mehmet ali gökaçtı'nın "bizim için oyna": türkiye'de futbol ve siyaset kitabından;
futbol ve milliyetçilik
(...)
futboldaki milliyetçi akımın tavan yaptığı dönem, galatasaray'ın 2000 yılında uefa kupası'nı almasına giden maçlar dizişiydi. milliyetçi fanatizmin şahikasına vardığı nokta ise, 2000 yılının nisan ayında istanbul'da ingiltere'nin leeds takımıyla oynanacak yarı final karşılaşmasının bir gece öncesinde yaşanan olaylar ve bunlara getirilen yorumlardı. sarhoş vaziyette türk bayrağına hakaret ettiği söylenen iki ingiliz taraftann bıçaklanarak öldürülmesi, galatasaray'ın da maçı 2-0 kazanması, star gazetesinde "two size" manşetiyle verilebilmiş; iki golü iki cinayetle eşleyen korkunç bir dil kullanılabilmişti. bu cinayetler üzerine ikinci maçta olağanüstü önlemler alınması ve türkiye'den seyircilere yer ayrılmaması, batı'nın türkiye'ye sürekli haksızlık yaptığı kabulünün işlenmesi için kullanılmıştı. örneğin hürriyet gazetesi, "uefa'yı da leeds'i de" manşeti altında şu değerlendirmeyi yapmaktaydı: "galatasaray, kendisine sahada diş geçiremediği için masada tezgah kuran ingiliz leeds united'i, elland road stadı'nm çok gergin atmosferinde dize getirdi. 3-5 kendim bilmezin taksim'de döktüğü kanı 65 milyon türk'e fatura eden ve cim bom'a karşı ele ele verip psikolojik savaş açan uefa ile leeds'in oyunu tutmadı."
uefa kupası'nda finale yükselmek, yine avrupalılardan öç alma ile "avrupalı olmayı" başarma duygularının yeni bir kokteylini karıştırırken, galatasaray'ın 17 mayıs 2000 tarihinde kopenhag'da oynanan final sonucunda uefa kupası'nı kazanması çılgınca bir coşku ve sevinçle karşılanmıştı.
hürriyet gazetesi, haberi birinci sayfadan adeta yüz yılın özlemine nokta koymuş olmanın mutluluğuyla duyurmaktaydı: "cim bom avrupa'nın aslan kralı". gazete, "işte atam gençliğin" başlıklı haberin spotunda, "gösterdiğin hedefe kararlılıkla yürüyen gençlerin, sana ve milletine, en güzel günde, en büyük armağanı verdi" ifadelerini kullanmıştı.