fevkalâde maç ve f. bahçe, steagul rosu 1-1 berabere
romen takımı sarı-lâcivertliler önünde zaman zaman bocaladı. golleri yüksel ve david attılar
romanya’nın «kızıl bayrak» takımı dün gece ankara’da fenerbahçe ile 1-1 berabere kaldı. ankaralılar zevkil bir oyun seyrettiler.
ıtiraf etmek lâzımdır ki, maçın zevkli oluşunda romenlerin hissesi, fenerbahçelilerinkinden fazla idi. misafirleri her şeyden evvel futbolu bizden çok daha iyi anlamış bir takım olarak gördük. kendilerine kollektif bir üstünluk sağlayan bu vasıfları yanında kuvvetli fizikleri, mücadelecilikleri ve süratleri ile bilhassa temayüz ettiler. orta hafları ile sağ haflarını mükemmel birer müdafaa oyuncusu. iki açıklarını da çok süratli forvet elemanları olarak alkışladık. bütün bu üstün vasıflara rağmen maçı kazanamamaları öyle zannederim ki, oyunun çok kere icap ettirdiği ferdi hünerden mahrum bulunmalarından ileri geldi.
fenerbahçe bu vasıfları haiz rakiple yaptığı maçta. kendi memleketinde oynamamn da avantajı ile başabaş. hattâ çok kere hâkim mücadele etti. ancak bu hâkimiyet teknik mânalı bir başarı olmak seviyesine çıkamadı. uzun boylu ve sağlam yapılı elemanlardan kurulu bir rakip karşısında mütemadiyen havadan oynamaları hatalı idi. sarı – lâcivertli takımda osman ve can en muvaffak elemanlar olarak göründüler.
maçın cereyanı
çok süratli bir tempo üzerinden haşlayan oyunda top bir müddet iki kale arasında mekik dokuduktan sonra 7. dakikada romen kalesine girebilirdi. şayet lefterin soldan civa gibi kaçıp yaptığı ortaya mikro mustafa biraz daha dikkatli kafa vurabilseydi… top maalesef az farkla auta çıktı. oyun süratinden hiçbir şey kaybetmiyerek 21. dakikasını bulduğu zaman stad evvelâ gol. sonra ah feryatları ile inledi. çünkü canın fişek gibi bir şutu yan ağlara çarpıyor. seyirci bunu karanlıkta gol zannediyordu. 23. dakikada ise romenler mut lak bir gol kaçırdılar. sol için kovaladığı uzun bir topa fenerbahçeliler ofsayt diye müdahale etmemişlerdi. fakat ne yan hakeminin bayrağı kalk mış. ne de orta hakeminin düdüğü ötmüştü. sol iç sürdü, sürdü ve çıkış yapan özcanın yanından auta attı. fenerbahçeliler 35. dakikada mikronun yerine yükseli aldılar. mikro fena değildi. fakat rakibin nev’i sahada yükselin fizik kifayetine daha fazla ihtiyaç gösteriyordu. bu değişiklikle fenerbahçe forveti sağdan itibaren şu şekli aldı: hilmi, selçuk, can, lefter, yüksel. ve mücadele devam ediyordu… devrenin golsüz biteceğini zannediyorduk ki, 43. dakikada hilmi sağdan nefis bir orta yaptı. bu nefis ortaya can’ın yapıştırdığı nefis şutu romen kalesi ancak çelebilmişti. selçuk geri gelen topu kafa ile tekrar kalenin içine havale etti. yükselin yetişip patlattığını gördük. stad inliyordu… fenerbahçe böylece devreyi 1-0 ileride kapadı.
ıkinci devre yine ayni sürat temposu üzerinden başladı. tomenler sol açıklarını ortaya, sağ haflarını sol açığa ve devre biterken değiştirdikleri santraforları yerine giren birşan’ı sağ hafa almışlardı. 50. dakikada 11 numaralı formayı taşıyan santraforları ilk devrede sol için yakalayıp atamadığına benziyen uzun bir pas aldı. fenerbahçe müdafaası bir ofsayt tereddüdü içinde idi. 11 numara sola kayarak sürdü. ve golü attı. 62. dakikada fenerbahçeliler ozcanın yerine şükrüyü kaleye aldılar. aynı anda şeref topu soldan sürüyor, kaleye havale ediyor ve bu top direğe çarpıp kaleye girmiyordu. yazık ki, hilmi yetişip golü atamadı. son çeyrek saate girildiği zaman iki takımda da yorgunluk âlâmetleri görülmeye başlamıştı. fenerbahçe yine yükleniyor. fakat bu tesirsiz baskıdan kurtulan romenler kontr-ataklarında daha tehlikeli oluyorlardı. ancak müsabakanın seyrini değiştirebilecek fırsat yine fenerbahçeye çıktı. oyunun bitmesine az bir müddet kala sarı – lâcivertliler bir serbest vuruş kazandılar. vuruşu can yaptı. ve romenleri kandırarak şut atmayıp hilmiye pas verdi. hilmi, ofsayte düş meden rakip müdafaadan sıyrılmış. kaleci ile karşı karşıya kalmıştı. fakat gerekli düzgün vuruşu yapamıyarak bu son fırsatı da kaçırmış oldu. ve maç da böylece 1-1 beraberlikle nihayetlendi.