memet zencirkıran'ın "beşinci şampiyon bursaspor" kitabından;
reste rest: yönetim-taraftar kavgası
yönetim, sezon başında, bazı tribün gruplarına yaptığı bedava bilet uygulamasını kaldırdığını ve deplasmanlara otobüs kaldırmayacağını açıklar. bu açıklama sonrasında yönetim ve taraftar grupları arasında var olan gerilim artar. bursa'daki her maçta tribün gruplarının büyük protestoları yaşanır. yönetim aleyhine tezahüratlar rahatsız edici boyutlara ulaşır. maçların başında bir süre sessiz kalınarak yönetim protesto edilirken devam eden süreçte "lyi mi böyle?", "yönetim uyuma taraftara sahip çık", "yönetim bağırsın, bütün stat çınlasın" tezahüratları yapılır. yönetimi protesto etme, trabzonspor maçında çok daha ileri noktalara götürülecektir. trabzonspor maçında hakem selçuk dereli'nin yönetimim beğenmeyen taraftarlar, dereli'ye toplu halde küfürlü tezahüratta bulunur. hakemin anonsu, yönetimin sahanın kapatılabileceği duyurusuna rağmen küfürler bir türlü kesilmez. adeta, saha kapattırılmak istenmektedir. maç bitiminde teksas tribün liderlerinden selim kurtulan, tribünden sahaya atlayıp, selçuk dereliye saldırmak ister ama hakeme ulaşamadan engellenir. maç sonrasında koltukların sökülüp sahaya atılması, sahaya yabancı madde atılması, hakeme saldın girişiminde bulunulmasından dolayı, teksas tribününden altı kişi gözaltına alınır. selim kurtulan ve mehmet güzelsöz ile birlikte murat paligrat ve yüksel çolak tutuklanarak hapse gönderilir. türkiye'de ilk kez, bir taraftar grubu üyelerinin çete iddiasıyla yargılanmalarına karar verilir. taraftarlar, "teşekkül oluşturarak seyirciyi kışkırtıp şiddet ve kargaşa ortamı oluşmasını sağlamak, kulüp yöneticileriyle futbolcular üzerinde baskı kurmak ve kamu malının zarara görmesine neden olmak"6 suçlamasıyla yargı önüne çıkarılır. pfdk olaylar nedeniyle bursaspora bir maç seyircisiz oynama ve para cezası verir.
sezonun ilk yarısında takım kötü bir görüntü sergileyecek, taraftar ve yönetim arasındaki gerilim devam edecektir. bilenser, yönetim-taraftar ilişkisi bağlamında, başkanlık dönemine ilişkin son derece çarpıcı noktalara değinir: "bana göre taraftarlığı holiganlığa dönüştürmemiş taraftarlar, takım için önemli bir güçtür ve kötüye giden maçı iyiye de çevirebilir. kendi çıkarlarını kulübün çıkarlarının önünde düşünen holigan taraftarların ise basanda değil ama başarısızlıkta çok büyük etkisi vardır. bu taraftarlar sayılan az olmasına rağmen, tribündeki diğer taraftarları da yönlendirirler. biz o yıl bunu çok kesin şekilde yaşadık. iyi bir bursaspor ve temiz bir futbol ortamı yaratma konusunda da çok idealisttik. belki burada büyük bir hata yaptık. çünkü ideal bir ortam yaratmak sadece sizin kararlarınızla olmuyor. türkiye'deki bütün takımların, futbol otoritelerinin sizin gibi düşünmesi gerekiyor. biz o yıl taraftar kulüp ilişkilerini düzenleme konusunda çok önemli adımlar attık. her şeyi göze alma pahasına, maç kaybetme pahasına taraftara taviz vermedik. aklımız sıra taraftan adam edecektik. bu lafı çok rahatça söyleyebilirim. bunun için de çok büyük bir şansımız vardı. çok iyi bir vali, çok iyi bir emniyet müdürü, hatta çok iyi bir başsavcı vardı. türkiye'de bursaspor'u bu konuda örnek bir takım yapma arzusundaydık. bütün o ücretsiz bilet vermeler, ücretsiz otobüs kaldırmalar, taraftara açıktan para vermeler bunların hepsini kaldırdık. arkadaşlanmızla bu konuda çok net karar aldık. ara sıra bunu delenler oldu ama yine de çok kararlı davrandık. hatta takım istanbul'a deplasmana gittiğinde taraftar, liderleri otele gelip otelde rahatsız ederek para istiyor, taciz ediyorlardı. bu gelenek haline gelmeye başlamıştı. biz onları otellere almamaya başladık, istanbul'da otellerde kavgalar oldu. o yıllarda istemediğimiz halde bazı gruplar, kendi imkânlarıyla deplasmanlara gelip futbolcuları, bizleri taciz ediyorlardı. hiç unutmuyorum bir trabzonspor maçı; galipken, taraftar resmen aleyhimize bağırdı ve maçı kaybettik. böyle bir şey olamaz, takım galip ve taraftar olumsuz tezahürat yapıyor. 29 dev adamı da sevmedi taraftar. onlara daha yakın insanlar olmasını istiyorlardı. taraftar konusuna değinmişken bu noktada önemli bir vurgu yapmak istiyorum. türkiye'de taraftarlıktan ve yaratılan şiddetten beslenen gruplar var. bu beslenme, şiddetin devamlılık kazanmasını ve şiddet sonucunda ortaya çıkabilecek olumsuz durumların da göze alınmasını beraberinde getiriyor. bu bağlamda, şiddeti önlemek için sadece yasaların çıkarılması yetmez, taraftarların beslendikleri yolların da ortadan kaldırılması gerekiyor. türkiye'de taraftarları besleyen, gerektiğinde kendi lehlerine, gerektiğinde istemediği isimler aleyhinde yönlendiren kişiler var. bursa'da da bunun örneklen görüldü."