sporcularımız lenin'in lâhdine merasimle büyük bir çelenk koydular
moskova 16 (darülfünun takımına refakat eden hususî muhabirimizden) — dün akşam yemeğinden sonra otomobillerle lünapark’a gittik. bu güzel parkın içinde her türlü eğlenceler var, her taraf nuranur elektriklerle süslenmiştir. binlerce halk girip çıkmaktadır. parkın içinde bir de sirk var. bir hayvanat cambazı ile karısı irili ufaklı hayvanatı ehliye ve vahşiyeye marifetler yaptırıyor.
buradaki hayvanların en şayanı dikkati fok balığıdır. muhafaza edildikleri sudan çıkarılıp hemen meydana getirilen bu hayvanlar emir altında yürüyorlar, oturup kalkıyorlar, bağırıyorlar, hatta teganni ediyorlar, düdük çalıyorlar, boru çalıyorlar, borulu armoniklerde ufak parçalar çalıyorlar ve ellerini birbirine vurmak suretile yekdiğerini alkışlıyorlar, ahaliye reveranslar yapıyorlar. yerdeki külâhını ağzile havaya atarak başına geçiriyorlar, kafasile vurmak suretile bu adamla top oynuyorlar. yere dizilmiş halkaları ağzile alıp havaya atarak oradan boynuna geçiriyorlar.. hoşça vakit geçirdik.
oradan çıkıp moskova'yı panorama gibi görmekte olan yüksek bir noktaya gittik. napolyon buraya kadar gelmiş.. moskova yanarken burada imiş.
gece bu noktadan şehrin görünüşü pek hoşa gidiyor. insan bulunduğu noktadan ta uzaklara kadar nısıf daire şeklinde nuranur bir manzara karşısında bulunuyor. vakit gece yarısını geçmiş olmasına rağmen biz avdet ederken sokaklar irili ufaklı insanla dolu idi. ikizli, üçüzlü tramvayların kalabalığını bizim meşhur istanbul tramvaylarını aratacak kadar çok. koca şehrin lâakal dörtte üç caddesinden müteaddit tramvaylar geçtiği halde her vakit ve hatta işte gece yarısı dahi hepsi, mahşerallah, dolu. her istasyonda nöbet bekliyenler de başka. fakat öyle bir nöbet ki kimse kimsenin hakkına tecavüz etmiyor. herkes sırasına razı. her gelen mutlaka kendinden evvel gelmiş olanın arkasında sıraya giriyor. her medenî şehirde olduğu gibi inşaallah bizim memlekette de bunu görmek nasip olur. yalnız tramvay beklerken değil, her yerde nöbet ve sıra. otobüs te keza. bir dükkâna girerken keza, bir gişeden bilet alırken keza, her vakit ve her yerde böyle. buna bilâkaydü şart ve bilâ tefrik büyük küçük herkes riayet ediyor...
bu sabah bir kısım arkadaşlar şehri gezdiler.. öğle yemeğinde haricî spor teşkilâtı şefi gelerek bizimle beraber bulundu. yemekten sonra stadın sinemasında 928 senesinde alınmış bir spor filmini temaşa etti.
statta hararetli hazırlıklar var. bütün müsait mahallerde ihtiyat kanapeler getiriliyor ve numaralar yapıştırılıyor, saha mütemadiyen tanzim edilmekte. biletler galiba şimdiden satılmağa başlandı. stadın idare odasında ve gişelerindeki faaliyet buna delâlet ediyor.
evvelce tanıdığımız oyunculardan soliç kanonikof geldi, görüştük, ayağından rahatsızmış, tekaüt olmuş. botosof'u gördük, daha şişmanlamış, doksan kilo geliyormuş. leblebi ile karşı karşıya oynıyacaklar..
arkadaşların ayakkaplarındaki ıskaraları çıkartıp çayırda kaymamak için yerine krampon koyduruyoruz.
hava arasıra bulutlu, fakat sureti umumiyede açık ve güneşli, yarın da böyle olursa çok iyi. yağmur yağmasından endişe ediliyor.
dinamo stadının muhtelif yerlerinde minimini çocuklar muhtelif jimnastikler ve muntazam yürüyüşler yapıyorlar. yedi sekiz yaşına kadar olan bu çocukların şefleri de azamî 10-12 yaşında kız çocuklar. bazı arkadaşlar sinema ile çay arasında at yarışlarına gittiler. bir kısmı da köşkte istirahatte.
ben karanfili yalnız bizim memlekette ve italya’da sanırdım, meğerse moskova'nın da karanfilleri meşhurmuş. bütün parklarda bahçelerde bizim yemek salonumuzda ve köşkümüzde rengârenk karanfiller dolu. bittabi çoğu kızıl. ismini bilmediğim ve tanımadığım daha bir çok güzel çiçekler var.
