galatasaray geçen sene polonya'da bytom'u eleyerek, üçüncü tura yükseldi... seyirci o gün fazla gürültücü değildi. ama, rakip sertti, kuvvetliydi. aradaki üç farkı kapayacak çaptaydı. sarı - kırmızılı çocukların mücadelesini hatırlıyorum, üçüncü tura yükselmek için, canlarını ortaya koymuşlardı.
sonra... şarkılar söyleyerek yurda döndük..
galatasaray daha iki ay evvel macaristan'da şöhretli ferençvaroş'u eledi. seyirci, gürültücülüğü bir tarafa, mütecaviz, rakip ise, istanbul'daki farkı kapayacak güçteydi.. sarı - kırmızılı çocuklar, gözünü kırpmadan iki penaltı veren ve ferençvaroş'a çalışan bir çek hakemiyle de mücadele ediyorlardı. neticede, gürültücü ve mütecaviz seyirci, utanmaz hakem ve haşin ferençvaroş, sarı - kırmızı formanın «11 çocuğunu» yiyemediler, elbirliği etmelerine rağmen.
sonra... yine avrupa'nın 8 takımı arasına girme ümidiyle ve şarkılar söyleyerek yurda döndük..
galatasaray bugün zürich'le avrupa şampiyon kulüpler turnuasının üçüncü turu için oynuyor. zürich'e, zürich'te 2-0 yenlimiş olması, bugün için fazla önemli değildir. üçüncü turun hakiki sahibi olduklarına inanmış olmaları önemli bizce...
macaristan'da, polonya'da, romanya'da eğilmeyen galatasaray mithatpaşa'da eğilmeyecek ve başını daha yukarı, daha yukarı kaldıracaktır...