memet zencirkıran'ın "beşinci şampiyon bursaspor" kitabından;
her şey bir rüya gibiydi: bursaspor şampiyon
her şey genç bir teknik adamın yolunun bursaspor ile kesişmesiyle başlar. genç teknik adam, yıllar öncesinde kayserispor'u çalıştırırken uefa'nın resmi dergisi champions'un ocak 2006 sayısında "gelecek vaat eden yirmi teknik adam" arasında gösterilmiştir. kayserispor'u çalıştırırken oynattığı güzel futbol, futbolcuyken görüşü bile alınmadan emrivaki yapılarak gönderildiği beşiktaş kulübüne, henüz 39 yaşında teknik adam olmasını sağlar. genç teknik adamın mayıs 2007'de başına geçtiği beşiktaş macerası, uefa kupası'nda metalist kharkiv takımına elenilmesiyle ekim 2008'de son bulur. yönetimin yeni hoca arayış lan üzerine, hiçbir hak talep etmeden istifa eder. "adam gibi geldim adam gibi gidiyorum," sözleriyle beşiktaş'a veda ettiği basın toplantısı unutulmazdır, istifa ettiğinde beşiktaş ligde altı maçta dört galibiyet ve iki beraberlikle gayet iyi bir durumdaydı. futbol kamuoyunda genç teknik adamın haksızlığa uğradığı kanısı hakimdir.
ertuğrul sağlam, bursaspor özlüce tesisleri'nde çok kalabalık bir taraftar topluluğu tarafından "adam gibi adam ertuğrul sağlam" tezahüratları eşliğinde karşılanır. burada, taraftar şarkılarla ertuğrul sağlama olan inançlarını ve ondan isteklerini dile getirir: "40 seneden beri / yüzümüz gülmedi / yeter artık duy bu sesi / onurlu duruşunla / hoş geldin bursamıza / al kupayı ertuğrul hoca...'
bursaspor un başına sezon ortasında gelen ertuğrul sağlam, hemen farkını ortaya koyar ve günü kurtarmak yerine, takıma bir futbol sistemi yerleştirmeye çalışır. maçlar kaybedilse bile sahada, ne oynadığı belli olan bir takım vardır. bursaspor, avrupa kupalarına katılma iddiasını son maçta kaçırır. sezon 58 puanla 6. sırada tamamlanır.
sezon sonunda yapılan bursaspor kongresine arkasına ertuğrul sağlam rüzgârını alarak giren ibrahim yazıcı, kaostan bıkmış olan bursaspor taraftarından da medyasından da büyük destek görecektir. seçimin yaklaştığı süreçte taraftar grupları "istikrardan yanayız" pankartlarını stada asacak ve ibrahim yazıcı tribünlere çağrılarak "büyük başkan" tezahüratları eşliğinde alkışlanacaktır. 8 haziran 2009 tarihinde yapılan kongrede başkan yazıcı, -aynı zamanda iktidarın güçlü bakanlarından faruk çelik'in kardeşi de olan- rakibi osman çelik'i büyük bir oy farkıyla geçerek bursaspor başkanlığına tekrar seçilecektir.
yeni sezon için, son derece mütevazı bir bütçeyle, alternatifli bir kadro oluşturulmaya çalışılır. futbolcu seçiminde bonservis maliyeti olmayan, özellikle takım oyununa uyum gösterecek, sorunsuz, tecrübeli ama başarıya aç futbolcular tercih edilir. trabzonspordan hüseyin çimşir, beşiktaş'tan zapotocny, kariyerinde juventus etiketi de bulunan ivan ergiç, kayserispor'dan turgay bahadır, arjantinli pablo batalla getirilir. sezon başında belirlenen hedef, ilk beş içerisinde yer alarak avrupa kupalarına katılmaktır.
bursaspor başarılı bir ilk yarı geçirir ve ligin ilk yansını, 37 puanlı fenerbahçe ve 36 puanlı galatasaray'ın ardından 35 puanla üçüncü sırada tamamlar. sercan yıldırım, volkan şen ve ozan ipek gibi futbolculara önemli transfer teklifleri gelmektedir. özellikle sercan yddmm'm satılması konusunda, başkan ibrahim yazıcı ile bursa şehrinin güçlü ismi cavit çağlar'ın karşı karşıya geldiği, kamuoyuna da yansımıştır. yazıcı, sercan yıldırım'ın satışına bir türlü izin vermezken çağlar, bu borç krizinde sercan yıldırım'ın iyi bir fiyata satılmasından yanadır. yazıcı ekonomik krize rağmen hiçbir futbolcuyu satmak istememez. ama kriz nedeniyle takıma devre arasında güç kazandıracak takviyeler de yapılamaz. ara transfer yapmak yerine, takımdaki futbolcuların alacaklarının ödenmesi tercih edilir. bu durum futbolcular üzerindeki iyi bir etki yapar. ara transferde sadece tek bir isim, o da bonservis bedeli ödenmeden transfer edilir: ertuğrul sağlam'ın kayserispor'dan da öğrencisi iglesias...