dinamo stadinin her tarafında hiyabanlar var.
saat beş buçukta lenin’in lâhtini ziyaret ettik. bir çelenk yaptırmıştık, vakti muayyeninde otomobillerle hep beraber gittik. mihmandarlarımız ve memurini mahsusası delâletile girdik, arkadaşlardan ikisi çelengi taşıyorlardı, mahalli mahsusuna vazettik. bu memleketin en büyük adamının huzurunda iki dakika sükût ettik ve hürmetle durduk. çıktığımız zaman bu koça lâhdin bulunduğu meşhur koca meydanın bir ucundan öbür ucuna kadar yüzlerce halk ziyaret için arka arkaya ve yanyana duruşmuşlar, sıra bekliyorlardı. lahit evvelce tahtadan yapılmıştı. sonradan ayni formada somaki taşına tebdil etmişler. arkada ve kremlin sarayının duvarları önüne tesadüf eden setler bozulmuş, yerine meydanın bir ucundan öbür ucuna kadar taştan anefi yapılmış.
tekrar otomobillere binerek kremlin’in etrafında bir tur yaptıktan sonra nehrin karşı sahiline geçtik ve bu tarihi sarayı karşıdan ve yanlarından da seyrettik. şehrin diğer şayani temaşa mahallerinden geze geze stada avdet ediyoruz.
üç milyondan fazla nüfusu bulunan koca moskova şehrinin sokaklarını caddelerini bellemek değil bir kaç günde, bir kaç ayda bile kabil değil.
dinamo stadinin otuz bin kişilik olduğunu yazmıştım. bugün öğrendim ki onun biraz daha ilerisinde yüz bin kişilik bir stadyom inşasına başlanmış, iki senede bitecekmiş. yarınki maçın ilânları ve reklâmları görülüyor. bizim için çok muhibbane kelimeler kullanıyorlar. stadın dahilinde müteaddit yerlere kırmızı üzerine beyaz yazı ile (dost türkiye’nin sporcularına selâmlar) levhaları asılmaktadır. »
dünkü maçı 50 bin kişi seyretti. futbolcularımızın oyunu takdir edildi
ankara 23 (a.a.) — bugün türk darülfünun takımı ile leningrat takımı arasında yapılan müsabakada 4-5 takımımız mağlûp olmuştur.
maç hakkında moskova ve leningrat radyoları tarafından türkçe olarak neşredilen tafsilât berveçhi zirdir:
kafile reisi taip servet bey saat 21,20 de söze başlıyarak evvelâ memleket ve vatandaşlarına karşı takımın hürmet ve selâmlarını arzettikten sonra anadolu ajansı tarafından temin edilen bu servis sayesinde memleketile görüşebileceğinden dolayı pek bahtiyar olduğunu söyliyerek oyunu seyredenler arasında iktisat heyeti reisi m. livanof, eski istanbul jenaral konsolosu valiştank, sovyet âli spor şurası reisi ve leningrat şurası reisi ve azaları ve ecnebi konsoloslar bulunduğunu zikretmiş ve takımının şu suretle teşekkül ettiğini haber vermiştir:
takım kırmızı formasile saat 18,20 de sahaya çıkmış ve bunu mavi formalarile rus’lar takip etmiştir. mutat merasim yapıldıktan bayrak ve çiçek teati olunduktan ve millî marşlar çalındıktan sonra oyuna bir rus hakemin idaresi altında başlanmıştır.
taip servet bey maça takaddüm eden bu izahatı verdikten sonra tas ajansı spor muhabirinin maç hakkındaki tenkidatının tercümesini okumuştur.
bu tenkidatta spor muharriri şu suretle idarei kelâm ediyordu:
maç leningrat'lılar için fevkalâde addedilecek bir havada icra edildi. hararet yirmiyi geçiyordu. hava açık ve güneşli idi. ahalinin tehacümü nazari dikkate alınarak bir gün zarfında büyük tribünler 50 bini mütecaviz bir seyirci ile dolmuştu. ahali arasında pek çok asker ve baltık filosu bahriyelileri nazari dikkati cebediyordu. herkesin ağzında türk, türk futbolu ve türk sporcuları sözleri deveran ediyordu. bu alâka yalnız türk futbolünün yüksekliğinden değil ahalinin türkiye ve türk sporculuğuna muhabbetinden ileri geliyordu.
oyunun bidayetinden itibaren türk takımı hâkimiyeti ele almış. leningrat kalesini mütemadi surette tazyik etmeğe başlamıştı. sekiz dakika kadar bu tazyik ilk semeresini vererek türk'lerin lehine birinci gol kaydedildi.
