12 eylül"1980 ve akabinde 1982 anayasasının tartışıldıgı ve darbecilerin yargılandıgı şu günlerde yazmadan gecemedim.
darbenin üzerinden 7 yıl gecmişti bizler 20 yaşlarda genclerdik 12 eylül 1980 yılında darbe oldugu günü hatırlıyorum 12 yaşında bir cocuktum ve celal abinin el arabasına koyup gazete sattıgını hatırlıyorum gazetelerin baş sayfasında o zamanlar adını bilmedigimiz fakat ilerki yıllarda adıyla haşır neşir olacagımız kenen avren"in resmi vardı bütün gazetelerde bu komutanın resmi olması bizi gururlandırıyordu ve gazete sayfalarına asker selamı veriyorduk.
bizler kenan evren"e adeta milli kahraman gözüyle görüyorduk etrafta herkes kenan evren hayranıydı yurt gizelerine cıkıyordu ve her akşam siyah beyaz televizyonumuzda kenan evren"in yeni yapacagı anayasını dinliyorduk.
1982 yılında anayasaya hayır-evet oylaması yapılıyordu ve nerdeyse anayasaya hayır demek vatan hayinligi ile eş anlama geliyordu.anayasaya hayır kullanlar hain ve bu memleketin düşmanı olarak lanse ediliyordu. büyük bir cogunlukla anayasa kabül gördü ve 1983 yılının kasım ayında yapılan genel secimler bu yeni anayasanın hakimiyeti ile yapıldı.
1980 yılının üzerinden 3 yıl gecmişti takvimler 1983 yılının kasım ayını gösteriyordu siyasi partiler propoganda toplantıları yapıyordu ve konvoy halinde parti arabaları dolaşırken yanımızda duran bir siyasi parti arabası bize adres sordu kahvene toplantısı yapacaklarmış ve toplantının yapıldıgı kahveyi bize sordular bizde tarif ettik fakat bize cocuklar binin arabaya dediler bizde arabaya binip toplantının yapılacagı kahveye götürmütük konvaydaki en öndeki araca bindik ve bizim mahallenin aşagasında bulunan kahveye konvoyu götürdük.
akşam oldugunda babam cok sinirliydi bana bir tokat attı neden vurdugunu o anda bilmiyordum annem vurma cocuga dedi fakat babam artık tokatı yüzüme yapıştırmıştı babama ihtiraz etmedim fakat tokatı neden yedigimi bir müddet sonra şıp diye anladım.
1987 yılına gelmiştik 20 yaşlarda anladıkki memleketin üzerinden silindir gecmiş cocuklugumuzda anlayamamıştık fakat yaşımız büyüyünce abilerimizin neler cektigini anlamıştık ve ülkenin geleceginin karabulutlarla kaplı oldugunu anlamıştık yedigim tokat"ta o karabulutların ilk damlacıklarıymış.
bir bahar günüydü ve haziran ayı idi galatasaray lig şampiyonu olmuştu genclerbirligi takımı türkiye kupasını almıştı ve cumhurbaşkanlıgı kupası macı oynuyorlardı işte biz bu maçın oynandıgı gün bahceli kahve dedigimiz kahvenin bahcesine kurulan televizyondan bu maçı izlemiştik.
bu bahceli kahve aynı zamanda 1983 yılında siyasi parti arabalarının bize sordugu tarif etmemize ragmen yaaa cocuklar tarif edeceginize öndeki araca binin bize kılavuzluk yapın diyen insanlara yardımcı olmak için yaptıgımız hareket sonucu tokat yedigim kahvedir.
artık serpilmiştik ve aynı zamanda başkaldırıyorduk maçı izliyorduk fakat artık her birimizin koltugunun altında bir kitap vardı 1980 yılının üzerinden 7 yıl gecmişti ve hala ceza evlerinde olan insanlar vardı .
cumhurbaşkanlıgı kupası maçını bahceli kahvede izlerken maca fazla takılmıyorduk cünkü bu macın sonunda verilecek kupa kenan evren tarafından verilecekti ve kenan evren"in verecegi kupayı kendimizce red ediyorduk.
7 yıl icinde ilk önce cocuktum sonra cocuk üstü oldum ve 1987 yılında artık her şeyin farkındaydık.ülke üzerinde faşizm en üst seviyelere ulaşmıştı 1980 yılının 12 eylül günü celal abinin el arabasında gazetelerde gördügüm ve selamladıgım generale karşı adeta kin kusuyordum.galatasarayın kazandıgı cumhurbaşkanlıgı kupasınında benim için hiç bir önemi yoktu o güzelim haziran ayında.
şimdi 2012 yılına gelindiginde o gün darbeyi alkışlayanlar bu gün darbe karşıtı olmaları benim içten ice icimi acıtıyor biz 1987 yılında bile darbeyi yapanlar halka hesap vermeli derken bizlere sizler vatan hainisiniz sizler anarşistsiniz diyenler bu gün işyelerimizde veye cevremizde gögüslerini gere gere kenen evren yargılanıyor diyorlar onlara ancak gülüp geciyorum.gülüyorumda gülerkende aslında canım sıkılıyor.