atina 2 (hususî) — dün italyan vapurile vâsıl olan türk futbol takımına pire’de binlerce sporcu ve spor muhipleri tarafından pek hararetli bir istikbal yapılmıştır. spor federasyonu divan riyaseti türk sporcularını vapurda selâmlamıştır. türk sporcularına çok aarif büketler verilmiş, bunlardan enosis kostantinopoleos kulübü tarafından verilen büketin üzerinde türkçe «hoş geldiniz!» ibaresi yazılı idi.
türk sporcuları rıhtımda halk tarafından pek kuvvetli tezahürat ile karşılanmışlar ve uzun bir sıra otomobillerle atina’da nazil oldukları akropol palâs oteline nakledilmişlerdir. orada yunan spor ittihadı namına misafir kalacaklardır.
türk sporcuları otele muvasalatlarından biraz sonra, senebaşı münasebetile, yapılan geçit resmini ve öğleden sonra da macar takımı ile apollon arasındaki maçı seyretmişlerdir.
akşam yunan atletizm ittihadı ve futbol kulüpleri tarafından akropol palâs’ta misafirler şerefine bir ziyafet verilmiş, ziyafet esnasında hararetli ve heyecanlı nutuklar irat edilmiştir.
galatasaray - fener muhteliti bugün atina’da, atina muhteliti ile ikinci müsabakayı yapacaktır. birinci müsabakada muhteltimizin ağır bir mağlûbiyete uğraması, bugünkü karşılaşmaya daha büyük bir ehemmiyet ve kıymet vermiştir. ilk müsabaka hakkında atina’dan verilen tafsilât arasında mağlûbiyetin sebeprlei meyanında yol yorgunluğuna inzimam eden sahaya yabancılık ta bir sebep olarak gösterilmekte ve futbolcularımızın çok sinirli, tutuk oldukları bildirilmekte idi.
şimdi öyle ümit ediyoruz ki futbolcularımızdaki yol yorgunluğu zail olmuş, sahaya da nisbeten alışılmış, atina’daki beş altı günlük misafiret te heyecanı izale ve sinirleri teskin etmiştir. bu itibarla muhtelitin bugün normal bir oyun oynaması lâzımdır. galatasaray - fener muhteliti, en kuvvetli şeklinde ve iyi bir formda yola çıktığına göre normal bir oyun oynadığı takdirde ikinci müsabakayı kazanmaması için ciddi bir sebep yoktur.
ilk maçtaki mağlûbiyet efkâri umumiye üzerinde çok fena bir tesir husule getirmiş, bunun izleri henüz zail olmamıştır. şimdi herkes hiç olmazsa ikinci maçın kazanılmasını sabırsızlıkla beklemektedir. bugünkü müsabakaya gene saat üçte başlanacağına göre, kat’î neticeyi burada saat altıda öğrenmek kabil olabilecektir.
halkın yüzde doksanı atina’daki maçları, türk - yunan millî takımları maçı zannetmekte, neticeleri buna göre tefsir eylemektedir. bu münasebetle izah edelim ki, galatasaray - fenerbahçe muhtelitini teşkil eden oyuncular, millî futbol takımımızın anasırı aslivesini teşkil eden futbolcular olmakla beraber oraya giden takım türk millî takımı değil, sadece galatasaray ve fenerbahçe oyuncularından mürekkep hususî bir muhtelit takımdır. bu takımın karşısına çıkarılan atina muhteliti de ayni vaziyettedir. atina’da yapılan müsabakaların kazanılması bizim için çok şayani arzu olmakla beraber bu maçlara resmî ve millî bir mahiyet vermek doğru olamaz.
atina 5 (hususi) — atina belediye resisi m. mercouris dün türk futbol takımını gayet samimî surette kabul etmiştir. bunların şerefine verilen ziyafette belediye reisi her iki komşu cumhuriyeti rapteden dostane revabıtı ve iki milletin arasındaki münasebatın takviyesinde sporcuların icra eylediği rolü ehemmiyetle kaydetmiştir.
hayri celâl b. m. (mercouris) e verdiği cevapta türk sporcularına gösterilen hüsnü kabulden dolayı teşekkür etmiş ve bunlara karşı gösterilen samimiyetin türk - yunan dostluğunun tahkim ve tarsinine bir delil bulunduğunu ehemmiyetle kaydetmiştir.
