mehmet ali gökaçtı'nın "bizim için oyna": türkiye'de futbol ve siyaset kitabından;
futbol dünyasındaki mafyalaşma
(...)
futbol federasyonu'nun 22 temmuz 1997 tarihinde yapılan genel kurulu, tarihe geçecek olaylara sahne olacaktı. haluk ulusoy ile birlikte mustafa kefeli ve alp yalman'ın da aday olduğu seçime, yer altı dünyasının ünlü "babaları" doğrudan müdahil olmuşlardı. iş adamı mustafa kefeli mafyanın önde gelen isimlerinden alaattin çakıcı'nın adamı olarak başkanlığa adaylığını koymuştu. genel kurulun yapıldığı otelde silahlı adamların dolaştığı, pazarlıkların yapıldığı bir ortamda seçimi çakıcı'nın desteklediği mustafa kefeli karşısında isimleri "derin devlet"le özdeşleşen mehmet ağar ve korkut eken'in desteklediği haluk ulusoy kazanmıştı.
tıpkı seksenli yıllarda yönelinen liberal ekonomi anlayışının da, serbest ticaret koşullarında rekabet ortamının sağlanması yerine her türlü hile hurdanın önünün açılması "tatbik" edilmesi gibi, futbolda değişimin altyapısının olmaması da bu heyelana neden olmuştu.
1997 seçimlerindeki tablonun bir benzeri daha sonraki hiçbir seçimde yaşanmadı. bu elbette mafyanın bu işlerden elini ayağını çektiği anlamına gelmiyordu. ancak susurluk kazası sonrasında mafya ve çete yapılanmalarına yönelik operasyonlar neticesinde bu organizasyonların başındaki kişilerin açığa çıkmaları, mahkum olmaları ya da yurt dışına kaçmaları, eski görünürlüklerini kaybetmelerine neden oldu. bu nedenle, dolaylı yol ve yöntemleri tercih etmek zorundaydılar. 1997 kongresinde mafyanın gölgesinde kalan siyasetin futbolla olan ilişkisi ise kesintisiz devam edecekti. öyle ki, 2006 yılında yaşanan başkanlık seçimleri, bir dönem aradan sonra federasyon başkanlığı seçimini kazanan haluk ulusoy ile adalet ve kalkınma partisi (akp) iktidarı arasındaki müthiş bir bilek güreşine sahne olacaktı.
not: 1997'deki federasyon başkanlığı seçiminden sonraki ilk lig maçlarına yazdım...