ikliminize, halkınızın misafirperverliğine bayıldım ama galatasaray maçından sonra yine sahadan şikayet edeceğim.
sahanın kötülüğü kadar da lüzumsuz yere sık sık faul veren ve devamlı suretle oyunu kesen hakemlerinizden bahsedeceğim.
meselâ, hakemin violett'e ihtar vermesi beklenebilirdi ama, oyundan atılmasına çok şaştık, doğrusu. esasen ondan sonra moralimiz de bozuldu.
bence, galatasaray, fenerbahçe kadar iyi oynayamadı ve maçı şansla kazandı. hele ikinci haftaymda gol atamamamız şaşılacak bir aksilikti. galatasaray, bu oyunuyla galibiyeti hak etmemişti.
ayrıca, türk ve ingiliz hakemleri arasında büyük farklar bulduk. türk hakemleri sık sık ve ağır cezalar veriyor.
insan her zaman bir olmaz
gerek gece, gerek gündüz hayatı ile tanımağa çalıştığım istanbul güzel manzaralı, güzel iklimli bir şehir. şehrinizde bütün stoke city mensupları fevkalâde güzel vakit geçirmektedir. ancak, bizim bu hareketlerimizi tenkid eden bazı gazetelerin yazdığına göre, ben istenilen oyunu çıkaramamışım. bir oyuncu her zaman zirvede olamaz; bazı maçta çok iyi oyun çıkarır, bazı maçta ise iyi oynayamaz. esasen bu mevzuda kendimi hiç üzmem. çünkü peşpeşe maçlar olduğuna göre seyirci beni iyi günümde de kötü günümde de görecek demektir.
klâs, çalımdan mühimdir
insan meşhur olunca kendisinden harikalar yaratması beklenir. dinamik, hep hareket halinde ve diğer oyuncuları gölgede bırakacak tarzda oynayacağı zannedilir. halbuki insan bazan daha sakin bir oyunla da klâsını gösterebilir. bence klâs oyun, çalımdan daha önemlidir. bir oyuncudan her dakika mucize beklemek seyircinin düşeceği en büyük hatadırç
ben, istanbuldaki temaslarımızdan çok memnunum. zira şu zaman zarfında türk futbolunun süratli ve kaliteli, halkınızın da futbola çok alâkalı olduğunu anlamak imkânını buldum,
bundan sonra fenerbahçe ile yapacağımız revanş maçının her iki taraf için de çok heyecanlı olacağını ümit ederim.