atina’da bugün yapılacak galatasaray-fener muhteliti maçının neticesini, tünel meydanı civarında kumbaracı yokuşu başında kafesporda, buranın sahibi besim beyin aldığı fevkelâde tertibat sayesinde öğrenebilirsiniz. saat 4,30 ta birinci devrenin, 5.30 ta ikinci devrenin neticesi malûm olacaktır.
gollerin birini zeki, ötekini bürhan attı, maç çok heyecanlı oldu!
futbolcularımız hareket ettiler, bu akşam geliyorlar
dünkü maç nasıl oldu?
stadyom geçen seferkinden daha kalabalıktı, müsabaka çok heyecanlı geçti
atina gazetelerinin ilk maç için yazdıkları
[galatasaray - fener muhteliti ile atina muhteliti arasında yapılan dünkü müsabaka tarafeynin yaptığı ikişer golle berabere olarak neticelenmiştir. muhtelit takım bu suretle ikinci maçta bir beraberlik temin edebilmiştir. müsabakanın ilk devresi sıfır sıfıra bitmiş, goller ikinci devrede yapılmıştır.
muhtelit takımın ilk maçta uğradığı mağlûbiyetten sonra, yapacağı ikinci müsabaka daha büyük bir alâka ve sabırsızlıkla bekleniyordu. ve ikinci maçta iyi bir netice alınacağı da ümit olunuyordu. matbaamızın müteaddit telefonları dün saat dört buçuktan itibaren ve pazar günkünden daha fasılasız bir şekilde işlemeğe başlamıştı. her taraftan maçın neticesi soruluyor, telâşlı, heyecanlı mükâlemeler teakup ediyordu. ilk devrenin sıfır sıfıra bittiği haberi saat beşten sonra gelmişti. ilk netice hiç kimseyi memnun edememişti. fakat netice altıya doğra öğrenilebildi. ikişer sayı ile beraberlik neticesinin de hiç kimseyi tatmin etmediği, bu telefon mükâlemelerinden anlaşılıyordu.
hakikaten, ikinci maçta galatasaray - fener muhtelitinden daha güzel bir netice, bir galibiyet beklenebilirdi. fakat, bu neticeyi ümit edenler büyük bir inkisara daha uğradılar. bununla beraber mağlûp olmamış olmak ta nevama bir teselli oldu.
futbolcularımız, dün akşam maçtan sonra hemen atina’dan ayrılmış ve pire’den ege vapuruna binerek istanbul’a hareket etmiştir. futbolcular bu akşam şehrimize geleceklerdir.
atina 6 saat 16,40 (a.a.) — birinci haftaym neticesinde iki takım 0 - 0 beraberedir.
atina 6 saat 17,10 müstaceldir (a. a.) — türk takımı 2, yunan muhteliti 2 olarak maç beraberlikle bitmiştir.
atina 6 (hususî) — galatasaray - fenerbahçe muhteliti ile yunan muhteliti arasındaki ikinci maç bugün saat 3 te ilk maçtan daha kesif bir seyirci kültesi huzurunda icra edildi. stadyom tamamen dolmuştu. müsabaka çok heyecanlı oldu. türk takımının geçen seferki tutukluğu çözülmüşe benziyordu. ilk haftaym sıfır sıfıra berabere bitti. ikinci devrede yunanlılar iki gol, biz de iki gol yaptık. maç iki ikiye berabere bitti. bizim gollerimizin birisini zeki, dğerini bürhan attı.
futbolcularımız akşam üstü ege ile hareket ettiler. samimî merasimle teşyi olundular.
atina’da haftada iki defa intişar eden atlitikon vima spor mecmuası galatasaray - fenerbahçe muhteliti ile atina muhteliti arasında yapılan ilk müsabaka hakkında uzun uzadıya tafsilât vermektedir. mecmua, bu müsabakaya tahsis ettiği yazıya şöyle bir serlevha koymuştur: «yeni sene bir yunan zaferile başladı.»
mezkûr gazete evvelâ, türk takımını teşkil eden sporcuların mükemmel terbiyesini takdir ile söze başlıyor ve şöyle devam ediyor:
«türk takımı, 1-0 ile neticelenen ilk haftaymdan sonra elinde büyük bir yunan bandırasile tekrar meydana çıkmıştır. bu fevkalâde kibar ve centilmence hareket 20 bin kadar olan seyircilerin alkış tufanile karşılanmıştır. seyircilerden bir çoğu ağlamıştır.
biletler sabahtan itibaren bitmişti. maçı seyretmek için bilet alabilen bahtiyar addolunuyordu.
