son 6 sezonda 3 ayrı teknik adamla çalışmasına rağmen saha içi ve dışı istikrarı sağlayabilmiş bir kulüp kayserispor. bunda gerek yönetim zekâsı, gerek sportif direktör istikrarı, gerekse hoca seçiminde dikkate alınan doğru kıstasların etkisi var. kafkas sonrası şota hamlesi de kayseri’ye tam isabet getirdi; gürcü hoca, kafkas’ın kazanımlarını yok saymadı, inşaatını onun altyapısı üstüne kurdu. birçok oyuncu değişmesine rağmen takım hâlâ kafkas savunması yapıyor, ama artık şota gibi hücum etmeye de çalışıyor. geçen sezon yaşanan sayısız aksilik nedeniyle haziran-temmuz’da kayseri’de kulüp standartlarının üstünde bir transfer hareketliliği yaşandı, ama bir proje çerçevesinde şehre getirilen avrupa doğumlular uyum dönemini çabuk atlattılar. şota, her bir santimetrekareyi pasla geçen bir takım istiyor; zaten amisulaşvili, selim teber ve santana da tam tamına bu isteği gerçekleştirebilecek isimler. tolunay kafkas döneminde forma şansı bulmaya başlayan hasan ali, serdar, furkan ve abdullah, genç yaşlarına rağmen şota’nın bu yılki projesinin kilit isimleri… çünkü şota sahada birkaç baresi, birkaç gullit ve birkaç maradona değil; 11 şota’nın var olduğunu hayal ediyor. herkesin oyun zekâsı olacak, herkes ileriye doğru pas trafiğine katılacak, ama kimse kendi sorumluluğunu hiçe sayıp kahraman olmaya çalışmayacak. isimleri furkan veya zalayeta, yaşları 18 ya da 38, her kim görevini tamı tamına yaparsa o oynayacak. gerçekten de ilk yarıda planlar aşağı yukarı işledi gibi: şota’nın “furkiii” diye seslenip adeta genç oyuncuyu gole gönderdiği beşiktaş maçı ve zorlu fenerbahçe maçı kazanıldı. trabzon’a karşı haksız bir gol iptaline, g.saray’a karşı iyi oyuna rağmen birer puan alındı. ilk yarının en kötü 45 dakikası bursa’daki ikinci yarıydı, orada da forvetlerin hepsinin sakatlığı mazeret kabul edilebilir. ikinci yarıda geriden kısa pasla çıkılan anlarda hamidou ve önder’in beceri eksikliği başlarına iş açmazsa, kadir has stadı zemini de biraz düzeltilirse kayseri’nin önü açık. bu sene 15-16 bin taraftarın bile az gözüktüğü kadir has stadı’nı artık 30 bin kişiyle görmek de umarız avrupa ligi 2011-12 maçlarına nasip olacak.
dezavantajı tabii ki sezon başında cangele, zalayeta, moritz ve furkan’ın aynı anda sakatlanacağını tahmin edemezlerdi. ama büyük takım olmak için büyük düşünmek ve sakatlık problemlerini de az kayıpla aşabilecek alternatifli kadroyu kurmak gerek.
avantajı her türlü problemi kendi bünyesinde hazmedebilecek çok değerli bir hocası var kayseri’nin. kayserili bir genç oyuncuyla sohbet ederken maç öncesinde rakip analizi de yaptıklarını, şota’nın (gençlerbirlikli cem can’dan söz ederken) “cancun” dediğinde çok güldüklerini duymuştum! oysa ligde birçok hocanın (bırakın cem can’ı) emenike’yi, makukula’yı bile ilk defa sahada tanıdıklarına şahit oluyoruz biz.
transfer projeksiyonu bu kadar sakat forvetleri varken, ön tarafı kuvvetlendireceklerine şüphe yok. emir kujoviç’i çok merak ediyoruz, ama sanki daha fazlası da lazım.
satır başlarıyla kayserispor ilk yarının yıldızı selim teber şota bu “klasik 10 numara” selim teber’i nasıl iki yönlü harika bir merkez oyuncuya dönüştürdü gerçekten merak ediyorum. eğer selim şota’yı 25 yaşında tanısaydı, herhalde kariyeri çok daha farklı gelişirdi.
en çok yükseliş gösteren hasan ali kaldırım geçen sene rotasyon içinde kendini gösterememişti, bu yıl direkt oynayınca neler yapabileceğini ispat etti. savunma yönünü biraz geliştirir, hava toplarında ortadan kaybolmazsa milli takım yolu da açık.
en çok düşen suleymanou hamidou hemen herkesin yükseliş gösterdiği bir takımda düşüş yaşayanı bulmak kolay olmadı doğrusu. ama özellikle geriden çıkılırken yaptığı pas hatalarıyla hamidou, yaşlılık belirtileri göstermeye başladı sanki.
en iyi transfer alex amisulaşvili ilk yarıda fenerbahçe’de, galatasaray’da veya beşiktaş’ta oynasa ligin 11’indeki yeri garantiydi. oyun zekâsı, tekniği ve yönetmenliği üst düzey. duran toplarda da kafasının üstünü değil içini kullanarak attı golleri…
en kötü transfer ali bilgin son haftalarda ufak bir çıkış yaptı, ama başlangıç noktası o kadar dipteydi ki, o hareket yeterli olmadı. antalya’daki ali’yi bulmak için ona yatırım yapanlar ne zaman karşılığını alacak, artık gösterme zamanı geldi de geçiyor gibi.
anahtar sayı 22 gol kayseri , ilk devrede karabük’ten daha fazla gol pozisyonuna girmiş, ama 6 gol eksik atmış! ikinci devrede kujoviç’le (ve belki de daha fazlasıyla) bu soruna çare bulmaları gerekecek.