mehmet ali gökaçtı'nın "bizim için oyna": türkiye'de futbol ve siyaset kitabından;
galatasaray-güneş savaşı başlıyor
galatasaraylıların, yeni kurulan güneş kulübü'nün birinci küme'ye çıkmasına engel olamamaları üzerine mücadele, siyasetin kulislerinden ve masa başından futbol sahasına kaymış bulunmaktaydı. güneş'in arkasına aldığı siyasal gücün desteği ile en üst lige çıkması ve bunu yaparken ülke futbolunun yönetimine de ağırlığım koyması galatasaray tarafında ciddi endişelere sebep olmuştu. sahip olduğu maddi güçle istediği oyuncuyu transfer edebilmesi, bu arada özellikle galatasaraylı oyunculara el atması, güneş'le ilgili endişeyi, endişe ile birlikte de öfkeyi artırıyordu elbette.
nitekim iki kulüp arasında 1 aralık 1935 günü oynanan ilk lig maçı bu öfkenin yansımasına sahne olmuş ve galatasaray'ın 6-2 kazandığı bu ilk güneş maçı tarihe geçmişti. galatasaraylıların sahaya yağdırdıkları ayvalardan dolayı sonradan "ayvalı maç" olarak anılan bu karşılaşmada yaşananlar stattaki olaylarla sınırlı kalmamış, gösteri ve protestolar maçtan sonra güneş kulübü'nün önünde de sürmüştü- bir grup galatasaray lisesi öğrencisinin gazetelerden meşale yaptığı gösteride kulübün camlarının atılan ayvalarla kırılması, gerginliğin boyutunun sanılandan da ciddi olduğunu göstermişti
bunun üzerine toplanan hakem encümeni, olayların önüne geçemediği için maçın hakemi nuri bosut'a boykot cezası vermişti. ayrıca lig fikstürü değiştirilmiş ve bir sonraki galatasa-ray-güneş maçının seyircisiz oynanması kararlaştırılmıştı. bu karann alındığı toplantıda, futbol federasyonu'nun güneşli olarak bilinen başkanı hamdi emin çap, istanbul futbol heyeti reisi ve güneş kulübü kurucusu kemal rıfat kalpakçıoğlu ile yine güneş üyesi olan fethi tahsin ile adil giray da bulunmuştu. bu arada kaymakamlık polis raporlarına dayanarak soruşturma başlatmış, ancak bu soruşturmanın sonunda, galatasaraylıların güneş kulübü'ne yönelik saldırıda bulunduklarına dair bir tespit yapılamamıştı.
hem saha içinde hem de saha dışında yaşanan olaylara kıyasla, alman kararların oldukça hafif kaldığı ve en azından bu aşamada gerginliği fazla büyütmeme yoluna gidildiği görülmüştü. siyasal çevrelerin olaya açıkça taraf olmak istemedikleri ve muhtemelen son dönemlerde kamuoyunda fazlasıyla kayırıldığı düşünülen güneş kulübü'ne arka çıkar gibi görünmek istemedikleri anlaşılabiliyordu. kamuoyunda galatasaray ile güneş arasındaki havanın yumuşamaya başladığı, hatta iki kulübün birleşme yoluna girdikleri konuşulur olmuştu.
nitekim, 1936 yılının ilk aylarında iki kulübün yöneticileri bir araya gelmişler, birleşme üzerinde çalışmaya başlamışlardı. yusuf ziya öniş iki kulübü tek çatı altında birleştirecek yeni bir tüzük hazırlama işini üstlenmişti. iki kulübün en kısa zamanda kongrelerini toplayıp birleşme sürecini başlatmaları karara bağlanmıştı. yakınlaşmayı sağlamak amacıyla galatasaray ve güneş oyuncularından muhtelit bir takım oluşturularak maç yapılmış, bir anlamda taraftarın da bu yeni duruma alışması amaçlanmıştı. ne var ki, bütün bu hazırlıklara ve birleşme yolunda atılan adımlara rağmen, birleşme süreci galatasaray'ın içinden gelen tepkiler dolayısıyla kesilmişti. bu, 1936 yılının ilk yansında iki kulüp başlayan yumuşama döneminin de sona ermesi anlamına geliyordu. gerilim yeniden başlıyordu. artık sürece siyaset, hatta kimi zaman doğrudan başbakan vasıtasıyla hükümet müdahil olacaktı.