mecidiyeköyden maca gitmek üzere bindigimiz belediye otobüsü olimpiyat stadına yaklaşırken bir türlü stada giden yolu bulamıyordu.
macın başlamasına az bir süre vardı biz stadın ışıklarını görüyorduk fakat bir türlü stada ulaşamıyorduk bu arada otobüsün icindekiler şöföre yolu anlatamaya calışıyorlardı
yolu bildigini söyleyen biri şurdan git burdan git diye şöföre yolu tarif ediyordu şöförümüzde kendisini dogru yola cıkaracagını zannettigi bu galatsaraylı neferin dedigini yapıyordu.
otobüs öyle yerlere girdiki artık stadın ışıklarını bile görmüyorduk bulgar takımıyla oynayacaktık fakat biz nerdeyse bulgar sınırına dayanmıştık. şöförümüz kendisine yolu tarif eden arkadaşa şimdi nerden gideyim degince klavuzluk yapan vatandaşın valla abi ben daha önce bir kere gelmiştim yolu karıştırdım galiba sözüne şöförümüzün ya arkadaşım ben senin lafına uydum buralara geldim kesin bir şeyler biliyordur diye senin tarifine uydum ben daha önce defalarca kere geldim bir türlü işin icinden cıkamadım sen bir kere geldin diye bizi getirdigin yere bak demişti
otobüsün icinde her kafadan bir ses cıkıyordu stadın ışıklarına bile razıydık artık şöför iyice strese girmişti.epey bir yol aldıktan sonra tekrar stadın ışıklarını gördügümüzde sanki tutsaklıktan kurtulmuş bir tutsak ordusunun özgürlügüne kavuşma sevinci gibi bir sevince bogulmuştı otobüsün ici.
fakat stadın ışıkları tekrar kaybolmuştu göremiyorduk acaba stadtan genemi uzaklaşyorduk diye düşünürken ...şöförümüzün bu stadı buraya yapanın anasına avradına iyi bir giydirdikten sonra.... arkalardan birinin..... sıkma kendini şöför bey artık olan oldu lafı otobüsümüzde neşe yaratmıştı. neyseke biraz ilerledikten sonra yolun sag tarafında bozulmuş olan belediye otobüsünü gördükten sonra o otobüsün şöföründen aldıgımız yardımla stada yetişebilmiştik.
malesefe otobüs şöförüne yolu tarif etmeye calışan şahıs benim ne bileyim valla kötü bir niyetim yoktu dadece yolu bildigimi zannetmiştim... yanılmışım