bundan sonra rus’lar kendilerini toplıyarak akınlara akınla mukabele etmişler ve oyunu cidden güzel bir şekle ifrağ etmişlerdir. mütemadi iniş ve çıkışlar ahali arasında şiddetli alkışlara sebebiyet vermekte ve türk takımı kaptanı zeki beyle rus kaptanının oyunları bilhassa takdir edilmekte idi. oyun bu şekilde bazan bir tarafın bazan diğer tarafın hâkimiyeti altında pek heyecanlı safhalar geçirerek devam etmekte idi. o kadar ki maçın hitamına beş dakika kalıncıya kadar hangi tarafın galebe edeceğini kestirmek kabil olamıyordu. nihayet rus’ların son yaptıkları bir gol ile bu güzel müsabaka leningrat lehine neticelenmişti.
tass ajansı muhabirinin bu muhtasar beyanatının rusça tercümesi tekrar edildikten sonra kısa bir mukaddeme ile taip servet bey sözü takım kaptanı zeki beye bırakmıştır. zeki beyin izahatı berveçhi atidir:
«takımımız oyuna güzel bir hücumla başladı. rus’ların kendilerini toplıyamamalarından istifade ederek hâkimiyeti ele aldık ve beş on dakika kadar hasım kalecisini şiddetli tarzda tazyik ettik. bu tazyik esnasında alâettin uzaktan çektiği bir şütle ilk golü kaydetti.
bu sayıyı müteakip rus'lar şiddetli akınlara başladılar. tarafeynin mütekabil hücuları esnasında artık çok güzel oynamağ başlamış olan leningradt muhteliti soldan yaptığı hücumu meşhur liponof’un ayağile sayıya tahvil ederek on dakika sonra golle mukabele ettiler. buna rağmen takımımızın hücumları eksilmemiştir ve arası beş dakika geçmeden soldan inen bir akını çok güzel idare eden bir muzaffer - zeki kombinezonu topu hasım kalesine sokarak ikinci golümüzü de kaydetmiş oldu. bundan sonra taarruzumuz bütün bütün kuvvet kesbetti. takımımız behemehal galip çıkmak arzusile çok güzel oyun gösteriyor ve leningrat kalesine mütemadiyen şütler yağdırıyordu. bu sırada muzaffer çok mahirane bir şütle üçüncü sayımızı kaydetti. fakat rus takımı mütemadi akınlar yapıyor ve kalemizi ciddî tehlikelere maruz bırakıyordu. nihayet devrenin hitamına pek az kala sol açıkları vasıtasile ikinci gollerini de yaptılar. haftayım bizim lehimize neticelendi.
ikinci devrede rus’lar üç, dört oyuncularını değiştirerek sahaya yeni oyuncularile çıktılar. oyun çok seri başladı ve ayni şekilde 2 dakika kadar devam etti. bu müddet zarfında bütün mesailerine rağmen tarafeyn sayı kaydine muvaffak olamadılar. fakat takımımız gerek moskova’da yaptığı tesirile ve gerek uzun seyahatin yorgunluğu ile gevşeklik alâimi göstermeğe başladı. bilhassa defans çok yorulmuştu. bundan istifade eden rus takımı evvelâ müsavatı temin etti ve sonra bir gol daha kaydederek 3-4 galip vaziyete geçti.
takımımız mağlûp olmamak için azami derecede sarfı mesai ediyor, fakat sayı kaydine muvaffak olamıyordu. kale önünde pek güzel bir gol fırsatı kaçırdık. bunu müteakip rus oyuncularının favullüü bir hareketini tecziye eden hakem lehimize bir penaltı verdi. bunu sayıya tahvil ederek yeniden müsavatı temin eyledik. fakat oyunun bitmesine beş dakika kala hakem lüzumsuz yere aleyhimize bir penaltı verdi ve oyun da 5 - 4 leningrat lehine neticelendi.
leningrat takımı moskova’da oynadığımız takımlarla kuvvet itibarile kabili kiyas değildi. maçın kazanılmaması yukarıda söylediğim gibi takımımızın yorgunluğundan ileri gelmiştir.
bundan sonra gerek harkof'ta ve gerek moskova’da yapılacak maçların tafsilâtı da ayni suretle moskova radyosundan verilecektir.
moskova 23 (a.a.) — leningrat şuraları reisi wanof yoldaş kafile reisini simoni sarayında kabul etmiştir. şûra azasından bazıları spor teşkilâtı erkânı da hazır bulunuyordu. yarım saat kadar devam eden mülâkat resmî olduğu kadar samimi olmuştur.