— biletsiz kaldım. sözü derin bir teessür ve bedbahtlık ifade ediyordu.
yunan takımı evvelce istanbul’da yapılmış olan maçlardan ders ve ibret alınarak teşkil edilmişti. takım o suretle teşkil edilmiştir ki en müşkülpesentler bile mağlûbiyet beklemiyorlardı.
stadın kapılan saat 11 de açılmıştı. saat ikide iğne atsanız yere düşmezdi.
saat üç, hakem meydana çıkıyor. arkasında yunan bandırasile türk sporcuları. seyirciler bir dakika ayakta durarak türk’leri alkışladılar.
türk takımı, yunan takımından daha hararetli bir istikbale mazhar oldu. sağ tribünde türk bayrağı mağrurane dalgalanıyor. oyun tam saat üçü yirmi beş geçe başladı. seyirciler, türk takımına karşı büyük bir teveccüh göstermekle beraber zaferin yunan takımına tebessüm etmesini istiyorlar.»
mezkûr gazete maçın nasıl cereyan ettiğini hikâye ettikten sonra makalenin sonunda şu mütaleayı serdetmektedir:
«— bu netice beklenilmiyen bir netice idi. seyirciler hayret ediyorlardı.
biz de hayretimizi izhar ediyoruz. çünkü türk’ler, intizar ettiğimiz oyunu oynamadılar. türk muhacimleri iyi top kontrol ediyorlardı. seri oyunculardı. fakat mütecanis ve iradeli bir oyun gösteremediler. şut atmakta çok geri kaldılar. yalnız bir iki şayani kayıt şut atabildiler. diğerleri zayıf idi. istanbul takımının muhacim hattı iyi oyunculardan müteşekkil olmakla beraber zayıftır. bu hat vücudünü kullanmıyor, müsademeden kaçıyor. bir de açık oyun sistemi takip ediyor. fakat açık oyun merkez geri kalınca faydalı değildir.
muhacimlerden rebii'yi, fikret’i ve muzaffer’i takdir edebiliriz. zeki hoşumuza gitmedi. sinirli oynadı ve şut atmakta geri kaldı. leblebi, faal bir rol oynayamadığından hakkında bir şey söyliyemeyiz. ortalar kemal faruki, reşat iyi, nihat sık sık kayboluyordu.
türk’lerin en iyi hattı gerideki hat idi. mithat ve bürhan güzide oyuncular olduklarını gösterdiler. kalecilerden en iyi oynıyan ulvi idi.»
birinci haftaymda, bir aralık avuta giden topu, yunan antrenörü patlattı
maç ve hâdise hakkında «zeki» nin beyanatı
izmir 7 (futbol kafilesine refakat eden hususî muhabirimizden) (a. a.) — atina'da oynanan ikinci maçın neticesini müteakıp futbol kafilesile birlikte hareket halinde pire’de bekliyen ege vapuruna dar yetişmiş ve vapur telsizi ile maç hakkında biraz malûmat vermiştim.
vapurun bu sabah izmir’e uğramasından bilistifade umumî tafsilâtı gönderiyorum.
maç günü stadyoma giderken bütün oyuncularımızda temiz bir müsabaka yaparak türk futbolu hakkında atina ahalisine hakikî bir fikir vermek azmi vardı.
tatbik olunacak tabiye esaslı surette görüşülmüş ve herkese sıkı talimat verilmişti. geçen maçın verdiği neticelere göre takımda tadilâtta vardı. bu cümleden olarak kemal faruki müdafi hattından sağ içe alınmış, muzaffer sağ açığa geçirilmiş ve suphi sağ müdafi konulmuştu.
stadyom geçen maçtan daha kalabalık bir manzara gösteriyordu. gelenlerin miktarı her halde 20 binden fazla idi.
türk muhteliti saat 3 ten biraz evvel sahaya çıktı ve bunu yunan muhteliti takip etti. mutat merasim yapıldıktan, hediyeler verildikten ve iki taraf ahaliyi selâmladıktan sonra bulgar hakem m. doşef’in idaresinde saat tam üçte oyuna başlandı.
birinci haftayim
ilk akını yunan’lılar yaptılar ve bir müddet türk kalesini sıkıştırdılar. dördüncü dakikada aleyhimize olan ilk korneri yunan sağ açığı çekti ve kale önünde husule gelen bir karışıklıktan sonra top uzaklaştı. bunu müteakıp ikinci bir yunan akını kalemiz önünde tekrar tehlikeli bir vaziyet ihdas etti ve fakat gene sağ açığın isabetsiz bir şutu ile top avuta çıktı.
