"sizinkiler oynuyor ama golleri bizimkiler atıyor"
halit kıvanç
* sağımda ve solumda üçer alman gazetecisi alman spor basınının en ünlü yazarları... önce stadın dolmayışına şaştilar. «bir avrupa kupası maçı... fenerbahçe bir şampiyon... stad nasıl dolmaz?» diyor da başka şey demiyorlar.
* sahayı bazısı kötülüyor, bâzısı ise «toprağın sertliğinden başka kusuru yok» diyerek sahanın bir mâzeret olmadığını söylüyor.
* maç başladı... nürnberg sağhafı zenger sakatlanıyor. «kasıt yok, diyor alman gazetecileri... saha sert, düşünce zedelendi... nürnberg on kişi ile... kazanması zor...»
* ilk devre biterken, yanımdakilerin hepsi fenerbahçeyi övüyor. «bu mu yorgun, bu mu formsuz takım, diyorlar, mükemmel oynuyor... bizimkiler tek tehlike yaratamadı. türk kalecisi oturup bşr türk kahvesi içebilirdi bu devrede...»
* ikinci devre ve nürnberg'in golleri peşpeşe geldi. solumdaki iki gazeteci de ayni anda bana döndüler «sizinkiler oynuyor, onların atması gereken golleri ise bizimkiler atıyor...»
* can'ın golünü, «akıllı, ustaca» buldular. lefter'in yaşına rağmen, hem de şağaçıktan forveti sürüklediğini söylüyorlar. osman için «zor geçilir bir müdafaa adamı» hükmünü veriyorlar. özer'i sert bulduklarını söylerken. «fakat fenerbahçe bütünü ile pek sert bir takım değil. temiz futbol oynuyor» kanaatindeler.
* nihayet... staddan çıkıyoruz... yarı memnun, yarı üzgünler... «on kişiyle, yabancı sahada nürnberg kazandı» diyerek memnuniyetlerini belirtiyorlar. «maçın hakkı beraberlikti» ifadesiyle de üzüntülerine işaret ediyorlar. ve bu arada biri ilave ediyor: «fenerbahçe gene de kazanmış sayılır. bir türk takımının böylesine iyi futbol oynadığını biz, almanların görmüş olması, bir kazanç değil mi?» belki bir türk gazetecisine karşı böyle «politik» konuşuyorlar, ama pek de yalan söylemedikleri muhakkak...