moskova 23 (a.a.) — kara han yoldaş bugün saat 12 de taip servet ve zeki rıza beyleri davet ederek kendilerile 35 dakika kadar bir mülâkatta bulunmuşlardır.
türk futbol takımının rus futbolcularile olan bu temasının iki memleket münasebatının daha ziyade inkişafına vesile olduğunu heyetin gerek şahsî tarbiye ve gerek parlak oyunları itibarile de her türlü takdire lâyık olduğunu söyliyerek bütün kompetenlerin takdir ettiği o kendisini bir futbolcu değilse de bü yun tarzının sovyet idmancıları için bir ders olduğunu söyliyerek teessüf ettiği bir nokta bu temasların her sene olmaması, halbuki bunu çok arzu ettiğini bütün sovyet ahalisinin de ayni histe olduğunu söylemiştir.
ismet pş. ve tevfik rüştü beye bizzat giderek bu mülakatı nakletmelerini taip servet ve zeki rıza beylerden talep ve rica etmiştir.
moskova 23 (a.a.) — dün gece dinamo’da da futbolcularımız şerefine 150 kişilik bir ziyafet verilmiştir.
bu ziyafette türk sefareti erkânı, maarif komiser muavini ve bir çok hükûmet ricali ile spor teşkilâtı rüesası ve erkanı hazır bulunmuşlardır. sofraya sovyet spor teşkilâtı ve bütün amele ittihadı reisi m. anitof riyaset etmiştir. dört saat süren bu ziyafet çok samimî bir hava içinde cereyan etmiş ve her iki taraftan da nutuklar teati edilmiştir.
sporcularımız için sureti mahsusada yaptırılan madalyalar merasimle kendilerine verilerek pek çok alkışlanmışlardır.
geç vakte kadar her iki taraf millî şarkılar söyliyerek eğlentiye devam etmişlerdir.
çünkü takımın idmanı ve nefesi kâfi değildi, kesildi de ondan ...
leningrat 25 (darülfünun takımına refakat eden hususî muhabirimizden) — leningrat muhteliti ile yaptığımız maçın ne suretle kaybedildiğini izah etmek bizim için müşkül olduğu kadar efkârı umumiye için de anlaşılması güçtür. evvelâ kazanılmış bir zafer, ve sonradan temin edilmiş beraberlik uçup gitmiştir. kazandığımız zaferin kaybedilmesinde bizim kusurumuz muhakkak olmakla beraber, beraberliğin kaybolmasında hakemin taksiri vardır. kazanılmış bir zaferin elden gitmiş olması bizi çok müteessir ve muztarip etmiştir.
moskova'da yaptığımız millî maçta da oynamış olan botosof, bu maçta bizim takımın bütün hatlarının gayet teknik oynadığını, birinci devrede muhacimlerin iyi oynadıkları halde müdafaanın daima fena olduğunu, ikinci devrede bütün takımın fena oynadığını, oyuncuların istirahat ve sıhhatlerine itina edilmesine rağmen yorgun olduklarını, takımımızın oyunu kaybetmesinin en başlı sebebinin bu yorgunluk olduğunu, bir devreden fazla oyuna devam edemediğimizi söylemiş ve rus’ların ferdî ve bedenî kabiliyeti yüksek oyuncular olduğunu ve bunun için sonuna kadar dayanarak oyunu kazandıklarını türk futbolcuları için her şeyden evvel mukavemetin lâzım olduğunu, bunun için de ferdî ve atletik idmanlara pek çok ehemmiyet verilmesi lâzım geldiğini söylemiştir.
zeki, bir gün söz arasında bu gibi maçlardan sonra mutat olan ziyafet sofrasına galip sıfatile oturmanın zevkini anlatıyordu. biz henüz burada bu zevki tatamadık.
rus’lar, bize karşı çok dostane ve nazikâne muamele etmekte ve mütemadiyen aramızda bulunmakta ve mağlûbiyetten müteessir olmamamız için azamî bir itina göstermektedirler.