bu tehlike de atlatıldıktan sonra türk takımı güzel kombinezonlarla yunan kalesine indi ve yunan müdafaası topu ancak kornere atmakla akını kesebildi. rebii tarafından çekilen korner üzerine top biraz dolaştıktan sonra kaleden uzaklaştı. yaptığımız ikinci bir akın da muhasım beklerinin seri müdahaleleri neticesinde akamete uğradı. bunu müteakip yunan’lıların bir hücumu çok yakından bir şutla neticelendise de avni güzel bir plonjon yaparak tehlikeyi atlattı.
artık türk muhacimleri mükemmel kombinezonlarla ve açık paslarla ilerliyorlardı. bu akınların biri esnasında nihad’a bir firikik cezası verildi ve top yunan muhacimlerinin ayağına geçti, fakat müdafaamız bu akını kırarak gene hücumumuzu teshil etti.
kale önünde zeki, muzaffer’den aldığı bir pası çok kuvvetli bir şuta tahvil etti ise de maalesef açıktan gitti.
bu dakikaya kadar olan oyun çok mükemmeldi. türk takımı yorgunluğunu almış ve nisbeten istirahat etmiş olduğu anlaşılıyordu. oyuncularımız yekdiğerile müsabaka eder gibi atina halkına teknik itibarile yüksek bir oyun gösteriyordu.
bu meyanda bilhassa reşat her tarafa yetişiyor ve yunan akınlarını ortada kırıyordu. hakem mütereddit ve bati..
tribünleri dolduran ahalinin bağrışmalarından korkar gibi yunan’lı oyuncuların birbirini takip eden akınlarını görmekten çekiniyor ve oyunun sertleşmesine müsaade ediyordu. bu arada iki güzel hücumumuz ofsaytlarla kırıldığı gibi yunan’lıların seri bir akını da avutla neticelendi. sağ cenahtan açılan bir diğer hücumumuz da ayni suretle heder oldu.
bu aralık hücumlar mütevazin vaziyettedir. yunan muhacimlerinin tehlikeli bir inişini suphi kurtardı. biraz sonra da fikret zeki’den aldığı bir pası avuta gönderdi. bunu müteakip yunan muhacimleri topla beraber türk kalesine indiler. yaptıkları pek aşikâr bir favulü hakem görebildi ve top kalemizden uzaklaştırılarak muhasım kale önüne geldi. reşat çok güzel bir kafa vuruşu ile zeki'ye pası verdi, hafif bir şut, fakat top kalecinin eline geçti.
36 ıncı dakikada yunan kalesi tarafında avuta giden topun yunan antrenörü tarafından delinerek patlatıldığı hayretler içinde görüldü. oyundan evvel her iki tarafın topunu muayene eden hakem türk topunu kabul etmişti, antrenörün bu hareketi türk oyuncularını haklı olarak asabileştirdi. ve oyuna birinci oyundaki topla devam edildi.
bir akınımız esnasında fikret’in verdiği bir pası kemal faruki ofsayt vaziyetinde aldı ve aleyhimize ceza verildi. seyirciler hissiyatlarına hâkim olamadıkları için oyuncular üzerinde fena tesirler uyandıracak şekilde bağırışıyorlardı. binnetice oyun da pek sert bir şekil almıştı. yunan’lılar mütemadi favullerle türk muhacimlerinin faaliyetine mani oluyorlardı. hakem ise ancak türk oyuncularının avantajı olduğu zamanlar bu favulleri görüyor ve düdüğü ile oyunu aleyhimize tevkif ediyordu.
oyun başlıyalı 42 dakika olduğu halde hiç bir taraf gol çıkarmağa muvaffak olamamıştı. sinirler çok gergindi. ilk sayıyı kaydetmek için her iki taraf son gayretlerini sarfediyorlardı.
fikret’in ve zeki’nin birbirini takip eden iki güzel şutunu yunan kalecisi kurtardı ve haftaym bu suretle 0-0 beraberlikle ve türk takımının hâkimiyeti altında bitti. bu müddet zarfında yunan takımından sol iç fevkalâde güzel bir oyun göstermişti.
