saha bizim, seyirci bizim, nihayet oynayan takım bizim... evet, bugün oynayacak onbir, galatasaraylının olduğu kadar fenerbahçelinin, fenerbahçelinin olduğu kadar beşiktaşlının, beşiktaşlının olduğu kadar beykozlunun, feriköylünün, yeşildireklinin, senin, benim, bizim, bizim... türk şampiyonu var sahada...
ve o şampiyon, o sahada zaferle ayrılırsa, futbol dünyası «türk şampiyonu kazandı» diyecek. hele bu maçta sağlanacak avantaj, polonya'daki zorlu revanşı kolaylaştırır da, üçüncü tur yolu açılırsa, bu şereflerin en yükseği olacak. galatasaray forması altında türk fıutbolu üçüncü turda oynayacak.
hazırlık safhası gerçekten iyi oldu. ligin küçük hesaplarından uzak, şampiyonlar şampiyonası'nın önemini anlamış bir hazırlık devresi geçirdi galatsaraylılar... fakat bir nokta: bytom'u gereği gibi tanımıyoruz. tek dikkat edilecek husus da bu... «meçhul kuvvet» daima tehlikelidir. tanımadığımız bir kudrete karşı oynamak, tanımadığınız bir kudretli ile savaşmaktan zordur bazan... ama g. sarayın böyle bir güçlüğe karşı da durabileceğine inanıyoruz. öyleyse güven var içimizde...
polonya'nın milli takımını, bu turgaylar, bu ahmetler, bu metinlerle polonya da yenmiştik. gene bu turgay'lar, bu ahmet'ler, bu ergun'lar, bu kadri'ler, bu metin'lerle polonya'nın şampiyonunu niçin istanbul'da yenemeyelim? galibiyet kokusu sizin de burnunuza gelmiyor mu?