mehmet ali gökaçtı'nın "bizim için oyna": türkiye'de futbol ve siyaset kitabından;
devlet ilk kez spora doğrudan yardım ediyor
idman cemiyetleri ittifakı başkanı ali sami bey ile uluslararası olimpiyat komitesinin türkiye temsilcisi selim sırrı (tarcan) bey, türkiye cumhuriyeti'nin 1924 paris olimpiyatlarına katılmasının, bu genç ülkenin yepyeni bir imajla dünyaya tanıtılması açısından çok iyi olacağı düşüncesindeydiler. gerçi osmanlı devleti, birkaç sporcu ile de olsa, 1912 yılında stockholm'de yapılan olimpiyat oyunlarına katılmıştı. osmanlı adına olimpiyat oyunları'na ilk kez katılan sporcular vahram papazyan ve mıgır mıgıryan'dı. 1924 olimpiyat oyunları öncesinde ise amaç, mümkün olduğu kadar çok spor branşında oyunlara katılmak ve türklerin modern sporlarda gelişmiş ülkelerin sporcularından aşağı olmadıklarını göstermekti.
işte bu anlayış ve beklenti ile, dönemin zor ekonomik koşullan içinde, -önceki bölümün sonunda değindiğimiz gibi-, devlet kasasından idman cemiyetleri ittifakı'na 17 bin lira aktarılmıştı. sonra, on bin liralık bir ödenek daha çıkarılacak, bu paranın da yeterli olmaması üzerine, milli eğitim bakanlığının tahsisatından iki bin lira daha idman cemiyetler ittifakı'nın kullanımına verilecekti. oyunlar için ayrılan bu hatırı sayılır bütçeyle, özellikle en çok önem verilen üç ana branşta yurt dışından hoca getirilmesine karar verilmişti. bu kapsamda, atletizm hocası olarak amerikalı mr. robin, güreş için macar raol peter ve futbol için daha sonraki yıllarda galatasaray ile birlikte türk futbolunun bir dönemine damgasını vuracak olan iskoç billy hunter göreve getirilmişti. sporcu seçiminde, ağırlıklı olarak istanbul'daki sporculardan yararlanılmışsa da, ülkenin diğer kentlerinden gelen sporcular için seçme müsabakaları düzenlenmişti. atletler ile futbolcular için kadıköy'deki union club sahası, güreşçiler için de taksim stadı'ndaki boks salonu kiralanmıştı.
3 mayıs ile 27 temmuz tarihleri arasında oldukça uzun bir zaman dilimine yayılan olimpiyat oyunlan'na türkiye iki ayrı kafile hâlinde gitmişti. henüz kılık kıyafete ilişkin devrim kanunları yokken, türk sporcular onları geleneksel kıyafetler içinde görmeyi bekleyen batı kamuoyunun karşısına modern kıyafetlerle çıkmışlardı. dönemin gazetelerinde de, türkiye'nin olimpiyat oyunlarında sportif açıdan ne yapabileceğinden ziyade bu yeni batılı imajı üzerinde durulmuştu.
1924 paris olimpiyat oyunları türk sporcuların uluslararası deneyimlerini artırmalarını sağlamaktan öteye gidememişti. turnuvaya billy hunter gibi bir profesyonelin yönetiminde kısa bir sürede hazırlanan milli futbol takımı ise, ilk maçta karşısına çıkan dönemin en güçlü takımlarından çekoslovakya'yla başa baş bir mücadele çıkarmışsa da, sahadan 5-2'lik bir mağlubiyetle ayrılarak elenmekten kurtulamamıştı.