şimdi son ümidimiz harkof maçındadır. sözün doğrusunu isterseniz bu neticeler de hiç fena değildir. mecburî bir acele ile ve anform olmıyan bir takımla paniğe uğramak tehlikesi de vardı. artık sureti kat'iyede tahakkuk etmiştir ki, bu gibi müsabakalara çıkacak ve götürülecek her hangi bir takım efradını çok iyi hazırlamak lâzımdır. bunun için hükümetin azamî ve her türlü müzahereti elzemdir. kıymetli bir oyuncuya izin almak için günlerce müşkülât çekilirse, ekzersiz için lâzım olan müddet, muhabereler, ricalar, intizarlarla zayi edilirse akibet işte böyle müessif olur.
ismet pş. hz. inden istirham ederim: arasıra temsilî müsabakalara iştiraki arzu ve emrolunan sporcular daha ziyade himaye ve müsaadeye mazhar edilsinler. burada, sırası geldikçe, merdut padişahlık devrinde kimseye müyesser olmıyan himaye ve şefkati her türk gencinin büyük gazi devrinde bulduğu ve gördüğünü söyledim ve işte dün geceki ziyafette ayni sözleri söyledim. gazi’yi tebcil eden eller, dakikalarca alkışa devam etti. işte acılarımızı unutturan yegâne tesellimiz budur ki bizde de artık spora çok başka bir zaviyeden bakılacak, hükûmetimiz daha nafi bir şekilde maddî ve manevî müzaheret edecek, çok yakında bizde de her türlü sporlar için her nevi vesait bulunacak, memleketin her yerinde bu vesaiti cami stadyomlarımız olacak, sporu seven, spor yapan türk gençliğinin adedi çoğalacak, her müterakki memlekette olduğu gibi yüz binlerce fert spor yapacak ve böyle bir temsili takım için on bir, yirmi iki değil, yüzlerce on bir bulunacaktır. benimle beraber siz de emin olunuz ki o gün türk gençliğinin bileğini kimse bükemiyecektir. senelerdenberi bütün vasıtasızlık içinde olduğumuz halde alınan neticeler bu kanaatimi teyide kâfidir.
leningrat 25 (a.a.) — türk darülfünun takımı dün sarayları gezmiş ve bugün de müzeleri, fabrikaları gezmektedir. kafile yarın harkof’a hareket edecektir.
darülfünun takımı muazzam tezahürat arasında moskova'da harkof'a hareket etti
moskova 27 (darülfünun takımına refakat eden muharririmizden) — dün gece leningrat operasının resmi kürşadı vardı. bizi evvelce rus çarlarına mahsus olan locaya götürdüler. meşhur bir rus operası temsil edildi. locamızın hususî salonunda supe ettik. maslahatgüzarımız agâh bey de bizimle beraberdi.
oyundan sonra gece de leningrat’tan hareket ettik, bugün de moskova’ya geldik ve istasyonda hararetle istikbal edildik. metropol otelinde şerefimize gayet mükellef bir ziyafet verildi. yemekten sonra bize (ow) otomobil fabrikasını gezdirdiler. akşam yemeğini dinamo stadında yedik. rus’lar bizim misafir olduğumuz köşke (türk köşkü) ismini vermeğe karar verdiler.
binlerce halkın tezahüratı arasında saat 7 de istasyona geldik. bize tahsis edilen lüks yataklı vagona bindik.. rus spor eakânı ile tarafımızdan çok samimî nutuklar söylendi. harkof’a hareket ettik. rus’lar çok büyük muhabbet eserleri gösterdiler ve tekrar memleketlerine gelmemiz temennilerinde bulundular.
rus’lar sporcularımızı harıkulâde bir ihtişam içinde misafir ettiler
leningrat 23 (darülfünun takımına refakat eden muharririmizden) — avrupa oteli leningrad’ın en lüks ve muazzam bir otelidir. şöyle bir nisbet üzerine tarif icap ederse tokatlıyan’ın lâakal dört beş misli denebilir. antresinde müteaddit bürolar, seyyahin daireleri, yerli mamulât ve masnuatı satan daireler, muhteşem tavanlar, somaki mermer muhteşem merdivenler, kadın erkek kovafür salonları birdenbire göze çarpan kısımlardır. yemek salonları en üst katı tamamen işgal etmektedir. yazlık ve kışlık yemek ve çay salonları, morfin salonları, dans salonları, uzun ve büyük traslar otelin taraçasını dairen madar kaplamaktadır.
oradan leningrad'ı kuşbakışı temaşa etmek kabildir. kahvaltıları ve yemekleri her defa ayrı bir salonda yiyoruz. yiyecekler çok mükemmel. en ufak bir sabah kahvaltısında çay, kahve, süt, tereyağı, peynir, yumurta, havyarlar, şekerli ve şekersiz ekmekler, maden suları.. bol bol.. yemeklere başta havyar olmak üzere ordövr ile başlanıyor, taze hayvar, diş diş. kafilenin şen evlâtlarından hüsnü bazan bu havyar tanelerinin küçük olmasından şikâyet ediyor. balıklar, etler, tereyağları, karpuza varıncıya kadar muhtelif meyva kompostoları, dondurmalar..
yazlık, kışlık salonlar rengârenk çiçeklerle müzeyyen.. vazolarda karanfiller ve ismini bilmediğim çok şık yapraklar...
