalesinin arka direğine bir top indirdi. hakan, gollük pozisyonda topu rüştü 'ye nişanladı. bir başka pozisyonda ise arif'in uzaktan savurduğu şut, rüştü'nün sol tarafına gitti. ama tecrübeli kaleci, bunu çok rahat bir şekilde kurtardı. fenerbahçe orta alanda yine oyunu organize eden tek futbolcu moshoeu idi. bir pozisyonda topu orta alandan aldı. galatasaray'ın ceza çizgisine kadar geldi. gol de olabilirdi, ama faulle durduruldu.
ikinci yarı, her iki takım da aynı yöntemle oyun oynadılar. ama devrenin hemen başlarında hiç umut edilmedik bir zamanda sarı-kırmızılılar öne geçti. hagi'nin soldan ortaladığı top, hakan'ın kafasıyla buluştu. bu oyuncunun vuruşunda top direkten dönünce okan , önünde bulduğu topu rahatlıkla ağlara gönderdi. gol pozisyonunda fenerbahçeli futbolcuların bir suçu yoktu. galatasaray için bir şans doğmuştu. zaten böyle maçlarda takımlar bu tip ender doğan pozisyonlarla galip duruma geçerler.
ikinci yarıda giderek galatasaray'ın temposu daha da yükseldi. gol pozisyonlarına giren sarı-kırmızılıların bu durumu, fenerbahçe'den daha güçlü olduğu gerçeğini gösteriyordu. fenerbahçe, ilerleyen dakikalarda oyundan dimas' ı çıkarıp yerine sergen 'i aldı. sergen'in iyi futbolcu olmasına karşın, şimdilik fenerbahçe'ye bir katkıda bulunamayacağını yazmıştık. oynadığı sürede de hiçbir anlam ifade etmediği gibi takıma bir katkısı da olmadı. boliç' in de oyuna girmesi değişiklik getirmedi
fenerbahçe'nin oyundan düşmesi karşısında sol taraftan hakan ünsal 'ın orta boşlukta hakan şükür'e indirdiği topu bu futbolcunun gol yapması çok akıllıca bir hareketti. kaleciyi üstüne çekti ve topu istediği şekilde de ağlara yolladı. ancak fenerbahçe'nin üzülmemesi gerekir. iki takıma yakışan bir derbi oldu.
haftanın maçında futbolcuların gergin olması, oynanan futbolu etkiledi. kalitesi düşük, derbi heyecanı yüksek bir karşılaşma oldu. g.saray ezeli rakibini, 2-0 gibi net bir sonuçla geçerek şampiyonluk yarışında bir adım öne geçti.
ilk yarıda atak üstünlüğü galatasaray'daymış gibi gözükmesine karşın fenerbahçe, istediği taktik düşünceyi uygulayan taraftı. savunmada kalabalıklaşan sarı-lacivertliler, baliç ve moldovan ikilisiyle hızlı atak girişimlerinde bulundular. ikinci yarıda ise galatasaray'ın tüm riskleri alması ve oyunu çabuklaştırması, maça renk getirdi.
sarı-kırmızılılar, alıştığımız sınırsız enerji tüketimine dayalı çabuk, tempolu futbol yerine kontrollü oynamayı yeğlediler. ancak maçın başlarında -gerginlikten olsa gerek- çok sayıda yapılan pas yanlışları bu kontrolü sağlamayı güçleştirdi. hakan ünsal 'ın özellikle savunmada yetersiz kalması, bu kenardan fenerbahçe'nin tayfun 'la etkili ataklar geliştirmesine neden oldu. diğer yandan okan 'ın eski temposunun altında oynaması -ki ileri gittiğinde geriye dönemiyor, geriye geldiğinde ise zamanlama yanlışı yapıyordu- g.saray'ın oyun kurgusunu önemli ölçüde aksattı.