ikinci yarıda da takım, mücadeleci futboluyla üst sıralara tutunmaya devam eder. 17. hafta istanbul'da oynanan beşiktaş maçında. bursaspor son 6 dakikaya 2-1 yenik girer. ertuğrul sağlam, son derece sürpriz bir değişiklikle takımın golcüsü sercan yıldırım'ı 84. dakikada oyundan çıkarıp, yerine stoper ömer erdoğan'ı forvet olarak sokar. bursaspor, 85. dakikada ömer erdoğan'ın yaptığı asisti son derece şık bir vuruşla ağlara gönderen ivan ergiç'in golü ile önce beraberliği yakalar ve maçın 89. dakikasında ozan ipek'in sol kanattan yaptığı ortaya yükselen zapotocny'nin kafa golüyle karşılaşmayı 3-2 kazanır. ertuğrul sağlam'ın bu hamlesinin, yılın en spektaküler oyuncu değişikliği olduğu söylenebilir. bursaspor, bu galibiyetle 15 yıl aradan sonra inönü stadında beşiktaş'ı mağlup eder.
sezonun 22. haftası, yine istanbul, rakip bu sefer fenerbahçe. senaryo çok farklı değil: fenerbahçe'nin bulduğu çok erken iki gole bursa batalla'nın tek golüyle cevap verir ve ilk yarı 2-ilik fenerbahçe üstünlüğüyle sona erer. ikinci yarıda bursa çok çabaladığı halde sonuca ulaşmakta güçlük çeker. nihayet, ozan ipek 85'te beraberlik golünü atar. maç böyle biter derken, fenerbahçe'nin maçı kazanmak için aldığı riskleri de fırsat bilen bursa, 90'da yine ozan i pekin golüyle durumu 3-2 yapıp şampiyonluk yarışındaki belki de en önemli galibiyeti alır. ertuğrul sağlam ve öğrencileri "şampiyon olacağımıza o maç sonrası inandık," diyecektir. fenerbahçe maçından sonra bursa, üst üste beş maç daha kazanarak şampiyonlukta çok iddialı bir konuma gelir. 26. haftada en yakın rakibinin 5 puan önündedir. hakikaten şampiyonluk bir hayal olmaktan çıkmış, zihinlerden dillere geçmiştir. bitime sekiz hafta kala lider geldiği istanbul'da, bu sefer rakip istanbul belediyesi'dir (o belediye ki, bir sezon evvel aynı şekilde şampiyonluk rüyaları görmeye başlayan sivasspor'a son haftalarda 2-l'le en ağır çelmeyi takmış takımdır). bursa maçın çok başında yediği iki golle maçın sonuna kadar cebelleşir ama bu sefer üç değil, tek gol bulabilir ve ağır bir yenilgi alır. ivmeyi kaybettiği bu süreçte, içeride antalya'yı yense de deplasmanda, bu sefer 0-0'la gençlerbirliği'ne puan verir. bursa deplasman maçlarında bu değerli puanları bırakırken fenerbahçe, güçlü adımlarla yaklaşmaktadır. o haftaki maçlarla fenerbahçe'yle fark l'e düşer. bir sonraki hafta bursa gaziantepli yenerken beşiktaş fenerbahçe karşısında umulan başarıyı göstermez ve fenerbahçe kazanır. bursa istanbul'a, galatasaray'ın karşısına fenerbahçe'nin sadece 1 puan önünde gelmek zorunda kalır. bu zor maçta gösterdiği gayet iyi performansa karşın alabildiği skor yine 0-0'dır. sonuçta fenerbahçe kasımpaşa'yı 1-0 yenerek liderliği ele geçirir. sonraki hafta bursa, hükmen kazanacağı ankaraspor maçı nedeniyle rahattır; kulağı, kalbi, her şeyi fenerbahçe'nin ankaragücü deplasmanındadır.
maalesef iyi haber gelmez. böylece, ligin son haftasına 1 puan fenerbahçe avantajıyla girilir.
tesadüf, son hafta bu çok kritik koşullardaki iki takım da tarihlerinde özel rekabete tutuştukları takımlarla karşı karşıya gelecektir. bursa beşiktaş'ı, fenerbahçe ise trabzonspor'u ağırlayacaktır. her ne kadar şampiyonluk büyük ölçüde kaçmış gibi gözükse de bursa'da beşiktaş maçına ilgi muazzamdır. hafta içerisinde, başkan ibrahim yazıcı da teknik direktör ertuğrul sağlam da ikinciliğin de şampiyonluk gibi kutlanacağına yönelik açıklamalar yapar. bilet almak için taraftarlar gişe önünde sabahlar. kombine sahiplerine bu bir maç için, senelik kombine tutarını karşılayan paralar teklif edilir. kulüp, tarihinin en büyük bilet talebiyle karşı karşıya kalır.