sarayın büyücüsü iki takımın da çok iyi mücadele ortaya koyduğu karşılaşmada sarı-kırmızılı ekip daha ağır basan taraftı. brezilyalı yıldızının golü ile soyunma odasına önde giden cim-bom, skoru korumakta fazla zorluk çekmedi, önemli bir üç puanı cebine indirdi
galatasaray için zor bir maçtı. gerçi bu sezon liderlik koltuğunda ne kadar olsa da sarı-kırmızılı takım için kolay geçti diyebileceğimiz maçların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. saha içi ve saha dışı sorunlarla gerginliğin tavan yaptığı cim-bom’un ruh hali, pozisyonlara verilen tepkilerden anlaşılıyordu. gerets’in tribündeki varlığı ise işin garip tarafıydı! ilk dakikalardaki kayseri tehlikeleri, golle sonuçlansa, şüphesiz gece daha da gergin bir hale bürünecek gibiydi. 16’da ujfalusi’nin geri pasının filelerle buluşmaması galatasaray adına bir şanstı. 27’de kendisini affettirmek için aşırı motive olan amrabat’ın zor olanı başardığı, yani boş kaleye topu yuvarlayamadığı ana şahitlik ettik. 30’da emre çolak yakın mesafeden navarro’nun üzerine vurdu. 32’de elmander ile başlayan atakta, riera soldan ortaladı ve melo yükseldi: 1-0. bu gol şunu gösterdi ki, sambacı, hücuma yönelik oynamak istediğinde, yani bir orta saha oyuncusu olmaya karar verdiğinde galatasaray çok daha iyi bir takım oluyor. ilk yarının sonunda ise necati iki fırsatı kullanamadı. 83’te gökhan ünal’ın kafasında muslera başarılıydı. 1 dakika sonra ise elmander cezaalanında kendini yerde buldu ama karar devam oldu. son dakikalarda stres tavan yaptı. ama galatasaray attığı golün üzerine yatarak, kazanmasını bildi.
maçın adamı felipe melo son haftalarda formsuz bir dönem geçiren brezilyalı yıldız dün üzerindeki ölü toprağını attığını gösterdi. iyi futbolunu klas bir golle süsledi.
kırılma noktası 32. dakika ortada giden maçta ilk golü atanın kazanacağı belli olmuştu ki, 32. dakikada melo sahneye çıktı. bu gol ile rahatlayan cim-bom’un kendine de güveni geldi.