rebii ağır yemeklerden yiyemiyor, alelekser ona yumurtalı et suyu ile omlet yaptırtıyoruz.. mehmet reşat’la ziya maden suyundan bir şey anlamıyorlar.. kayışdağı suyunu burada nasıl bulalım? kuyu suyuna bile razı oluyorlar.
yemek ve kahvaltılarımız çok şen sohbetlerle geçiyor.. yeni mihmandarımız matmazel nelli stayner bu samimî meclise hayret ve takdirini izhar ediyor. bizi daha evvel tanımış olan matmazel nelli başkalarına hakkımızda izahat ve malûmat veriyor.
hüsnü’nün odasında sadi, saim, leblebi var. biri hüsnü’nün misafirlerini karşılamağa memur kâhya: saim. bir diğeri soğukluk ikramına memur lâlifer: sadi. üçüncüsü de arap üzengi: leblebi. hüsnü’nün muhteşem bir dairei mahsusası var. yatak salonu ayrı, kabul salonu ayrı. istirahat salonu ayrı, hele banyo dairesi otelin en mükemmel dairelerinden biri. bütün teferrüat ve levazımı tekmil konforile mevcut.
diğer arkadaşların odaları da hüsnü’nün dairesinden pek aşağı kalmazsa da onun kadar değil.
zeki ile bizim odamız en basit ve en mütevazi, perapalas’ın hnsusî bir dairesi kadar.
bana bir otomobil tahsis ettiler. 931 modeli kapalı bir fiat. dört kişilik lüks bir araba. gece yemekten sonra mihmandarlarımızla beraber zeki ile radyoya gittik. anadolu ajansı müdürü umumisi muvaffak b. moskova’da olduğu gibi buradan da maçın neticesini radyo ile ankara ve istanbul’a bildirebilmemiz için tertibat almıştı. bizi de telgrafla haberdar etti.
tas ajansının mümessili gelmişti, görüştük. maçtan sonra gece bura saatile saat onda görüşmemiz takarrür etti ve bu suretle ilân olundu.
gidip gelirken gördüğümüze nazaran şehrin gece hayatı moskova kadar değil. sokaklarda o kadar kalabalık yok.
bu sabık paytahtın münhezim haşmetine delâlet eden azim ve cesim mebaniyi tarihî asar gibi seyrediyoruz.
* * *
bu sabah uyandığımız vakit yağmur yağıyordu. canımız sıkıldı. bugün buraya gelecek olan maslâhatgüzar agâh beyefendiyi istikbal için istasyona giderken şoför arkadaş öğleden sonra havanın açılacağını söyliyordu. filhakika bir saat sonra yağmur kesildi ve bulutlar yükselerek parçalandı. şimdi hava istanbul’da sünbülü dediğimiz şekildedir. tam öğle vakti leningrat şuralar reisi ayvanof yoldaşı ziyaret ettim. bu zat ayni zamanda moskova’daki merkezî icra komitesi azasındandır ve reisicumhur kalenin’in leningart’ta mümessili veya muavini gibidir. çok samimî ve kibar bir zattır. şuranın içtimagâhı olan simolin sarayı muazzam bir binadır. çarlar’a ait mebanidendir. kerenski zamanında ahali ve amelenin hücumuna maruz kalmıştır. fenlândiya’dan geldiği zaman lenin burada ikamet etmiş ve ilk inkılâpta altı ay buradan icrayı hükûmet edilmiştir.
otomobilimi hususî bir kapıya geçirdiler, orada memurini mahsusa delâletile ayvanof’un nezdine isal edildim. odasında şura azasından bazı zevat ile spor teşkilâtı rüesa ve erkânı hazır bulunuyorlardı. kara han tarafından refakatimize memur edilmiş olan palakof yoldaş tercümanlık ediyordu. çok güzel ve lûgatli bir mektep türkçesi konuşan bu zat tevfik rüştü beyle kara han arasında da vasıtai mükâleme olmuştur.
ayvanof yoldaşın şahsında leningrat şuralarını selâmladım ve bugünkü maç için istirahat etmek mecburiyetinden dolayı gelemiyen arkadaşlarım namına da leningrat’ta gördüğümüz hüsnü kabulden ve dostluktan dolayı teşekkür ettim.
