güzel bir formülle (!!!) sahaya gayri nizami iki oyuncu ile çıkan fenerbahçe beşiktaş'a borcunu ödedi.
yazan: ali z.oraloğlu
galatasaray'ın vefa, fenerbahçe ve beşiktaş'ı sırası ile yenmesi üzerine bir haftadan beri beşiktaş-fenerbahçe maçının ne netice vereceği meselesi üzerinde bütün spor meraklıları fikir yürütmekte idiler.
bir kısım sarı-lacivertlilerin mağlup olacağını ileri sürüyorsa da, büyük bir ekseriyet, arka arkaya uğradıkları mağlubiyetlerin acısını çıkarmak, bazıları prestijlerini yerine getirmek için fenerbahçenin kazanmak uğruna elinden gelen gayreti esirgemeyeceğini, esasen hiçbir büyük klübün arka arkaya yenilmeyeceğini binaenaleyh maçı kazanacağını iddia ediyordu.
takımlar hoparlörde ilan edilince dün inönü stadında bir haftadan beri şehrimizde çalkalanan dedikoduların fi hakikat olduğunu öğrenmek bizi olduğu kadar bütün sporseverleri de üzdü. dünyanın hiçbir yerinde rakibini şampiyon çıkarmamak için şanlı ve şerefli bir maziye sahip olan bir klübün böyle fena bir vaziyete düşrüldüğü görülmemiştir. işin tuhafı bu vaziyete şaşanların ekseriyetini bizzat sarı-lacivert taraftarları teşkil ediyordu.
çünkü takımlarında bu sene birinci devrede vefada oynayan nusret ile geçen haftaya kadar ankarada hacettepe'de oynamış olan ilhan'a yer veren fenerbahçeliler daha sahaya çıkmadan hükmen mağlubiyeti kabullenmiş oluyorlardı.
sporculukla kabili telif olmıyan bu hareketleri ile fenerbahçelilerin prestijlerinin biraz daha sarsılmasından başka ellerine ne geçti. esasen tam kadroları ile çıkmış olsalardı dahi beşiktaşa muhakkak yenileceklerdi. fakat böyle bir formüle müracaat edeceklleri kimsenin aklına gelmezdi. her ne kadar sekiz sene evvel gene galatasarayı şampiyon çıkarmamak için beşiktaş da fenerbahçeye aynı yardımı yaptıysa da bunu daha şerefli bir şekilde, sahaya nizami bir takım çıkarmakla halletmişti.
diğer taraftan tuhafımıza giden şey de vaziyetin halka ilan edilmemiş olmasıdır. 20.000 kişiye ilk maçı seyrettiriyoruz diye hususi bir maç seyrettirilmesine laubalilikten başka isim veremiyoruz.
bu vaziyet karşında nizamname mucibince hakemin beşiktaşa seremoni yaptırması ve bundan sonra oynanacak oyunun hususi olduğunu ilan etmesi lazımdı.
bütün bunlara rağmen yaptıkları hususi mahiyetteki maçta dahi son derece fena, lakayt ve isteksiz oynayan fenerbahçeliler en başta taraftarları olmak üzere bütün seyircilerin infialini üzerlerine çekmişlerdir. kaleci erdal ve müdafi müjdattan başka hiç biri enerji göstermek şöyle dursun topu takip etmek zahmetine dahi katlanmamıştır. hele meşhur lefter’in akıllara hayret verici penaltısı uzun müddet bizzat fenerliler tarafından yuhalanmıştır.
beşiktaşa karşı dün yaptığı iki maçı da kaybeden (birincisi lig maçı hükmen, ikincisi de hususi karşılaşma (!!!) 3-1 mağlubiyet) fenerbahçe bu suretle beşinciliğie doğru yol almış oldu.
her bakımdan bir kıymeti olmayan hususi (!!!) maçın tafsilatını vermeye lüzum görmüyoruz.
dün 21 bin kişi nasıl aldatıldı?
maçtan evvel fenerbahçe idare heyeti stad müdürü şazi tezcanın bitişiğindeki odada kapılar kilitlendikten sonra fevkalede bir toplantı yapıldıktan sonra dışarı çıkılırken fenerbahçe umumi katibi rüştü dağlaroğlu ile fenerbahçe umumi kaptanı osman kavrak içerde yaptıkları münakaşayı kesmeyerek dışarıda da devam etmişler. ve nihayet r.dağlaroğlu ben hiçbir şeye karışmıyorum ne halt edersen et diyerek şeref tribününe yollanmıştır.
takımlar sahaya çıkmadan evvel adet üzerine lisansları isteyen hakem sıtkı eryar'a bunların haftaymda ibraz edileceği söylenmiştir. iki gayrinizami oyuncusu olan fenerin vaziyetine itiraz edilince osman kavrak yahu beni zorla galip getirecek değilsiniz ya, prestijimi kurtarmak için takviyeli (!!!) çıkıp hükmen mağlubiyeti kabul ediyorum, yapacağımız maç hususidir demiştir.
bunun üzerine raporunu yazan hakem vaziyeti ilan ettirmek istemişse de halkın infial ederek paralarını geri isteyeceğinden korkan alakalılar mesuliyeti vazifelerini üzerlerine almayarak 36.000 lira vererek maç izlemeye gelen 21.000 kişiyi aldatmak yolunu tutmuşlardır.
nihayet hakem hususi maçı yüz lira mukabilinde idare etmeye razı olmuştur.
birinci haftaym sonunda cezaya çarpılacağından korkan hakem, feridun kılıç ve hürriyet gazetesi spor muhabiri adnan akın'ın maça devam edemezsin demeleri üzerine ikinci devreyi oynatmamaya karar vermişse de kendisini rütbesini geri aldırmakla tehdit eden osman kavrak'ın ve böyle şeyler olur diye işi tatlıya bağlamaya çalışan sadri usluoğlu'nun sözleri üzerine: ben ne yapayım, biri milletvekili, biri idareci. bu işin mesuliyeti bana gelecek, cezayı alacağım ama mecbur bırakıldım diyerek oyuna devam etmiştir.
lefterin penaltıyı dışarı atmasını ve takımlarının fena oynamasını gören istanbul milletvekili füruzan tekil, rize milletvekili zeki rıza sporel ve ağabeyi ilk milli takım kaptanı hasan kamil sporel lanet olsun, biz artık bu oyunu seyredemeyiz diyerek stadyumu terketmişlerdir.
emin bir menbadan haber aldığımıza göre hükmen mağlup olarak beşiktaşa şampiyonluğu eden fenerliler yapacakları hususi maçı da 3-1 kazanarak prestijlerini muhafaza etmek niyetinde imişler. fakat ilk golü yiyip de mağlubiyetin acısına tahammül edemeyen beşiktaşlılar canlanınca evdeki hesap çarşıya uymamıştır.
maçtan sonra matbaamıza bizzat gelerek veya telefonla müracaat eden fenerbahçeliler bu vaziyetten son derece müteessir olduklarını belirtmişlerdir. kendilerini teselli etmemize rağmen bu çifte mağlubiyetin hiçbir şeyle telif edilemeyeceğini ve klüplerinin bir avuç insan yüzünden ilk defa böyle feci bir vaziyete düştüğünü söylemişlerdir.
hatta bunların arasından bir koyu fenerli bugüne kadar hayatında en mukaddes şey olarak fenerbahçe klübünü tanımasına rağmen bu hadiseden sonra istifa edeceğini söylemiştir.