fenerbahçe'nin savunmaya dönük oyun anlayışı, galatasaray'ın üstünlük sağlamasına olanak verdi. ileride arif ve hakan şükür 'ün etkili çapraz koşuları, sarı-kırmızılılara atak zenginliği getirdi ama gol vuruşlarında bu futbolcuların yetersizliği ve rüştü 'nün iyi oyunu golü geciktirdi. hakan şükür'ün hagi ile gerçekleştirdiği ''ikili oyun'' okan ' ın golünü getirdi.
maçın ikinci yarısı, fenerbahçe'nin golü yedikten sonra bunun altından kalkma çabası ve ataklara çok adamla çıkmasıyla hareketlendi. uche 'nin kaleye bir karış uzaklıktan, topu dışarı atması sarı-lacivertliler için şansızlıktı. maçın son yarım saatinde kıyasıya bir savaş izledik. iki ekip de savunmada çok dikkatli olurken geliştirdikleri etkili ve hızlı ataklarla izleyenlere heyecanlı bir maç yaşattılar.
gecenin yıldızları, fenerbahçe'de iki gol yemesine karşın kaleci rüştü , uche ve moshoeu ; galatasaray'da ise taffarel , hakan şükür ve arif idi.
iki takım da maça düşük tempolu bir oyun anlayışıyla başladı. oyunu fazla riske etmeden, kontrollü bir oyun anlayışını yeğlediler. amaç, oyun disiplinini koruyarak öne geçecek gol pozisyonunu sabırla beklemekti.. sarı-lacivertli takımda görülen en büyük eksiklik, savunmadan çıkarken yapılan pas hatalarıydı. bu da f. bahçe'nin g.saray'a göre daha gergin olduğunu gösteriyordu. g. saray, f. bahçe'ye oranla savunmadan çıkışlarda daha akılcıydı. pas hatası yapmadı. bunda sarı-kırmızılı oyuncuların, pas yapma becerisinin yanı sıra sarı-lacivertli futbolcuların rakibini hataya zorlayacak, hücum presten yoksun olmaları etkili oldu. g. saray, savunma orta saha ve hücum bloklarını birbirine yakın oynatarak hem kolay yardımlaştılar, hem de iyi pas yapma şansı elde ettiler.
f. bahçe'de, orta sahada murat yakın ve metin diyadin' in olmayışı gerçekten büyük eksiklik. moshoeu yaratıcı pas üretmede, topu saklamada, takımını dinlendirme gibi üç ağır yükün altında ezildi. ne moldovan ne de baliç, ona yardımcı olabildi. orta sahası ve forveti kolay top kaybeden bir takımın, savunma oyuncularının da rakibine gol şansı vermesi çok doğaldır..
sarı-lacivertliler, ikinci yarıya beklenenin de aksine iyi başladı. ister tayfun 'un beceriksizliği, isterse taffarel 'in becerisi deyin, çok önemli bir fırsat yakaladı ve yararlanamadı. bu tur, final niteliği taşıyan maçlarda ele geçiren pozisyonlarda futbolun hata kabul etmeyen gerçek yüzüneve bir yıldızın maçın sonucuna nasıl etki ettiğine dün gece çok iyi tanık oldu.
spor servisi - haftanın maçında fenerbahçe'yi 2-0 yenen g.saray zirve yarışında en iddialı takım konumuna geldi. sarı-kırmızılı ekip, en yakın takipçisi f.bahçe'nin 4, kocaelispor'a kendi sahasında 3-0 yenilerek hayal kırıklığı yaratan beşiktaş'ın da 5 puan önünde bulunuyor.
haftanın takımları: kocaelispor ve galatasaray
haftanın futbolcuları: vugrinec (trabzonspor) ve hakan şükür (galatasaray)
haftanın hakemi: bülent uzun (samsun - adanaspor)
haftanın karması: taffarel (g.saray), ismet (samsun), nikolovski (sakarya), ramazan (g.antep), okan (galatasaray), mert meriç (kocaeli), hakan demir (g.birliği), mustafa (antalya), sawieh (kocaeli), vugrinec (trabzon), hakan şükür (galatasaray)