galatasaray kulübü’nde daha 1929-1930 yıllarında baş gösteren bir takım anlaşmazlıklar 1933 yılında iyice su yüzüne çıkmıştı.
kulüp içinde başgösteren ikilik, olimpiyat adlı spor dergisinde yazdığı “galatasaray kulübü aleyhtarı yazıları” öne sürülerek eşref şefik (atabay) bey’in ihracıyla sonuçlanmıştı. bu olay, galatasaray içindeki muhalefette bardağı taşıran son damla olmuş ve istifalar art arda gelmeye başlamıştı. en sonunda, uzun yıllar sarı-kırmızılı kulübe başkanlık yapmış olan yusuf ziya (öniş) bey’in de istifası ile gündeme oturmuştu.
galatasaray kulübü’nden ayrılan 25 üye, yusuf ziya bey’in etrafında toplanıp yeni bir kulüp kurmak üzere girişimlere başladılar. istanbul valiliği’ne yapılan başvuruda yeni kulübe verilmek istenen “sarı-kırmızı” ismi reddedilince, bu kez bu renklerden esinlenerek “ateş-güneş” adı kararlaştırıldı ve yeni kulüp bu isimle tescil edildi.
kısa zaman sonra, “güneş” adı altında fırtınalar estirecek kulüp böylece, galatasaray’ın bünyesinden koptu ve başkanlığına atatürk’ün yakınlarından cevat abbas bey’in getirilmesinden sonra yıllarca, başta galatasaray olmak üzere bütün büyük takımlarımızın belalısı haline geldi.
güneş takımı ilk olarak katıldığı 1935-36 istanbul ligi’nde, 12 takım arasında ligi 5. olarak tamamlamış, gitgide ısındığı 1936-37 sezonunda ise 29 puanla lig ikincisi olarak tamamlamıştı. artık tüm takımların korkulu rüyası olmaya başlayan güneş, 1938 yılında ise fırtına gibi esti...