yarım saat kadar devam eden mülâkatın resmî ziyaret kısmı bittikten sonra spor sahasında hususî surette uzun uzun hasbıhallerde bulundu. bizim arkadaşların moskova’da bıraktıkları hüsnü tesiri muntazaman haber almış olan kendisinin ve leningrat halkının bu maçı sabırsızlıkla beklemekte olduklarını ve teknik itibarile temiz ve güzel bir oyun seyretmeğe müştak bulunduklarını mükerreren söyledi. teşekkür ettim. ticaret muahedesi için türkiye’ye gelmiş olan bu zatla istanbul ve leningrad’ın menazıri tabiiyesinin güzelliklerinden bahsettik. bu kadar az bir ziyareti kâfi görmediklerini beyan ve daha uzun zaman kalmak üzere gelmemizi temenni ve rica etti. lenin’in ihtilâl zamanında burada yattığı ve çalıştığı odayı görmek arzu edip etmiyeceğimi sordu. tabiî kemali memnuniyetle kabul ettim. beni kapıya kadar teşyi etti ve memurini mahsusası olan matmazellere emir verdi. orasını gezdim, o günkü halile muhafaza edilmiş ve o günlere ait resimler ve ihtilâl yaftaları, bazı gazete nüshaları bir müzegibi tertip ve tanzim edilmiş.
otele döndüğüm zaman moskova’dan telgraf ve telefonla bizi aradıklarını haber aldım. hem moskova muhtelit takımı, hem de dinamo kulübü bizim tekrar moskova’ya uğrıyarak bir maç daha yapmamızı istiyorlar. bir taraftan vaktimizin azlığı, diğer taraftan arkadaşların yorgunluğu bizi düşündürüyordu. ihtiyatımız az. zeki ile uzun uzadıya müzakere ediyoruz.
gösterilen bu çok samimi ve talebi reddetmek güç oluyor. 2 eylûlde odesa’dan löyd vapuru varmış, onunla gitmemizi, bu suretle iki gün daha fazla kalmamızı rica ediyorlar. bugünkü maçtan sonra kat’î bir karar vermek üzere talik ettik. saat beş buçuk çocuklar hazırlandı. salonda toplandık. otobüsle statyoma hareket ettik.
maçın tafsilâtını bu akşam radyo ile söyliyeceğim için tekrar bir mektupla izahat vermekliğim fazla olur.
muhterem kariler, benim bu mektubumdan çok evvel maçtan haberdar ve tafsilâtına muttali olacaklardır.
harkof 28 (darülfünun takımına refakat eden muhabirimizden) — ilk defa olarak hafif fundalık araziden geçerek gece saat on ikide harkoaf'a geldik. yolda müthiş yağmur yağıyordu. burada nevyork gibi yüksek binalar var. hususî lüks otomobillerle dinamo stadına gittik. hususî daireler çok güzeldir. cumartesi günü harkof birinci muhteliti ile maç yapacağız.
[dün harkof’ta yapılan türk darülfünun takımile harkof takımı arasındaki futbol maçının neticesini, bu seyahatte gazetemizin muhabirliğini deruhde eden kafile reisi taip servet bey harkof radyosile türkçe olarak anlatmıştır. dün gece hususî radyomuz ile aldığımız maçın tafsilâfını yazıyoruz.]
bugün harkof amele takımı ile türk darülfünunlularının maçı çok heyecanlı bir surette cereyan etti. hava yağmurlu idi, oyun sonuna kadar böyle devam etti, buna rağmen maç çok heyecanlı oldu.
oyun başlangıcında mütevazin bir cereyan aldı. fakat biraz sonra harkoflu’lar ağır basmağa başladılar. top bir müddet türk sahası dahilinde dolaştı. çok geçmeden türk kalesine devam eden tazyikin neticesi görüldü. harkof’luların üç orta muhacimi mükemmel bir kombinezonla ilerilediler, ve santırforları ilk sayılarını kaydetmeğe muvaffak oldular. türk takımı bu suretle ilk golü yidikten sonra derhal kendini topladı. güzel akınlarla müteaddit kereler harkof nısıf sahasına giren türk muhacimleri maalesef müsait vaziyetlerden istifade yolunu bulamadılar. harkof müdafileri türk akınlarının semere vermesine bütün gayretlerile çalışarak mâni oldular. harkof takımı biraz sonra türk takımının akınlarına mukabeleye başladı. hasım muhacimlerinin bu mukabil akınları esnasında türk oyuncularından biri topu kale önünde el ile tevkif etti. hakemin verdiği penaltı cezasından istifade ederek harkof’lular ikinci gollerini yaptılar. birinci haftayim böylece bitti.
ikinci haftayimde her iki taraf ta iyi oynadılar. hatta şekli cereyanına bakılırsa türk’ler oyun üzerinde daha müessir oldular, denilebilir. harkof kalecisi ve bekleri gol yapılmasına meydan bırakmadılar. oyun (2-0) türk takımının mağlûbiyeti ile hitam buldu.
