futbol eğlence endüstrisinin dev bir sektörü oldukça, yetenekli futbolcu "mahalledeki abi" olmaktan çoktan çıkıp erişilmez bir süper yıldız statüsüne yükseldikçe, gösteri performansı önem kazanıyor ve bu bakımdan topçuların artistliği de makbul oluyor. nitekim kameraların yakın çekimini hesaba katar bu stiller, ekranı muhatap alır. (tamamlaması kendisine reva görülmeyen 1994 dünya kupası'nda maradona yunanistan'a golü attıktan sonra nasıl "muhatap almıştı" ama kamerayı! televizyon vasıtasıyla dünya-aleme "görün lan görün lan!" diye bağırıyordu büyük üstad. ama bir yandan da o kameranın şahsında, futbol endüstrisinin egemen sömürgen güçlerine kafa atmıyor muydu?)
kaynak: tanıl bora'nın "karhanede romantizm: futbol yazıları" adlı kitabında bulunan "gol sevinçleri" başlıklı yazısı.