futbol, sadece 22 kişi arasında mı oynanır sanırsınız? öyle olsa, milletlerarası turnualarda, milli maçlarda en şöhretli, en kudretli takımlardan hiç biri rakibinin sahasında tek maç kaybetmezdi.
«seyirci», maçı yalnız gözleriyle takip eden değil, ayni zamanda heyecanı ve coşkunluğu ile de ona katılan insandır artık... bu coşkunluğu, terbiye kaideleriyle bir seyirci sahadaki futbolcusunun gücüne çok şeyler ekler. susuşuyla durdurur takımı da.. coşkusuyla şahlandırır.
o halde seyirciye düşen çok şey var bugün.. mithatpaşa stadı tribünlerinin her yanına yerleşecek bütün seyircilere... çünkü sahada oynayan takımın adı ya da forması ne olursa olsun, yarın dünya spor basını «türk futbolunun başarısı veya yenilgisi»nden bahsedecek.
doğrusu sadece seyircinin alkışı, «haydi çocuklar» diye yerinden kalkışı kafi değil. galatasaray formasıyla futbolumuzun milletlerarası bir şeref kazandırmağa çalışacak onbir gencin de, her şeyden önce telaşsız olması şart galiba lazım olan taktiklerin en iyisi de, oyuna sakin başlamak... ve hep aynı sakin hava içinde oynamak.. ondan ötesi mi? galatasaray'ın ki farkı kapatacağına dair inancımız öylesine açık ki...