dakika 11... istanbulspor santra civarından bir frikik atışı yapıyor. top sağda kasapoğlu'nu buldu. kasapoğlu döndü, daldı ve ortaya yuvarladı. pas güzel, fakat pası alan bilgenin topa vuramaması tek kelime ile beceriksizlik.
dakika 12... top bilgede arife aktardı. arif, demarke vaziyette bulunan ilhan'ı gördü. o pozisyonda ve o mesafeden dışarı atılan top, ihsan gibi tecrübeli bir futbolcunun ayağından çıkmamalıydı.
istanbulspor, bu fırsatları değerlendirebilseydi, ne puan vermek telaşı ile bocalayacak ve ne deakip akınlarını iyi kesebilen santrahaf güngör'ü, forvete almak ihtiyacını duyacaktı.
oyuna biraz dağınık başlayan altınordu, ilk yarım saati, rakip hücumlarını savuşturmakla geçirdi. sonra yavaş yavaş açıldı ve mukabil akınlarla muvazeneyi temin etti. maç süratli ve tam manasiyle mücadeleli bir kıvama girdiği anda ise devre sona erdi: 0-0.
44. dakikada arifin, soldan avut çizgisine kadar kayarak ortaladığı topu, lütfü'nün yakın mesafeden üst direğe nişanlamasını müteakip, altınordunun daha ağır bastığı gözlerden kaçmadı. ve nihayet 65. dakikada melih'in sağdan ortaladığı topa, yılmaz'ın vurduğu kafa neticeyi değiştirdi: 1-0.
altınordu maça iyiden iyiye alışmıştı. istanbulsporun, ihsan'dan gelen topa, güngör'ün vurduğu kafa ile temin ettiği beraberlik sayısı bile, izmirlilerin galibiyet azmini kıramamıştı. zira 83. dakikada selim'in aşırtma pasını, ceza sahası içerisinde bülent, kafa ile yılmazın önüne düşürecek ve çok sert bir şut altınorduyu gayesine ulaştıracaktı: 2-1.