atilla türker'in 2003 yılında ümit yayıncılık tarafından yayınlanan, "ah şu futbolcular" kitabında yer alan fatih terim biyografisi ve bu maçla ilgili fatih terim'in anısı şöyle;
imparator... türk futbolunun müthiş ismi... hırsı, zekası, özverisi ve çalışkanlığı ile bir gurur abidesi... hayatı rekorlarla ve başarılarla dolu... 52 a, 10 ümit, 2 kez de a genç milli takım formasını giydi. galatasaray’da yıllarca kaptanlık yaptı. a milli takımda sahaya 32 kez kaptan olarak çıktı. son derece başarılı futbolculuk döneminin ardından teknik adamlıkta da inanılmaz bir grafik yakaladı. a milli takımı başarıdan başarıya taşıdı. galatasaray’ı 4 sezon peşpeşe şampiyon yaptı. uefa kupası’nı aldı... dünya kupası’nda forma giyen oyuncularımızın tamamına yakınını türk futboluna kazandırdı... çıtayı hep yüksek tuttu. italya’da da görev yaptı. ama haksızlığa uğradı. türkiye’ye döndü. galatasaray’la yeniden anlaştı. bir ara huzursuz günler yaşadı. bu kitabın baskıya verildiği günlerde hala huzursuzluk vardı... ama şu da vardı. terim’in olduğu yerde başarısızlık olmazdı... olamazdı...
teknik adamlıkta ilk sınavımı ankaragücü'nde verdim. futbolu bıraktıktan sonra henüz 34 yaşındayken, bu güzide kulübümüzde göreve başladım. ankara'da, ankaragücü'nde güzel insanlar tanıdım, güzel günler yaşadım. bu güzel insanlardan biri de ankaragücü yöneticisi emre topçu idi... allah rahmet eylesin, çok iyi insan, çok değerli bir dost idi... aşırı kilosundan kaynaklanan o tonton hali, o babacan tavırları ile herkes tarafından çok sevilirdi. işte emre topçu'nun kafile başkanlığını yaptığı takımımız ile istanbul'a gittik... rakip beşiktaş idi... inönü stadı'nda karşılaşacaktık. maç günü geldi... sahaya çıktık. daha ilk dakikalardan itibaren de aslanlar gibi oynamaya başladık... beşiktaş bastırıyor, biz direniyorduk... kontraataklarla da gol arıyorduk. karşılaşma çok çekişmeli geçiyordu... atmosfer de fazla idi... çünkü inönü stadı'nı dolduran onbinlerce taraftar, beşiktaş'ı müthiş şekilde destekliyordu. kulakları sağır eden bir tezahürat vardı... maçın ilerleyen dakikalarında hakem, aleyhimize bir faul verdi... ama yanlış karardı bu... üstelik verdiği ilk yanlış karar değildi bu... dayanamadım... yerimden kalktım... tepki koyacaktım. son anda kendime hakim oldum... durdum... yöneticimizin tavır göstermesi daha doğru olurdu. emre topçu'ya döndüm... ve inanılmaz bir şey gördüm. olmaz böyle bir görüntü!.. emre topçu uyuyordu... kafasını arkaya doğru yaslamış, tatlı tatlı uyuyordu. beşiktaş taraftarının kulakları sağır edecek tezahüratına karşın, yedek kulübesinde horul horul uyuyordu. kıyamazdım emre topçu'ya... ama... uyandırmak zorunda kaldım. karşılaşmayı beşiktaş 1 - 0 kazandı. maç sonrası soyunma odasında futbolcularıma şu hatırlatmayı yaptım: "o kadar kötü ve isteksiz oynadınız ki... emre topçu'yu bile uyuttunuz!.." nur içinde yat sevgili dostum emre topçu...