son iki haftayı beraberlikle tamamlayan siyah-beyazlı ekip, alt sıralardan kurtulma çabası içindeki rakibi önünde oyunun kontrolünü elinden hiç bırakmadı, sayısız pozisyon yakaladı. almeida’nın golüyle galibiyete ulaşan kartal, 2011 yılını mutlu kapadı
analiz: serdar sarıdağ
kadroda edu ile almeida’yı ilk on birde gördüğümde de yoksa 4-4-2 mi diye sevinmedim dersem yalan olur. çok zaman oldu beşiktaş’ta 4-4-2’yi seyretmeyeli. aslında dün sahada belirli bir sistem yoktu. ana göre değişen sistemler silsilesi seyrettik dün. 4-3-3, 4-5-1 ve 4-2-3-1. edu bu sistemlerin sürekli solunda yer aldı. 6. dakikada ekrem’in değerlendiremediği gol şansında edu bu işin solundaydı. sadece orada kalmadı. 27., 38. ve 62. dakikalarda sol şeritten ayrılıp rakip kaleyi ciddi şekilde rahatsız etti. her geçen gün kendini geliştiren edu, sürekli hareket halinde olması nedeniyle rakip savunmalar için istenmeyen futbolcular sınıfında yer alıyor. maçın en önemli artısı bana göre almeida’nın attığı golle hayata geri dönmesi oldu. portekizli 37. dakikada attığı golle “ben bu takımın forvetiyim” mesajını tribünlere çok güzel bir şekilde verdi. karabükspor pek varlık gösteremese de savunma direncinden taviz vermemesi maçtan önce umulan farkın gerçekleşmemesini sağladı. hemen hemen hiç pozisyona giremeyen karabükspor’da bir tek mehmet batdal’ın 76. dakikadaki vuruşu belleklerde yer alabildi. o pozisyonda ise egemen zamanında yatarak beraberlik şansını vermedi. 1-0’lık avantajına yeni goller eklemeyerek maç sonuna kadar risk üstüne risk taşıyan beşiktaş, bu yoğun maç trafiğinden en az hasarla tatile girdi. 28. dakikada ekrem kaleciyi aşabilse, 35. dakikada veli’nin şutu orkun’a isabet etmese 87’de veli’nin kafa vuruşu auta gitmese ve 90. dakikada necip’in şutu direkte patlamasa çok daha güzel bir kapanış olabilirdi. tabii ki bir gol üç puana her teknik direktör tereddütsüz kapısını açar ama 1-0’dan sonra sonuna kadar risk dolu bir maç oldu