ahmet çakır'ın "taçlı kral metin oktay" kitabından;
bir metin vardı ki eşfak aykaç hürriyet gazetesi yazarı
metin'in jübilesi yapılıyor... bu mutlu olay beni hayal aleminde 13 yılın ötesine götürdü. tek seçici olarak macaristan'ın karşısına çıkaracağım türk milli takımını kurmağa çalıştığım günleri düşünüyorum. şurası, burası delinmiş kadronun "9" numaralı mevkiindeki kocaman istifham hala gözlerimin önünde. kim giymelidir milli takımımızın "9" numaralı formasını.
galatasaray'ın 10 numarası var... topa çok sert vuran iki ayağı, eşsiz bir "timing" hassasiyle yükselerek, uzayarak, attığı kafa şutları dikkatimi çekti. şu izmir'li genç beceremez mi işi acaba?
o ara ankara'ya giden galatasaray'dan rica ediyorum. bu genci orada yapacağınız maçlarda santrfor oynatır mısınız?
oynatıyorlar... galatasaray'ın açık farkla galibiyeti ankara'daki iki maçın santrforu izmir'li delikanlı. nefis oyununu yağdırdığı gollerle süslüyor. böyle aldı, benim ilk milli takımımın santrforu metin oktay, o yeri...
soğuk bir gün yağmurlu bir pazar günü... teknik yöneticiliğini yaptığım galatasaray, fenerbahçe ile şampiyonluğun iki maçından ilkini oynuyor, galatasaray pek güçlü değil o yıl... 0 1959 yılı... ama varlarıyla yoklarıyla mücadele ediyor bizimkiler. golsüz biten ilk devreden sonra maçın son çeyreğine geldik... ve metin sol tarafta topu yakaladı, iki rakibini ekarte ederken büsbütün sola kaymış, şut açısı neredeyse sıfırla ifade edilecek kadar daralmıştı. fakat vurdu metin, balyoz gibi vurdu. mermi hızıyla giderken duralayıp dışarı düşen topun gole bağlandığını yırtılan yan ağlardan anladık...
böyle attı metin galatasaray tarihine altın harflerle geçen bu galibiyetin tek golünü...
yıllar geçerken olgunlaşan "üstad" olmak yolundaki merhaleleri aşan metin'i başta milli takımların sorumlu, galatasaray'ın yöneticisi ve alelade bir seyirci olarak hayranlıkla, takdirle seyrettim bugün bende hasıl olmuş bulunan kanaat şudur. metin, türk futbolunda menkıbeleri nesilden nesile devredecek "dev" varlıklardan biri olmuştur. yarının ihtiyarları bugünkü gençlik elli yıl sonra o günün gençlerine başlarını iki yana sallayıp şöyle diyecekler. bir metin vardı ki...
not: yazı, metin oktay'ın jubilesinin ardından çıkartılan "metin" adlı kitaptan birebir alınmış...