ikinci haftayım
ikinci devreye saat 4 te başlandı. ilk hücumu yunan’lılar yaptılar. kalemize gönderdikleri tehlikeli bir şutu avni çok güzel bir plonjonla kurtardı. bunu müteakip biz hücuma geçtik. fikret topu ortadan kaparak seri bir inişle yunan müdafilerini atlattı. gol muhakkak gibi idi. tehlikeyi hisseden müdafi fikret’e çelme takarak fena halde düşürdü. ceza çizgisi dahilinde olan bu hareket en tabiî bir penaltıyı icap ettirirken hakem görmemezlikten geldi. bunu takiben ve yunan kalesi tehlikeli bir vaziyette olduğu zaman bize şut çektirmiyerek lehimize favul verdi ve fikret’in çektiği firikik avuta gitti.
yunan’lılar sertliklerini arttırdılar. bir hücumları esnasında aşikâr ofsayt vaziyetinde bulunan bir yunan muhacimi topu aldı. hakemin müdahale etmediğini gören avni kaleden çıkarak topa bir ayak vuruşu yaptı ise de yunan sol içinden yediği şiddetli bir darbe ile yere düşerek bayıldı. oyun avni’nin sahadan kaldırılması için bir an kendi kendisine durdu ise de hakem düdük çalmamakta ısrar ediyordu. vaziyet çok garip bir şekil almıştı. hakemin vukufsuzluğunun ve tarafgirliğinin derecesini göstermek itibarile bu vaziyet kayda şayandır.
on beşinci dakikada reşat hafif sakatlanarak çıktı ve yerine cevat girdi. ve yunan kalesi gene tehlikeli anlar geçirmeğe başladı. oyun bütün şiddetile devam ediyor, fakat hâlâ bir netice alınamıyordu. bu sırada kendini toplamış olan avni yerine geçti.
ilk goller
on altıncı dakikada zeki kemal’den aldığı topu çok seri ve sert bir şutla yunan ağlarına taktı. bu gol, muhasım takım üzerine şaşırtıcı bir tesir husule getirmişti. hücumlarımız birbirini takip ediyordu. muzaffer’in mükemmel bir şekilde ortaladığı top sıkı bir şutla kaleye havale edildi ise de direğe çarptı ve kale önünden uzaklaştı. bu aralık reşat ta tekrar yerine geçmişti. bir yunan hücumu esnasında müteaddit favuller ve ofsaytlar olmasına rağmen hakem müdahaleye lüzum görmediğinden yunan muhacimleri de ilk gollerini bu suretle kaydetmiş oldular.
artık her iki taraf ta galibiyet sayısını yapmağa çalışıyordu. maamafih hâkimiyet gene bizde idi.
ikinci goller
24 üncü dakikada kalemize tevcih edilen bir yunan akını ceza sahasına kadar gelmiş iken müdafilerimizin gösterdiği kısa bir tereddüt yunan sol açığına ikinci gollerini kaydetmek fırsatını verdi.
takımımız vaziyetin bu suretle ve aleyhine tebeddülü üzerine gene akınlarını şıklaştırdı ve yunan kalesine tehlikeli dakikalar yaşatmağa başladı. yunan müdafaası ceza çizgisi dahilinde olsun, haricinde olsun her türlü favullerden ictinan etmeğe lüzum bile görmüyor ve müteaddit penaltıları hakemin görmemesinden cesaret alarak en şedit ve memnu müdahalelerde bulunuyordu. bu penaltılardan birisi arka arkaya iki defa tekrar edildiği için hakem görmek mecburiyetinde kaldı ve bu suretle 4 penaltıdan ancak birisini verebildi. penaltıyı çeken bürhan takımımızın ikinci golünü de kaydetmiş bulundu.
bundan sonra oyun tamamile türk takımının hâkimiyeti altına geçmiştir. top, umumiyet üzere yunan kalesi önünde dolaşıyor, fakat hasım taraf tamamile müdafaaya çekilmiş olduğundan takımımız fazla sayı yapamıyordu.
artık, oyunun son dakikaları yaklaşmıştı. zeki, rebii’ye eşapelik çok güzel bir pas vermişti. sol açığımızın önünde kimse yoktu. maalesef galibiyetimizi temin edecek olan bu fırsat kalenin yanında avuta gitti ve oyun da iki ikiye beraberlikle bitti.
türk takımı, umumiyet itibarile canlı, kombine ve çok güzel bir oyun göstermis ve halkın bihakkın teveccühünü kazanmıştır. oyuncuların hepsi vazifelerini mükemmelen yapmışlardır. bu kadar hâkimiyetle oynanan bir oyunun hakkı tam bir galebe iken maalesef tâli bir çok sebep buna meydan bırakmamıştır. bugün anlaşılıyor ki birinci oyundaki muvaffakiyetsizliğin sebebi, pire'ye giderken zuhur eden şiddetli fırtınadan oyuncularımızın kâmilen müteessir olup hasta düşmeleridir.
