hakiki fenerbahçelilerin duyduğu üzüntü: oğlumdan utandım, sanki suçlu benmişim gibi
fenerbahçenin eski santraforu bülent yüksel
...oğlum da bana çekmiş, o da fenerli. geçen seneye kadar iş idare ediyordu. baba ben hepsindenim. hepsi türk, yaşasınlar diye bir siyaset güdüyordu. fakat bu sene mektebe başlaması ile rengini belli etti ve iftiharla bende fenerliyim demeye başladı. onun fenerli olması ikinci devre lig maçlarına isabet ettiği için mağlubiyetlerin izahı da bana düştü.
pazar günleri radyoyu açmasın diye gezmeye götürmeye, pazartesi sabahları da gazeteyi ona göstermemeye başladık. fakat bu hafta tutturdu ille de maça gidelim diye.
kendisine kalabalıktan dem vurduk, daha küçüksün, ezilirsin falan diye kandırmaya çalıştık. öyleyse radyodan dinlerim dedi
kırda yemek yemeğe de bayılır. hemen bir piknik icat ettik. maçı unutsun diye tabiatın kucağına bıraktık. fakat gene hep maçtan bahsediyor. fenerin nihayet bir galibiyet elde edeceğine öyle emin ki, beşiktaşı yenersek hepsini yenmiş oluruz, diye bir felsefe uydurmuş kendine.
dönüşte teşvikiyede maçtan boşalan kalabalığa rastladık. bana baktı, baba birisine sor gibilerden. ben de birin gözüme kestirip ve böylece fenerin 3-1 yenildiğini öğrendik.
sonra artık konuşmadık. dersi de yokmuş; bir aralık ortadan kayboldu, annesine sordum, karnı tokmuş, yattı, dedi.
oğlumdan utandım, sanki suçlu benmişim gibi, gözümden iki damla yaş aktı. sonra merak ettim, acaba fener idare heyetinden ve futbolculardan pazar akşamı yemek yemeyen oldu mu diye?