çarşamba'nın gelişi pazar'dan belli idi. galatasaray'ın istanbulspor maçında 3-0 galip gelmesine rapmen attığı goller tek kişinin vuruşuna bırakılmış, takım halinde olgun hale getirilerek yapılmamıştı.
dağının oyun şartları dün de zürich karşısında tur atlamalarına engel oldu. penaltılar olmasaydı? galatasaray üçüncü maçı yapmamak talihsizliğine dahi düşebilirdi.. bereket versşn zürich 11 müdafi her ne sebeptense topu iki eliyle tuttu ve ikinci penaltı golü de doğdu. haklı olarak yabancı bir sahada 2-0'lık avantajı korumak için kapalı bir müdafaa oyunu tatbik eden zürich'e karşı galatasaray'ın ortadan işlemeye çalışması ve kalabalığı kısa verkaçlarla yarmaya uğraşması, gol kısırlığını yarattı. hele ibrahim'in devamlı surette topla oynayıp ayağından topu ancak bütün müdafaanın hazırlığını yaptıktan sonra çıkarması. üçüncü bir golün kazanılmamasına başlıca sebep teşkil etti... oyunun başından sonuna kadar baskılı oynayan galatasaray'ın tek talihsizliği, metin'in kale çizgisi ile, santra çizgisinin tam ortasına isabet eden mesafeden çektiği çubuk gibi şutun direkten dönüşüydü. top insaf edip üç parmak aşağıdan gitseydi fileleri havalandırması işten bile olmayacaktı.. ama ne yazık ki metin'in ayakkabısı, dürbünlü ayakkabı olmadığı için hedef yerini bulmadı. bütün bunlara rağmen galatasaray, dünkü maçı 3-0 kazanabilirdi, fakat bunu yapamadı ve bugünkü işini yarına bıraktı.