ege vapuru 7 (a.a.) — telsizle - takım kaptanı zeki bey anadolu ajansına şu beyanatta bulunmuştur:
«ikinci maçta oyuncularımız birinci mağlûbiyetin tesirini izale etmek gayesile ve bu müsabakanın ehemmiyetini tamamen müdrik olarak sahaya çıktılar. soğukkanlılıkla ve ahenktar bir oyun oynamağa başladılar. maamafih maçtan evvel arkadaşlardan bir kısmının asabi bir halde oldukları görüldüğü için takımda bazı tadilât yapmağa mecbur oldum. bu cümleden olarak muzaffer'i sağ açığa geçirdim.
umumiyet üzere çok teknik ve kombine bir oyun gösterdiğimiz kanaatindeyim. fazla sayı çıkaramamamızını sebebi insaytlerimizin biraz geri oynaması ve yunan beklerinin çok güzel ve biraz da müdafaa oyunu tatbik etmelerinden ileri gelmiştir.
oyun, baştanbaşa hâkimiyetimiz altında devam ediyor ve onların gol yapmalarına meydan bırakılmıyordu. eğer sağ müdafiimiz biraz asabiyete kapılıp yerini kaybetmese ve fazla ilelremiş olsaydı yunan'lılar bu güzel oyunda hiçbir gol yapamayacaklardı. yalnız hakemin favullerine karşı sükût etmesinden cesaret alarak yunan’lıların fazla sert oynamaları oynumuzu biraz bozuyordu. bilhassa kale önünde oyuna her müdahaleleri favullü idi. hakem çok bariz olan bu hataları görmüyor ve karşı tarafa fazla cesaret veriyordu. hakemin bu idaresizliği bilhassa ikinci devrenin sonlarına doğru tesirini göstermiş ve oyun bütün bütün sert bir şekil almıştır.»
atina 6 (a.a.) — oyunun başında hakem türk takımının topunu intihap ederek ortaya getirdi. yunan’lı oyuncular bu topu fena bularak itiraz ettiler. halk ta bu itiraza iştirak etti. fakat buna rağmen oyun türk topile oynanmağa başlandı. bir aralık top halk tarafına düştüğünden seyircilerden birisi topu deldi. türk oyuncular topun yunan antrenörü macar tarafından delindiğini iddia ederek sahayı terkettiler. halk protesto etti. muhtelif zevatın müdahalesi üzerine türk’ler tekrar oyuna başlamışlar ve sahaya geldiklerinde halk kendilerini çok alkışlamıştır.
izmir 7 (aa.) — dün akşam geç vakit atina’da maçlarını bitiren futbolcularımız pire’de hareket etmek üzere bulunan ege vapuruna binerek bu sabah limanımıza gelmişlerdir.
keyfiyetten haberdar olan şehrimiz sporcuları kendilerini karşılamış ve şereflerine bir öğle ziyafeti vermiştir.
kafile, ayni vapurla istanbul’a hareket etmiştir.
[cumhuriyet — futbolcularımızı hâmil olan ege, bu sabah limanımıza gelecektir.]
«futbol sahalarına gelen bir kısım halk ekseriyetle bu gibi hâdiseleri çıkarmaktadır. hatta yunan ekipleri oynarken bile ayni vak’aya şahit oluyoruz. fakat dünkü hâdiseyi bilhassa teessürle karşılarız. türk ve yunan dostluğu sağlamdır ve onu takviye için futbol maçlarına ihtiyaç yoktur.»
atina 6 (a.a.) — bütün mehafil ve bütün gazeteler maç hâdisesini ehemmiyetsiz telâkki etmekte ve bu gibi hâdiselerle çok sağlam olan türk - yunan dostluğunun kat’iyyen sarsılmayacağını kaydetmektedirler.
gazeteler nihayette halkın türk’leri pek çok alkışladığını yazıyorlar. bu hâdise münhasıran maçın aldığı fevkalâde ihtiraskâr mahiyetten ve oyuncularla hakemin psikolojisinden ileri gelmiştir. bu mahiyet ekseriyetle bizzat yunan takımları arasında bile daha vahim hâdiseler tevlit etmektedir.