türk takımında orta muhacim ve sol açık iyi oynadı. harkof’lular yekvücut olarak çalıştılar ve hep bir oyun sistemi takip ettiler. bilhassa 3 govin kardeşler çok calibi dikkattiler.
hakem ne diyor?
darülfünun takımının kaptanı zeki rıza b. biraz meşgul olduğu için dün gece mikrofona gelememişti. türk - harkof maçının hakemi kemal rifat beyden bu hususta fikrini söylemesi rica edilmiş ve hakem kemal rifat b. mikrofona gelmişti.
kemal rifat b. evvelâ harkof’tan vatandaşlarını selâmladıktan sonra rus topraklarında türk darülfünun takımının son maçını şöyle tahlil etti:
bugü nidare ettiğim oyun sahanın bütün gün yağan yağmur dolayısile kaygan olmasından pek zevkli cereyan etmemiştir. harkof takımının (2-0) gibi çok bariz bir faikiyeti ifade eden galebesine rağmen diyebilirim ki oyun daha mütevazin idi. rus takımında bilhassa iki cihet şayanı dikkatti.
1 — oyuncularının kâffesindeki atletik kabiliyet.
2 — takımın makine gibi muayyen bir oyun sistemi dahilinde çalışması. bundan başka geri müdafilerinin gerek ferdî, gerek takım halindeki çok muntazam oyunu.
bizim takıma gelince: bütün oyun hemen hemen müdafaamıza yüklendi. bilhassa müdafi salim ve merkez muavin sadi gayretli ve azimkâr bir oyun oynadılar. muhacimlerimiz maalesef iyi bir oyun gösteremediler. hasım kalesinde bir çok fırsat kaçırdılar.
vatandaşlar! bugünkü maçla takımımız rus topraklarında son müsabakasını yapmış oluyor. buradaki dört müsabakayı şöyle hulâsa etmek kabildir: 1924 senesinde gelip gördüğüm rus futbolile, bugünkü rus futbolu arasında bariz bir fark yoktur. ancak rusya'da spora çok çalışıldığı muhakkaktır. bugünkü galibiyet ise bu devamlı çalışmanın neticesinden başka bir şey değildir. arkadaşlara harkof'tan selâmlar..»
takım kaptanı şansımız olmadığından maçları kaybettik, diyor
rusya’ya giden darülfünun takımı dün sabah saat dokuzda frank meri vapurile şehrimize avdet etmiş ve rıhtımda bir çok sporcular tarafından karşılanmıştır. takım kaptanı zeki rıza bey bu seyahat hakkında dün bize şu malûmatı vermiştir:
«— darülfünun takımının rusya seyahati hakkında size müşahede ve intihalarımı anlatmadan evvel rus toprağına ayak bastığımız saatten ayrıldığımız saate kadar gördüğümüz hüsnü kabul ve misafirperverlikten dolayı bütün arkadaşlarım namına rus sporcularına, rus halkına ve hükûmetine teşekkür etmeği bir borç bilirim. takımımıza rusya’da tahmin edemiyeceğiniz kadar büyük bir misafirperverlik gösterilmiş, izaz ve ikramda bulunulmuştur.
odesa’dan doğruca moskova’ya gittik. odesa’da bir maç yapmamız teklif edilmişti. avdette imkân olursa oynıyacağımızı söyliyerek hareket ettik. moskova’ya muvasalatımızda dinamo stadyomunun güzel bir köşküne misafir edildik. burası sanatoryom gibi bir yerdi. takımımız rusya seyahatine çıkarken zayıf ve anform değildi. bir mesai programı tertip ettik.
birinci maça kadar, oynayacağımız saha üzerinde, üç defa antrenman yaptık ve sahaya alıştık. ilk maça malûm kadro ile çıktık. takımımız tahmin ve ümitlerin fevkinde güzel bir oyun oynadı. fakat talihsizlik eseri olarak yenildik.
ikinci maçı daha güzel oynadık. maçın nihayetinde vaziyete hâkimdik. bu maç ta şanssızlıktan kaybedildi. leningrat maçının kaybedilmesi, müdafaa hattımızın, fena oynamasından ileri gelmiştir. bütün maçları kaybetmemize rağmen oyunlarımızla çok güzel bir tesir yaptık. şansımız biraz yardım etseydi bütün maçları lehimize çevirebilirdik.
takımımızın, derece ve kabiliyetine nazaran aldığımız bu neticeler şayani memnuniyettir. eğer burada bıraktığımız oyunculardan iki, üç tanesi daha takıma girmiş olsaydı, netice tamamile berakis olabilir.
rus’lar futbolda çok enerjik ve atılgan bir oyun sistemi takip ediyorlar. maçları da ancak bu sayede kazanmışlardır.»